Pazartesi Günü

167 12 2
                                        

Koridorunun sonunda olan sınıfına girdi. En arka sıraya doğru yürüdü. Karalanmış sırasına oturdu, başını sırasının üstüne koydu. Yanına biri oturdu. Yavaşça başını kaldırdı. 

Ahsen'di, elinde dosya, içinde kağıtlar...

Ahsen : Şey geçen doğru düzgün konuşamamıştık, sana ulaşabileceğim bir yerde yoktu o yüzden ödevi kendim yaptım.

Açelya : Teşekkürler ama gerek yoktu.

Ahsen : Yanında oturabilir miyim ?

Açelya : Neden izin alıyorsun ki, sanki oturma desem oturmayacaksın.

Matematik öğretmeni içeri girdi. 

Ahsen (Sessizce): Aramızda bir sorun mu var ? Neden bana böyle davranıyorsun ?

Açelya cevap vermedi. Aslıda onunla konuşmak istiyordu, ama bunu yapacak cesareti yoktu. Dersi dinlese de anlamıyordu, ama o anlıyordu ve başarılıydı. O kendisinin tam tersiydi az da olsa onu kıskanıyordu. 

Geleli yaklaşık olarak üç gün olmuştu. Şimdiden tüm ilgiyi kendine çekmişti. 

Teneffüs zili çalmıştı. Öğretmen çoktan sınıftan çıkmıştı. Ahsen ona doğru baktı. Bir an göz göze geldiler. Açelya gözlerini kaçırdı. 

Ahsen : Kantine inmek ister misin ?

Belki de onunla inmeliydi. Neden benimle konuşmak istiyor ki ? Oysaki sınıfta benden daha iyi insanlar var, saçma...

Ahsen : Bir sene önce aynı sınıftaydık hatırladın mı ?

Açelya : Ne !! Cidden mi ?  

Ahsen : Neden hiç adını sormadım sence. 

Gülüştüler.

Açelya : Üzgünüm ben hiç hatırlamıyorum. 

Ahsen : Sen hiç değişmemişsin hala çok tatlısın. 

Ona iltifat etmemi mi bekliyor ? diye düşündü Açelya.

Kantine gidene kadar sessizlik oldu. 

Ahsen : Ne alacaksın ?

Açelya : Hiç bir şey almayacağım.

Ahsen elinde iki tane çikolatayla döndü. Elinde ki çikolatalardan birini Açelya'ya uzattı. Nazikçe aldı, paketini açtı ve yemeye başladı. Ahsen gülümseyerek ona baktı. 

Ahsen : Bahçeye çıkmak ister misin ?

Açelya : Sen istiyorsan git ben gitmeyeceğim. 

Sınıfına doğru yöneldi Açelya. Selimle karşılaştı. Onunla sanki ruh ikizi gibiydiler. Hayatında görebileceği en iyi insandı o...

Neden benimle fazla konuşmak istemiyordu acaba ? Ben onunla alakalı her şeyi bilirken. Onu gerçekten de seviyorum. Ne buluyordu şu Selim'de. Ben onu her haliyle severken. Onun adına bestelerim varken. Bu adil miydi ? Onunla nasıl bir iletişim kurmalıydı. Açelya için ben önemli bile değilim. Beni tanımadı bile...

Teneffüs çalmamıştı. Ahsen sırasına oturdu, Açelya'nın yanına. O daha gelmemişti. Aptal çocukla konuşuyordu. 

Teneffüs zili çaldı. 

Açelya gülümseyerek yerine geldi. Çok mutlu görünüyordu. Mutlu mu olmalıydı ? Yoksa üzülmeli miydi ? O da bilmiyordu. 

Ahsen : O çocuk senin sevgilin miydi ?

Açelya : Hayır o benim arkadaşım. 

Ahsen : Ondan hoşlanıyor gibi duruyordun.

Açelya : Ne ! hayır o benim sadece arkadaşım.

Ahsen : Geçen sene neden sınıf değiştirdin ?

Açelya : Ailevi sorunlar. Sen niye bu okuldasın ?

Ahsen : Seni takip ediyordum.

Açelya : Çok komiksin.

Zaman su gibi akıp geçmişti. Herkes okuldan çıkmıştı. Yavaş yavaş koridorda yürüyordu. 

Alt kattan kulağına çok hoş keman sesi geliyordu. Okulun konferans salonuna indi. Hoş ses oradan geliyordu. 

(Sonuna kadar dinlemeni öneririm)

Konferans salonunun içinde yankı yapıyordu. İçeri girdi.

Olasılık Dünyası {GxG}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin