Gözlerini açıyor. Ses yankı yapmıştı.
Gözlerini açtın. Başında insanlar var. Anlaşılan şuan hastanedesin. Okulun müdürü, sınıf öğretmenin, babaannen hepsi başında. Her tarafın ağrı içinde sol kolunda sargı var. Yüzünde de sargılardan var. Konuşamıyorsun.
Susamışsın. Konuşabildiğini fark ediyorsun. Su içmek istediğini söylüyorsun. Müdür hariç herkes odadan çıkıyor.
Müdür : Ahsen son zamanlarında bu defteri sana bırakmamı söyledi.
Açelya : Öldü değil mi ?
Müdür : Maalesef.
Ağlıyordum ama yüzümde mimik yoktu. Bağıra bağıra ağlamak istedim. Kendimi düşünerek birinin ölümüne sebep oldum. Müdürün elinden kitabı aldın. Siyahtı sol alt tarafında papatya vardı. Üst tarafında " OLASILIK DEFTERİ " yazıyordu. Göz yaşlarını tutamıyordun. Müdür odadan çıktı. Defteri açtın. Her şey senin için Açelya yazılı sayfayı gördün. Okumaya başladın.
Seni ilk gördüğümde ne kadar güzel olduğunu düşündüm. Sınıfınıza yeni gelmiştim. Tam olarak herkesi tanımıyordum. Sen bir hafta boyunca okula gelmedin. Merak ettim. Bu okuldan kaydını aldırdığını öğrendim. Ailenin bir kaza sonucunda öldüğünü öğrendim. Hangi okula gittiğini uzun bir süre araştırdım. Sonunda buldum. Seninle aynı sınıfa düşmek için çabaladım. Sonunda sana kavuşmuştum ama uzağında oturuyordum. Seni evine gidene kadar takip ettim. Yanına oturmak içi izin aldım bana tepkili gibiydin. Sürekli o çocukla görüyordum seni "Selim'le ". Selim'i sürekli birinden zorla para aldığını, zorbalık yaptığını, birini yaraladığını sırf bu yüzden okuldan atıldığını biliyordum. Aynı şeyleri sana yapıyor diye çok korkuyordum. O gün sana bağırıp kolunu acıttığı için onu öldürdüm. Onun gibi bir pisliğin ne yaşamaya ne mezarını olmasına gerek yoktu.
Sayfayı çevirdin. Ama hâlâ anlamadın defterin adı neden olasılık defteri.
Kap kek verdiğim çocuklar sana çok farklı bir gözle baktılar. Seninle sevgili olmak istiyorlardı. Eğer bunları okuyorsan şuan ölmüş olmalılar. Yakalanacağımı hiç düşünmüyorum. Sen bu defteri okuyorsan ben çoktan ölmüşümdür. Eğer yanıma gelmek istersen sana özel çiçekli bir ip yaptım. "Çiçekli intihar ipi ". İntihar edeceğine ya da buna kalkışacağına dair şüphelerim vardı. Bu yüzden seninle dertleşip sorunlarını çözmek istedim. Eğer Selim'den hoşlansaydın aranıza hiç girmeyecektim. O yüzden bunu sana sürekli soruyordum. Çünkü senin mutlu olman her şeyden daha çok önemli. Yüksek bir yerden atlayacağını biliyordum. Bileklerini kesemeyecek kadar canın tatlıydı. Hemen olmasını istiyordun. Yaşadığın acıyı anlaya biliyorum.
Sayfada yer yer kabarıklar vardı. Belli ki o da ağlamıştı. Hem de çok. Sende ağlıyordun onun ölmesine yol açtın. Bir nevi onu öldürdün. Bu daha çok acı veriyordu. Artık dayanamayacak kadar canın yanıyordu. Yanında olan herkes ölmüştü. Yaşamanın ne anlamı vardı ? Okumaya devam ettin.
Eğer bunları okuyorsan "LÜFTEN DEFTERİ YAK".
İpin yer; Olduğun yerin çatı katında
Seni cehennemimden izleyeceğim 🤍
Diğer sayfalara baktın.
Türlü türlü şiirler vardı.
Papatya çizimleri vardı.
Sayfaları biraz daha karıştırdın.
Günlük kısmına geldin. Ahsen'in kimseye anlatmadığı sırları saçma bir şekilde numaralanmıştı.
1-) Annemden nefret ediyorum.
2-) Babamdan nefret ediyorum.
3-) Şu ana kadar tam olarak 13 defa IQ testine girdim.
4-) İki elimi de kullanabiliyorum kimse bana garip davranmasın diye kimseye söylemedim.
5-) 3 Farklı dil, 5 farklı alfabe ve 2 şifreleme biliyorum.
6-) Ailem beni üzerimden para kazanıyor. Yabancı ülkelerde ki girdiğim bilgi yarışmalarından yüklü miktarda para geliyor.
7-) Hiç birincilikten aşağı düşmedim.
8-) İnsanları dış görünüşünden yargılayan kişilerden nefret ediyorum.
9-) 27 Mart 2022 İstanbul depremi olacak. Kimseye söyleyemedim çünkü insanlar tarafından dışlanıyorsun.
10-) Aşık oldum. Hem kötü hem de çok güzel bir duygu.
11-) Onun için bir kaç kişiyi öldürdüm.
12-) Ona şarkı besteledim. O yarısını duydu.
13-) Yaklaşık olarak 5 ansiklopedi bitirdim. Üçünü ezberledim...
Ve böyle devam ediyordu. Daha fazla dayanamayacaktın. Okudukça onu hatırlıyordun. Daha çok acı çekmene sebep oluyordu. Üzerinde hastane kıyafetleri vardı. Ahsen'in sana yaptığı ipi bulmalıydın. Sonra defteri yakmalıydı. Çatı katına çıktın. Çok kenarda poşet vardı. Poşeti yerden aldın. Açtın. İçinde kibrit vardı. Kibriti yaktın kitabı tutuşturdun. Poşetin içindeki ipe baktın. Cidden çok güzel olmuştu. Papatyalar ipin üzerine silikonla yapıştırılmıştı. Sağlamdı. İp denemezdi bu bir halattı. Odana doğru yola koyuldun. Odana girdin kapıyı kapattın. Sonra sıkı bir şekilde kilitledin. İpi lambaya bağladın. Sandalyeye çıktın ipi boynuna geçirdin.
Sandalyeyi ittin.
Hiç çırpınmadın. Çünkü yaşamak için bir nedenin yok.
Öldün.
Yaklaşık on dakika boyunca asıldın. Sonunda lamba bu ağırlığa dayanamadı ve koptu. Sesi duyanlar içeri girmeye çalıştı. Kilitli olduğu için kırmak zorunda kaldılar. Kırdılar. Yere düşen cansız bedenini gördüler. İşte o sendin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olasılık Dünyası {GxG}
Ficción GeneralBeyaz bir bankın üstünde oturuyordu. Ama bir şeyler eksikti... Arkadaş gibi, sohbet edeceği biri... Sonsuza kadar sevdikleriyle mutlu yaşayacağını zannediyordu ya da o aptal filimler gibi olacağını. Kimi kandırıyordu ? Asla öyle o...