Beyaz Bank

116 10 1
                                    

Beyaz bir bankın üstünde oturuyordu. 

Bir şeyler eksikti...

Arkadaş gibi, sohbet edeceği biri...

Sonsuza kadar sevdikleriyle mutlu yaşayacağını zannediyordu ya da o  aptal filmler gibi olacağını...

Kimi kandırıyordu ? Asla öyle olmayacaktı. 

Koşan birinin ayak sesleri geliyordu. Çok hızlıydı...

Koşan kişi Ahsen'di. İyice yaklaştı.

Yanına geldiğinde nefes nefese kalmıştı. Hızlı hızlı nefes alıyordu. Beyaz banka oturdu. 

Ahsen : Neden gittin ?

Açelya : Gitmem gerekiyordu. 

Ahsen : Bir sorunun var ve benimle paylaşmak istemiyorsun.

Açelya : Cidden bir sorunu-

Ahsen : Zorlamak istemiyorum. Bir sorunun olduğunu biliyorum. Küçük değil büyük bir sorun içine attın ve çok acı çekiyorsun. Neden benimle paylaşmıyorsun ?

Yoksa benimle konuşacak kadar yakınlık kuramadım mı ? Fazlamı zorladım ? Amacım onu üzmek değil.

Açelya : İsmin anneminkiyle aynı. Bana sürekli onu hatırlatıyorsun. Biraz üzüyor aslında...

Ne ! Bu yüzden miydi ? Yani benden nefret etmiyordu. 

Ahsen : Üzgünüm.

Açelya : Hayır bu senin suçun değil aptal. Sadece bir kaç kötü anı o kadar.

Ahsen : Anlatmak ister misin ?

Konuştular. Zamandan habersizce. Birini seven iki insan gibi... 

Belki de o aptal filmler gibi olacaktı. Kim bilirdi ki...  

Akşam olmak üzereydi. Oturdukları yerden güneşin batışını izleyebiliyorlardı. Hava kararmıştı... Ahsen'de onunla geliyordu.

Yürüyorlardı.  Sessiz sokakta. 

Ahsen : Yarın okul yok. Birlikte bir şeyler yapmak ister misin ? 

Açelya : Bilemiyorum.

Ahsen : Evinin önünde olacağım yarın. Saat 02:00 gibi biraz dolaşalım mı ? 

Açelya : Olur. Seninle konuşmak çok iyi geliyor.

Evlerinin önüne kadar gelmişlerdi. Ahsen el salladı. Yavaş adımlarla evin yolunu tuttu. Ahsen evine vardı. Anahtarı eline aldı. Kapıyı açtı. Bom boş kimse yok. Şaşırtmadı...

Odasına geçti. Yatağına uzandı. Acaba çıkma teklifini kabul eder miydi ? Ya etmezse. Ne yapmalıydı ? Selim'den hoş- hayır olamaz bu olamazdı. Onu sevemezdi. Ben onu çok severken olamazdı. Her haliyle severken... Onu o pisliğe bırakamazdı. Ağzını aramalıydı. 

Birlikte çok mutlu olurlarsa. Onu üzmek istemem. Sadece söylemem gerek. Tüm olay bu. Yatağından kalktı. Üstünü değiştirdi. Yatağın içine girdi. Kafasını yastığın üzerine koydu ama uyuyamadı. İsmim ölen annesiyle aynıymış. Sırf bu yüzden kabul etmezse...

Gerçekten de Selim'i seviyorsa. Sonuçta kötü zamanında yanında olan ben değildim. 

Ben değildim. 

Zar zor sabah oldu. Uyuyamadı. Yüzünü yıkadı. Saate baktı. Saat daha 08:34'dü. Onun için çok erkendi.

Zaman bir türlü geçmiyordu. Erkenden oraya varmalıydı. Belki heyecanını bastırırdı. Anahtarı aldı. Kimsenin olmadığı evden çıktı. 

Bir anne ve babası vardı. Adları vardı ama sevgileri yoktu. Yalnızlığa el salladı... Açelya'nın evinin yolunu tuttu. Dünkü oturdukları banka oturdu. Hava yağmurluydu. Yağmur hafif hafif atıştırıyordu. Belki sonra gökkuşağı ortaya çıkardı.  

Saat kaçtı acaba ? 

09:10 

Çok erken. Belki de evini izlemeliydi her zaman ki gibi. 

Çoktan uyanmıştı. Odasını camı açıktı. Bu onun çoktan uyanmış olduğunu gösteriyordu, çünkü sabah kalktığında odasının havalanmasını seviyordu. Ayrıca camında kuşları besliyordu. O yüzden cam kenarlarında ekmek kırıntıları vardı. 

O bir hayvan severdi. Kapılarının önünde 15-18 cm eninde 4-5 cm derilikte bir kap vardı. Binada ki kediler için. Binada ki diğer insanlar kedilerin miyavlamalarından rahatsız olduğu için arada eve alıyordu. Kıyafetlerinde ki tırmık izlerinden anlayabiliriz. 

Çoktan Açelya kuşları beslemeye başlamıştı bile. Onu nasıl kendine muhtaç edebilirdi ? Yakın olduğu sadece 3 kişi var. Babaannesi, Selim, ben... Birini öldürmem gerekiyordu. Ama kimi ?

O piti piti karamele sepeti..

SELİM 

Çoktan ortadan kalkmalıydı. Boş insan. Onun için her şeyi yapardı. Sırf onun için potansiyelinden çok düşük bir liseye geldi. Yağmur bastırmaya başlamıştı. İyice hızlanmıştı. 

Sokağından başında biri gözüktü. Siyah ceket, siyah kot, elinde şeffaf bir şemsiye yavaş adımlar, yağmurdan ıslanmamış kumral saçlar...

Bu Selim'di. 

Bu saatte burada ne işi vardı ? 

Yere eğildi Selim. Küçük bir taş aldı. Açelya'nın odasının camına attı. Oradaki kuşları kaçırdı. 

APTAL

Düşüncesiz insanlardan nefret ederdi. Ölmeyi çoktan hak etmişti. 

Açelya cama çıktı. Bir kaç saçma arkadaş konuşması. 

Aşağı doğru indi. Onun yanına...

Sanki onu bekliyordu. Normalde hafta sonları bu kadar erken kalkmazdı.

Yoksa bu bir randevu muydu ?

Olamaz.

Takip etmeliydi. 


Olasılık Dünyası {GxG}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin