BÖLÜM 10 - Davetsiz Misafir

30.7K 290 46
                                    

İlk öncelikle yorumlarınız için teşekkür ederim! Lütfen böyle devam edin, sizin sayesinizde bu bölümü yazdım. Yoksa bırakırdım yazmayı. Destek veriyorsunuz bana. Biraz uzun yazmaya ve önerilerinizi uygulamaya çalıştım ancak umarım başarmışımdır. İyi okumalar!

*** ÖZGECAN ASLAN'I UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ. MEKANIN CENNET OLSUN KÜÇÜK MELEĞİM. ÇEKTİĞİN ACILARIN HESABINI HERKES TEKER TEKER VERECEKTİR. HALKIN ADALETİNDEN KAÇILMAZ! ***

.........

.........

- pazartesi -

Sabahın ilk ışıkları gözüme vurduğunda umarsızca kendimi yorganın altına soktum. Uyanıp sımsıcacık yatağımdan çıkmak istemiyordum. Kısacası küçük bir pazartesi sendromu geçirmekteydim. Saate baktığımda ilk defa alarmsız saat 8de uyanmıştım. Gözlerimi ovuşturarak yatakltan kalkıp lenslerimi taktım. Sonra banyoya yönelip dişlerimi fırçalayıp ardından yüzüme bir iki su patlattım. Ölü gibiydim. 

Dolabın başına geldiğimde öffledim. Ne giyecektim bugün? Dolabı açıp mal mal içerisine baktım. İspanyol paça olan dar kotumu yatağa fırlattım, ardından üst olarak body tarzında yapışan bir tshirt seçtim.  Bu ikisini hemen üstüme geçirip çoraplarımla konversimi giydim. Saat daha 8'i 28 geçiyordu. Biraz uyusa mıydım 9'a kadar :( 

Derken odama Sahra langırt iye daldı. Bir an korkup sıçradım. "SAHRA ANNEM MANYAK MISIN NE BU GİRİŞ" dedim. Sahra tam teçhizat hazırlanmış makyajını yapmıştı. "Kızım erken gidelim de okula, bana şu yakışıklıyı göster" dedi. Ahaaa, şu konu. Dün, bugün pişman olacağım şeyler anlatmıştım sanırım Sahra'ya. Çıkıyormuş gibi olduğumuz çocuğun okuldan olduğunu söylemiş ama sonra çok geç kaldığım için cümleyi değiştirememiştim. 

Ancak yok deseydim olmazdı çünkü dün beni biriyle sarılırken görmüştü. Saklayamazdım daha fazla. Ancak onun Mert olduğunu da bilmemeliydi. Henüz. 

Sahra'ya "he sahra he" dedikten sonra okula doğru yol aldık. OKula girdiğimizde gözüm Mert'i arasada çaktırmadım Sahra'ya. Kız çakaldı bildiğin. O sırada Cenk'i yukarıya çıkarken gördüm. Sahraya dönüp "ben sınıfıma çıkıyom hadi canı naş naş" dedim başımdan atarcasına. Bana pis pis bakıp "o çocuğu bugün görücem şekerim" dedi ve tripkolik bir şekilde hıhladı. Gülerek merdiven çıkarken Cenk'e seslendim "CEENNKKK" neyse ki henüz kimseler yoktu. Cenk arkasını döndü. 

Beni gördüğünde yüzünde bir gülümseme oldu. Ben de gülümseyerek ona yaklaştım. "Nasılsın?" dedim gözlerine bakarak. İyi miydi acaba? Dün gene çok iyi ayrılmamıştık. "Dün için de özür dilerim, iyiyiz di mi? Senin gibi birisini kaybetmek istemiyorum." dedim ona bakmaya devam ederek. 

Gülümseyerek cevap verdi, "saçmalama yav, önemli değil. Ben de seni kaybetmem istemem. Çıkışta bir şeyler yapalım mı? Konuşmaya ihtiyacım var biraz." dedi benden hemen cevap beklercesine baktı. Cenk iyi biriydi, Mert'in buna alışması gerekecekti. Ağzımdan sözcükleri döktüm "Neden olmasın?" diyip gülümsedim. Sınıfa çıkıp yerimize oturduk. Yan yana oturuyorduk. 

Derlerimize 2 hoca giriyordu. Biri Şebnem hocaydı. Diğeri Mert. Şebnem hoca bizim ana derslerimize giriyordu. Ana dersler ve ara dersler olmak üzere haftalık 20 saat dersimiz vardı. 15 saatine Şebnem, 5 saatine Mert giriyordu. Pazartesiyi full onun dersi yapmışlardı. Diğer günler Şebnem hocaylaydık. Buna üzülsemde bir noktada iyiydi. Çok fazla birbirimizi görmemiz ilerde sorun olabilirdi. Tabii ileride dediğim önümde 1 kur vardı. Yani bu sınıf 1 aya kalmaz biticekti. Ardından sınav yapılıp 2 hafta tatilden sonra son kuruma geçecektim. Ancak sınıflar ve hocalar değişecekti.

Yasak TutkularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin