BÖLÜM 11 - Zorluklar

24.4K 274 102
                                    

- MERT'İN BAKIŞ AÇISI -


Arabayı Defne'nin apartmanının önüne koyduğumda, dış kapıya doğru yürüdüm. Defne'ye sürpriz yapmayı planlıyordum. Dış kapıya yaklaşırken kapıcı ile karşılaştım, öyle bir bakış attı ki garipsedim. "İyi akşamlar" dedim genede gülümseyerek oda gülümseyerek "sizede" dedi.

Dış kapıyı açık bırakıp bana yol verdikten sonra yoluna devam etti amcamız. Asansörü bekliyordum şimdide. Bir gelmek bilmiyordu. Defne'lerin katından geliyordu. Asansöre bindiğimde içimde bir heyecan başladı, ancak bu normal sevinçli bir heyecan değildi. Gerginlik ve üzgünlük dolu bir heyecandı. Hislerimi umursamayıp kata bastım ve yavaşçana yukarı çıkmaya başladım. 4. kata yaklaşırken bağırışmalar duyuyordum. Birden kulaklarım tanıdık bir sesle ürktü, "siktir git dedim sana koduğumun züppesi!" bu Defne'nin sesiydi. Lanet olsun neler dönüyordu? 3. katı geçerken heyecanla yerimde duramıyordum. Bir anda ağlayışlarla karışık bağırışlar duydum. İrkildim. DEFNE?!!

Asansör "tık" diyerek durduğunda tekmeleyerek kapıyı açtım. Umarsızca Defnelerin kapısına yürürken kapının açık olduğunu gördüm ve korkum daha da büyüdü. Defne'nin sesi gelmiyordu. Acele ile içeriye adım attığımda Defneyi karşımda bir masanın yanında baygınlık geçirir halde gördüm. Gözümü ondan ayıramadım. Sadece kilitlendim. Ardından arkadaşına baktım, bağırıyordu. Anlayamıyordum ne olduğunu. Defne... Neden cansız yatıyordu?

Arkamdaki silüeti fark ettiğimde hemen döndüm ve tanımadığım adama baktım. Bu olanların hepsi sadece bir kaç saniye içerisinde gelişiyordu, ancak beynim olanları kavrayamıyor ve yavaşlatıyordu. Bu adam, benim Defne'me mi dokunmuştu? Sinirlerimin doruğa çıktığını hissettiğimde bir kaç saniye sonra bu sorumun cevabını öğrenmiş olacaktım diye düşünürken yumruğumu sıkarak adama koştum.

"Sen kimsin buraya ne arıyorsun?!!!" derken onu yakasından tutp duvara kadar sertçe çarptım. Adam şok geçiriyor gibi gözüküyordu. Umrumda mıydı? HAYIR. Sırtını duvardan kaldırarak tekrar sertçe çarpıp aynı soruyu tekrar ettim "Sen kimsin be adam!" ardından sinirle sözcükler döküldü. "Şurda yatan kıza sen mi dokundun?" diye bağırdım onu yakasından sıkarak. Bir şey düşünemiyordum. Adam acıyla inleyerek "Dur... ben... böyle olacağını düşünmedim... ben sadec sahrayı.." derken yüzüne bir yumruk geçirdim, kafası duvara yaslı olduğundan şiddetli bir şekilde yere doğru aşağıya kaydı. "Seninle görüşücez orospu çocuğu, sana bunların hesabını tek tek ödeteceğim. her kim olursan ol." diyip adamı elimle tutup çekmeye başladım. Adı Sahra olan kız korkuyla bana bakıyor aynı zamanda Defne'nin başına buz tutuyordu. Ne ara bunu yapmıştı bilmiyorum ancak Defne'yi öyle görmek içimi acıtıyordu.

Elimdeki herifi sürüklerken Sahra'ya işaret ettim. "Sen şu adamı aşağıdaki arabaya kadar eşlik edebilir misin? Defne'yi ben getireceğim" dedim. Bana olumsuz şekilde bakmasına karşın "Lütfen sadece dediklerimi yap, her şeyi düzelteceğim. Kimse sevdiğim kadına elini süremez. Korkma, artık bir şey yapamaz. Yeterince şokta ve halsiz. Sadece aşağıya yardım et." dedim. Beni dinlediğinde yüzü hafifledi. Adamın koluna girdi ve tiksinç şekilde herife bakarak asansöre doğru yol aldı.

Defneye oğru yürürken içimden bir ses onun iyi olamsı için yalvarıyordu. Lakin onsuz bir hiçtim. Beni hayata döndüren onun sevgisi idi. Beklenilmeyen kalp hırsızımdı.

Onu yavaşça kaldırıp koluna girdim. Başının arka tarafından şişlik vardı ve hissedilebiliyordu. Korktum. Hayatımda ilk defa endişelendim biri için. Hemen Sahra'nın açık tuttuğu asansöre atlayıp zemin kata bastık. Sessiszlik hakimdi.

Arabaya doğru geldiğimizde Defne'yi arka koltuğa yerleştirdim. Yanına Sahra oturdu. Ona dikkatlice bakıyor buzu kafasında tutuyordu. Acele ile tanımadığım o herifi arabanın ön koltuğuna yanıma oturttum. Direksiyona geçip hastaneye sürerken aynadan Sahra'ya bakıp aklımdaki soruyu sordum. "Bana hemen neler olduğunu anlat."

Yasak TutkularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin