BÖLÜM 15 - "Masum Öpücük"

5.2K 68 4
                                    

Melek'i karşımda gördüğümde ölü görmüş gibi sarsılmıştım. Melek sinsice bana bakıyordu ve ağzından yılan misali zehirli sözlerini döktü.

"Kimse, kimsenin sandığı kadar masum değilmiş demek ki?" dedi, gözleri ksılmış dudağında rahatsız edici bir gülümseme vardı resmen. Nefes almakta zorlandım bir an, bunun sebebi Melek değildi, demin yaşadıklarımdı. Cenk beni öpmüştü, Cenk... Benim arkadaşım dediğim Cenk. O sırada öküz trene bakar gibi baktığımdan Melek bundan güç alıp konuşmaya başlamadan Cenk araya girdi koşarak. "Sende ne arıyorsun burda ?" Melek gülümseyerek cevabı yapıştırdı, "Ben, istediğimi buldum sanırım güzellik. Defne baya şoka girmiş neden bu kadar suskun ve şaşkınsın Defne'cim? Beklenmedik bir zamanda mı geldim yoksa?" sinsice gülümsüyordu hala. Bense hala kafamda ki soru işaretleri ve şokları atlatmaya çalışıyordum. "Ben.." diye başladım cümleye. "Ben.. B-Benim gitmem gerek." Melek'e bakmadan arkamı Cenk'e döndüm, umarsızca 10 saniye Cenk'e baktım. Sinirliydim ona ama bir o kadar da üzgün. Dudaklarımı sıkıp Melek'i kenara iterek ortamdan ayrıldım. Okuldan çıkarken arkamdan Cenk'in geleceğini düşünmüştüm, bir özür bir şey. Ama yoktu. Arkamda kimse yoktu. Sadece ben vardım...

Eve gittiğimde Sahra beni karşıladı kendimi hiçbir şey söylemeden yatağa attım. Arkamdan Sahra gelip yatağın ucuna serildi. "İyi misin sen" dedi. İlk defa bu kadar ciddiydi sanırım. Gözlerimi kapatıp, "sadece uyumak istiyorum, izin verir misin" dedim. O sırada gözümden bir damla yaş akıyordu. Neden?.. Sahra'nın gözlerini üstümde hissettim ve bir anda bana kollarını sarıp yanıma yattı. Sahra'yı ilk defa bu kadar yakın gördüm kendime, ilk defa bu kadar yakınlaşmıştık. Sanki böyle yıllardır tanışıyormuşuz gibi. Sahra'nın ağzından çıkan sözler nedense bana güven vermişti; "Ben buradayım. Nasdıl sen benim en berbat anımda benim yanımda olduysan ben de burdayım işte. Neler oldu bilmiyorum ama anlıyorum işte. Sakın ağlama. Bu hayat o gözyaşların için fazla değersiz çünkü. Tamam mı? Ben senin hep yanında olucam. Yeni tanışmış olsakta, ben hissediyorum. Hayatımızın sonuna kadar el ele olucaz. Sen benim hiç olmayan kardeşim olucaksın Defne. Buna adım kadar eminim." dedi, öyle duygulanmıştım ki. Gözlerimi açıp ona baktım, bana sarılıyordu. Kollarımı delicesine ona sardım ve sıkmaya başladım. "Bestfriends forever o zaman gülüm" diyip gülmeye başladım, o da bana anlamsız bakışların ardından gülmeye başladı. "Kızım ben de o akdar ingilizce yok bak ayağını denk al" dedi. Gülümsedim. "Hadi biraz uzanalım" dedim. Sahra yastığa başını bastırdı. "Olur ama akşam tüm detaylarıyla her şeyi konuşucaz küçük hanım" dedi. Cevap vermeden gözlerimi yumdum ve kendimi uykunun kollarına bıraktım...

SAAT 18.37

Sahra'nın kıpırdanışıyla birlikte gözlerim umarsızca acıyarak açıldı. Sahra uyanmış gözlerini ovuşturuyordu. "Saat kaç" dedim sesim kalın çıkmıştı, uykudan kalkınca direk borazan gibi bir sesim olduğundan şaşırmadım. Sahra gülmeye başladı, "kızım o ses ne boğa gibi" dedi gülmeye devam etti, ben de güldüm ve saate baktım, oha bu ne aq? saat 7'ye doğru koşuyordu resmen. Telefonda 2 cevapsız arama vardı. İkisi de annemdi. Hemen annemi aradım, güzelcene konuştuk. Ona olanları tabii ki anlatmadım. -___-. Annemle konuşmak iyi geliyordu. Telefonu kapadıktan sonra Sahra'nın sesi içeriden geldi. "Akşam yemek yemeğe bir yere gidelim mi güzellllllliiiiiiiiiik?" diye avaz avaz bağırıyordu. Ben de "bağırma len biri şikayet edicek kızım napıyon aq?" dedim gülerek yanına gittim. "Tamam gideriz" dedim.

SAAT 19.23

Sahra suratına kontür uygularken ben de onu izliyordum. Keşke ben de onun gibi güzel makyaj yapabilseydim diye geçirdim içimden. Sahra bana dönüp "Sana da yapayım mı pek yetenekli değilsin bu konuda öğretirim" dedi. BÖBÜRCÜ SENİ, BÖBÜRLEN BÖBÜRLEN. BEN DE İNGİLİZCE DE İYİYİM ALLA ALLA. AYIP. Neden kendi kendime içimden söyleniyordum len?Sahra;'ya dönüp; "Tamam bunda kötü olabilirim ama en kötüsü de değilim elimden bir şeyler gelir herhalde" dedim. Sahra güldü, alay ediyordu resmen benimle -_-. O sırada aklıma beni Mert'in aramadığı geldi. Olaylar bir anda faş belleği bilgisayara taktığında gelen "dosyayı aç" uyarısı gibi geldi. Dosyalar önümde sanki... Melek.. Melek bizi görmüştü.. Suratım bembeyaz kesilmişti aynadan gördüğüm kadarıyla kendimi toparlamaya ve bu düşüncelerden atmaya çalışırken Sahra bunu fark etti. "İyi değilsin ve bir şeyler dönüyor. Bunları bu gece konuşucaz." dedi ve üstünü giyinmeye gitti. Ben de kafamdakileri silip üstüme siyah bir tayt ve onun üstüne de kısa tshirt giydim. Suratıma biraz fondoten sürdüm, allık ve rimellede bunu tamamladım en son da en sevdiğim ten rengime yakın bir ruj sürdüm mat. Çok tatlı olmuştum valla Sahra'dan bir şeyler öğreniyordum. Saçımı açıp önlerini bombeli şekilde arkada birleştirip kıskaçlı tokayla tutturdum. Telefonuma baktım ancak kimse ne aramıştı ne yazmıştı. Mert'in araması gerekmiyor muydu? Ne bileyim insan merak eder falan... Akşam görücez demiştik ama neyse. Kafamı bunlarla meşgul etmiycektim artık. Derslere ve kendime zaman ayıracaktım. Kafam böyle şeylerle dola dola nereye kadar gidecekti?

Yasak TutkularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin