BÖLÜM 3 - TUTKU

54.5K 476 22
                                    

Eve hızla yürürken birinin beni takip ettiğini anladım. Mert'in olduğunu düşünerek arkama dönmüşken. Cenk'i karşımda buldum. Şimdi olmaz.. Lanet olsun. bana doğru yaklaştı. " Defne?" Gözlerimi kaçırıyordum. Umarım anlayamamıştır. Kızardım kesin. "İyi misin sen?" dedi endişe içinde. Derin bri nefes aldım. "Evet iyiyim.. Ne arıyorsun burda?" dedim ne saçma bir cümle. Söylenir mi böyle! " Kitabım sınıfta kalmış çalışmak için alıcaktım sonra binadan hışımla koşarak çıktığını fark ettim. Bir sorun mu var? Yardım edebilirim.." 

"Hayır sağ ol, iyiyim... Sadece şey..." Ne demeliyim. Beynim zonkluyor. "Çalışamadım.. Evde çalışırım diye düşündüm..." dedim. Ne saçma bi bahaneydi.. "Anlıyorum. Evine kadar eşlik edeyim istersen. İyi görünmüyorsun? Aç mısın? Yemeğe gidelim?" Ne kadar düşünceliydi.. Ancak şu an eve adımımı zor atacaktım. "Hayır Cenk sağ ol.. Aç değilim dinlenirsem geçer, bende seni yolundan alı koymayayım... Görüşürüz..." Cenk gene o ciddi ifadesiyle bana baktı bir şeylerin olduğunu oda hissetmişti. Ama tek diyebiliceği şeyi dedi. "Pekii.. Görüşürüz..." İkimizde yolumuza koyulduk. 

Eve vardığımda Sahra koltukta makyaj yapıyordu. Gene dışarıya çıkacaktı saat 6ya geliyordu. Beni görünce şaşırdı. "Sen ders çalışmıycak mıydın bugün? Ne bu hal kızım?" dedi. "İyiyim, sadece dinlenmem lazım. Sen nereye gidiyorsun?"... "Bizimkiler çağırdı. Sende gelsene ya hiç çıkmıyorsun haftalardır. Bir kaç insan yüzü gör be şekerim"... "Yok Sahracım sağ ol sen eğlenmene bak. Belki başka bir gün" dedim ve odama geçtim. Yatağa uzandım. Dudağıma dokundum... Neden bu kadar değişik hissetmiştim? Sadece dudağının dudağıma değmesi bile bana yetmişti. Etkisinden kurtulamıyordum. Bana yakınken gelen o erkeksi kokusu. Beni baştan çıkartıyordu. Bunları kafamdan atabilmek için uyumam gerekiyordu. Aksi halde düşünmeden duramazdım. Yüzüme kremimi sürüp üstümü değiştirdim. Yatağıma yavaşça uzandım. Mert'in bana söylediği şeyleri ve dudaklarını düşünerek, hayal dünyama daldım.

Sabah kalktığımda saat 9.30du. AMAN TANRIM OKULA GEÇ KALDIM! Yataktan fırladım hazırlanmak için 15 dakikam vardı. Hemen dişlerimi fırçaladım lenslerimi taktım. Saçımı tarayıp üstüme şortumu geçirdim üstünede bol gömlek. Çantamı ve kitaplarımı alıp hemen yola koyuldum. 1-2 dakika gecikmeyle okula varmıştım. Okula girdim. Asansör en yukarı kattaydı ve çok yavaştı hemen basamakları atlayarak yukarıya çıkmaya başladım. Tüm kapılar kapalı herkes derse başlamıştı. Lanet olsun diye söylenirken biri beni kolumdan çekti ve tuvaletlerin olduğu dar koridora sürükledi resmen. Tam küfürü basacakken Mert'i gördüm karşımda, gülümsüyordu pisçe. "Günaydın güzellik" dedi bana muzipçe. Neden bu kadar rahattı dün olanları bir çırpıda unuttu mu yani? O değil ya biri bizi görürse. Topuğumuza sıkardı valla! Ben bir şey demeden sınıfa gidecekken gene iki elini iki tarafımdaki duvara yasladı. Beni kıstırdı. Gülümseyerek bakıyordu bana. "Komik olan ne? Bırakır mısın beni?" dedim sinirli bir şekilde. Mert muzipçe bakarak "Dünden beri seni düşünmeden edemiyorum. Ya sen? Sen de öyle miydin?" dedi şaşırdım. Bunu beklemiyordum. "Sen... Ben...SINIFA GEÇ KALICAM BIRAK." dedim bir hışımla ondan kurtulmaya çalışırken. "Unuttun mu Defne? Sınıfın öğretmeni benim. Teknik olarak gecikmedin yani" dedi gülerek. "Ne kadar ukalasın bıraksana! Ya biri bizi...." derken ayak sesleri geldi diye düşünürken Mert beni bayanlar lavabosuna itti. Şaşkınlıktan şok olurken o kendiyle beni büyük bir lavabo içine sokup kapıyı kilitledi. O anda 2 bayanda lavaboya girdi. Seslerini duyuyorduk. Bizi görselerdi biterdik. İkiside Üniversite hocasıyla. Son anda yırtmıştık diye düşünürken Mert'in bana baktığını gördüm. Başımı ona çevirip kısık sesle "ne var? ne yaptığını snaıyorsun! senin yüzünden az kalsın yakalanacaktık" derken, baş parmağını sus işaretiyle benim dudaklarıma dokundurdu. Gene çok yakındık, GENE. Kadınlar derse girmek için lavabodan çıkınca ben kapının kilidini açarken Mert elimi tuttu " Bana bir öpücük borcun var. Bunu sakın unutma ufaklık." dedi ve muzipçe gülüp kilidi açtı. Bir şey demeden çıktım ve sınıfa gittim. Umarım kırmızı değilimdir. Lanet olsun. Sabah sabah ne harika ekşınlar bunlar! Derse Mert girdiğinde gülümsüyordu. Ukala herif! Dersin sonuna kadar bana baktı.  Bana bakması hoşuma gidiyordu, nedense...

Okul çıkısı hemen çantamı toplayıp çıktım, Mertle yalnız kalmamak için. Bunu oda fark etti. Ancak üstelemedi. Onu istiyordum ama kabul de edemiyordum. Eve girdiğimde Sahra evde şakkıdı şakkıdı topuklularda koşturuyordu. "MAKYAJ BEZİM YOK NASIL SİLİCEM AY RİMELİM AKTI" diye bağırıyordu. Ona "Sakin ol kızım bu ne telaş böyle bende var şu çantada al" dedim. "AY HAYATIIIIM YAA BİRTANESİİİN, BU GECE KULÜBE GİDİCEZ YENİ ORTAM AÇILMIŞ. NABIZ YOKLIYCAZ. SENDE GEL, EĞLENİRSİN? HA?" dedi. Aslında iyi gelebilirdi. Nasıl olsa bugün cumaydı. Ama Sahra gibi 2-3 gün dışarda geçiremezdim herhalde. Evde çok nadir görüyordum onu bu ara. Herneyse "İyi tamam bende geliyim o zaman kaçta çıkıcaz?" diye sordum. "Yüzünü germiş bir şekilde temizlerken "1 saate hazır ol tatlım 7de çıkıcam ben biraz uzak buraya" dedi. Bende "e baya varmış ben zaten böyle gelirim." dedim. Beni süzüp kahkaha patlattı. "Kızım sen deli misin divane mi? Bu şekilde sokmazlar bile seni şu bara. Gel benden bir şeyler seçelim manyak ya." dedi. Şaşırdım. "AMA..." derken beni tutup dolabının önüne getirdi. Açtı. Önümde envai çeşit kıyafet vardı. "Bunlar biraz ağır değil mi?" diye sordum. "dur sen dur. ben seçecem sana. otur bakıyım" dedi. Oturdum ve bana kıyafet seçmesini izledim...

45 dakika sonra sıkılmış bir halde Sahra'nın bana makyaj yapışını seyrediyordum aynadan. "İşte bitti! Şaheserim oldun benim valla." dedi. Gülümsedim. Boy aynasına doğru gittim. Kendime baktığımda inanamadım. Bu ben miydim? Üstümde buz mavisi mini bir elbise bel tarafı ve kalça tarafı acaip dar, vücudumu kaplıyor. Bel tarafında hafif bir kumaş yeri var, desenli tenimi gösteriyor. Gögüs tarafı sıkı, gögüslerimi dolgun göstermiş, askısız straplez bir elbise. Sahra gözümün üstüne ve tam altına siyah eyeliner çekmiş, Dudağıma pudra rengi bir ruj sürmüş, yüz hatlarımı belirginleştimiş. Ayağıma ise topuklu  ten rengi ayakkabı verdi. Kendimi böyle görünce şaşırdım. Sahraya dönüp "Cindrella'ya merhaba de" diyip gülümsedim. Saçlarım ise çok hoşuma gitmişti, doğal şekilde dalgalı olarak belime doğru dökülüyordu. Sahra'ya teşekkür ettim. Ve yola koyulduk. Yolda herkes bize bakıyordu. Utanmıştım...

Sonunda yeni ortama vardığımızda içeriye geçtik. Bar ortamı havası vardı. Kokteyl tipiydi yeni açıldığından. Sahra beni arkadaşlarıyla tanıştırırken gözüme biri takıldı. Arkası dönük bir adam. Haşmetli büyük. Yanında bir kadın vardı. Ciddi bir şey konuşuyorlardı. Adamın yan profilini gördüğümde bunun gerçekten evrenin bir işi olduğunu düşündüm. Mertti. Yanındaki kadın da kimdi? Sahra bana seslendi. Hemen ona döndüm. "Aaaa, şu sizin hoca değil mi?" dedi "Ne yakışıklı adam ya şu vücuda bak" dedi. Kötü kötü baktım sahraya iç çektim. O sırada Sahranın 2 erkek arkadaşı bize bira getirdi. Şaşırdım. Hayatım da neredeyse çok nadir içmiştim 2 kere mi ne. Nefret ederdim. Birayı geri çevirdim. Sahranın arkadaşı Serhan "Ya neden içmiyorsun?" dedi "İçmesende dursun belki canın ister bakarsın tadına" dedi. Gülümsedim teşekkür ettim. Ama asıl ilgim şu an Mertteydi. 

Onu bir kadınla gördüğümde bedenimde bir acı hissettim. Bu kıskançlık mıydı? Hayır olamaz.. Ben. Kabul edemem. Ama onu kaybetmekte istemiyordum. Onunla konuşmalıydım. Belki bir çözüm yolu bulabilirdik.. Mert kadınla br konuda tartışıyordu. Ne olduğunu anlamadan Mert sinirlenip kadını masada bırakıp kapıya yaklaştı ve çıktı. Bende Sahradan ve arkadaşlarından izin isteyip onun peşinden gitmeye başladım elimde unuttuğum küçük bira şişesiyle. Her neyse onunla konuşacaktım Tam ona yaklaşacakken kadın çıkageldi ve ben durdum. Ne olduğunu anlamadan "beni bırakamazsın." diye bağırdı. Mert sinirli bir şekilde yere bakıyordu. Kadın "Beni dinle diyorum!!! Bitiremezsin. İzin vermiyorum." diye bağırıyordu. Mert ona bir şey demek için baktığında kadın onun dudağına yapıştı ve öpmeye başladı. Şok oldum. Mert geri çekilmedi. karşılık verdiğini görmeden elimden şişe düştü. O an Mert hışımla göslerini bana çevirdi. Bir anda gözleri büyüdü..

"DEFNE....?"

Yasak TutkularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin