40 | Sonsuzlukta Hapsolmak

756 60 78
                                    

Meraba mereba meraba :) Kullanıcı adımı değiştirdim bu yüzden umarım bulmakta zorluk çekmezsiniz.

Sol köşedeki yıldızı parlatır ve paragraf içi yorumlarınızı bırakırsanız beni mutlu edersiniz⭐️⭐️

Eurielle - Hate me 🎶

Bölüm şarkımız bu, multimedyaya da ekledim şarkıyı Türkçe çevirisiyle. Şarkıyı son da bahsettiğim yerde ya da dilerseniz şimdi dinleyebilirsiniz. Tam anlamıyla bu bölümün şarkısı oldu ve Baturay ile Esilayı anlatan en güzel şarkıyı bulduğumu düşünüyorum.





Baturay Akın

Kafamı koltuğun başlığına sertçe yasladığımda gözlerim de arabanın dijital saatine takıldı, her on dakikada bir olduğu gibi. 5 gün 2 saat 36 dakika.. Sırların ortaya çıktığı ve Esila'nın ellerimden kayıp gitmesinin üzerinden geçen zaman. Artık 37 dakika..

Elimdeki viski şişesini yavaşça kafama diktim. Hava bir gün daha kararmıştı. Hızlı hareket edecek kadar kendimde değildim, daha doğrusu günlerdir kendimde olduğum bir saat bile olmamıştı. Bakışlarım Esila'nın odasının camını bulduğunda yarı açık olan perdesi günlerdir işime gelen tek şeydi. Arada camın önünden geçiyordu yavaşça ama bir kez olsun dönüp bakmıyordu dışarıya.

Günlerdir okula gitmiyor, evden dışarıya çıkmıyordu. Bazı sabahlar erkenden çıktığı bahçede çiçekleriyle konuşuyor onlara günün ilk suyunu veriyordu. Üzerindeki pijamalarıyla ve dağınık saçlarıyla o kadar tatlıydı ki.. Küçük bir çocuktan farkı yoktu.

Uyumadığı belli olan hali uyuşuk ve yavaş adımlarla çiçeklerine yöneliyordu. Onların yapraklarını tek tek okşayıp üzerindeki tozlardan arındırıyordu adeta. Bir an koca dikenli büyük bir kaktüs içinde aynısını yapmaya kalktığında kendimi arabadan atmak üzereydim. Buruşturduğu suratıyla birlikte hızla çekmişti elini. Sağ elini sol elinin parmaklarıyla sarmaladığında kanadığını anladım. Aptal cadı. Canını yaktığım yetmemiş gibi bir de kendisi yakıyordu. Elini bir aç kez savada salladı acısını geçirmek istercesine.

Giydiği pijamalar git gide bol geliyordu artık ona. Beş günde gözle görülür derece de zayıflamıştı. Yemek yemediğini tahmin etmek zor değildi. Ebru ilk gün onunla evde kalsa da Esila'nın ısrarından olsa gerek sonraki günler her sabah oflayarak çıktı evden. Dört gündür okuldan Sametlerle dönüyorlardı ve bir süre birlikte vakit geçirip gece yarısına doğru evlerine gidiyorlardı.

Sıkıntıyla nefesimi dışarı verdiğimde elimdeki viski şişesine sinirle baktım. Birkaç büyük ve aralıksız yudumda bunun da dibini gördüğümde yanımdaki diğer şişelerin yanına gelişi güzel yolladım şişeyi. Ellerim direksiyonu iki yanından sıkıcı kavradığında kafamı da daha fazla taşıyamayacağımı anladım. Kanıma karışan alkol bütün damalarımı itinayla geziniyordu. Yavaş ama bir o kadar da hızlıydı sanki. Kafam benden bağımsız hızla direksiyona çarptığında eş zamanlı bastığım korna sesiyle yerimde sıçradım. "Siktir!"

Bakışlarımı evin camına yönlendirdiğimde kimse yoktu. Derin bir nefes çektim beş günde daha da çürümüş ciğerlerime. "Yerini de belli et orospu çocuğu, daha çok dikkat çek. Buradan da kovsun seni." Sinirle kendi kendime söylendim.

Günlerdir tanıyamayacağı bir arabayla kap kurmuş sadece evini izliyordum. İlk gün telefonum Giray ve amcam tarafından susmayınca uçak moduna alıp arabanın içine fırlattım. Ama pezevenk beni nerede bulacağını iyi biliyordu. Her akşam kontrol ayağına gelip beynimi sikiyordu.

Gözümü evden ayırmadan kolumu arka koltuğa attım. Poşetin hafifliğiyle kaşlarım çatılırken bilmem kaçıncı kez sövdüm kendime. Yandaki boş şişelere üzgün bir bakış attım. İki göğsümün arasına giren ince sızıyla istemsizce yüzüm buruştu. Sağ elimi göğüs kafesime çıkardığımda yavaşça ovaladım bir süre. Telefonu uçak modundan çıkardığımda Giray'a kontrol etmeye gelirken birkaç şişe daha viski almasını belirten bir mesaj attım. Ancak yazılar gözümün önünde o kadar çok dans ediyorlardı ki kelimeleri doğru yazdığıma emin olamadım.

Bir Ukala Bir Cadı☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin