2| Geri Dönüş

9.7K 436 52
                                    

Multimedia: Esila Sayman



Hayır, hayır bu Alp olamazdı. O yurt dışındaydı, geri gelmiş olamazdı. Gözlerimi yavaşça kapattım. Allah'ım n'olur bu bir hayal olsun.

Delirdim mi acaba? Belki de hayaldir?

O..onu özlemiştim ve bu yüzden de bir çeşit halüsinasyon görmeye başladım. Evet, evet kesinlikle halüsinasyon.

Yolun ortasında, gözlerim kapalı bir şekilde bu düşüncelerle boğuşurken acı bir fren sesi doldurdu kulaklarımı ve ardından bir bedenin hızla beni çektiğini hissettim..

Gözlerimi açacağım sırada o tanıdık koku ciğerlerimi doldurmuştu. Bu..onun kokusuydu. Gözlerim benden bağımsız açıldı ve bir çift mavi gözle burun buruna geldim.

Gözleri ışıldıyordu, o her yerde kendini belli eden kokusu burnumu dolduruyordu ve ben şuan tam olarak onun üzerindeydim!

Hayal değildi! Tüm benliğiyle karşımdaydı işte, geri gelmişti. 

Kendime gelir gelmez apar topar üzerinden kalktım. Hemen ardından oda üzerini silkerek kalkmıştı.

Ne yapacağım şimdi? Tam ilişkimizin üçüncü yılında beni bırakıp Amerika'ya giden adam karşımda dikilmiş, gözlerimin içine bakıyordu. Bense bütün yetkilerimi kaybetmiş gibi sadece duruyordum. Kendi bedenim bana ihanet ediyordu. Hareket etmesi gerekirken,ona karşı koyması gerekirken sadece dikiliyordum. Elimi kaldırıp tokat atacak veya koşarak uzaklaşacak gücü kendimde bulamıyordum. 

Bütün yaz boyunca bu anı kurgulamıştım. Alp karşıma çıkarsa ne yaparım?

Onu çeşitli çin işkencelerine maruz bırakabilirdim. Yüzünü morartıncaya kadar yumruk atabilirdim. Yada tam şu anda onu yola iterek bir arabanın ona çarpmasını bekleyebilirdim. Elimdeki poşette bulunan kalemlerden birini boğazına bile batırabilirdim.

Ben onu nasıl öldürsem diye düşünürken dikkatimi dağıtan o ses oldu.

"Az kalsın eziliyordun gerizekalı! Kafan nerede senin?"

Ne yani onu görünce donup kaldım ve o bana bu yüzden bağırıyor muydu? 'Kafam piç herifin birinde!' diyerek ona bağırmak istesem de yapamadım. Ağzımı dahi açamıyordum. Ayakta durmakta zorluk çekiyordum. Oda bunu anlamış olacak ki sakin bir sesle konuşmaya başladı.

"Esila..İyi misin? Bir tepki ver bana, öyle bakma suratıma."

Ben kendime gelmek için çabalarken kolumda bir el hissettim. Kendimden bile beklemediğim bir sesle bağırmıştım.

"Bana dokunma! " Sesim gereğinden yüksek çıkmış olacak ki neredeyse yoldaki herkes durmuş bizi izliyordu.

Alp elini kolumdan çekip sakin bir tonda tekrar konuşmaya başladı.

"Sakin ol. Bak ben geri döndüm, Esila. Geri döndüm, senin için.."

Benim için...Benim için gelmişti. Ama çekip gittikten sonra gelmesinin ne faydası vardı? O beni bıraktıktan sonra krizler atlatmıştım, kendimi eve kapatıp kimseyle görüşmek istememiştim.. Tek yaptığım o aptal fotoğraflarımızla uyumaktı ve o şimdi hiç bir  şey olmamış gibi bana 'geri geldim' diyebiliyordu. Bu adil değildi. İstediği zaman hayatıma girip, istediği zaman da çekip gidemezdi! 

Ne zaman akmaya başladığını bilmediğim göz yaşımı elimin tersiyle sildim. Onun önünde güçsüz durmayacaktım.

Sesimin çatallaşmamasına özen gösterdim. 

"Nereden geldiysen oraya geri dön Alp Güney. Benim hayatımda artık yerin yok!"

Bu cümleyi kurmak bile nefesimin kesilmesine neden oluyordu. Ama onu hayatıma tekrar alamazdım. Beni bir üzen, bin kere daha üzerdi. Göz yaşlarımı tutmakta zorlandığımı hissettim. Onun önünde güçsüz, yardıma muhtaç durmayacaktım. Hayatımda en yardıma ihtiyacım olduğu dönemde beni bırakıp giden bir adamın hayatımda yeri yoktu.  Onun bir şey demesini beklemeden koşarak oradan, ondan uzaklaştım.

Onu görmek bile beni mahvediyordu. Bir zamanlar hayranı olduğum gözleri bana artık çok yabancıydı.  Her yüzüne bakışımda beni bırakıp gittiği o an geliyordu gözlerimin önüne.

Bir yandan koşup bir yandan da ağlıyordum. Her bir adımımda ağlamam daha da şiddetleniyordu. Gücümün tükendiğini iliklerime kadar hissediyordum. Biran önce eve gitmek, hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum.

Sanki bağırsam geçecek gibiydi. Bağırsam ve içimdeki her şeyi bir anda haykırsam, acılarımı kusarsam geçecek gibydi.. 

Önüme dahi bakmadan koşarak yan sokağa girdim. Ama önüme çıkan sert cisim, hayır, hayır cisim değil  de daha çok bir beden buna engel oldu. Geri savrularak popomun üzerine düşerken acıyla inledim. 

"Oha, hödük!"

Neye çarptığıma bakmak için kafamı kaldırdığımda bunun bir adam olmasını beklemiyordum. 

Hayır hayır kaslı, yakışıklı ve muazzam görünen bir adam olmasını beklemiyordum.

"Dikkat etsene! Benim gibi birini görmeyecek kadar kör olamazsın herhalde?"dedi suratında ki o yarım gülüşüyle.

Aynı zamanda da ukala bir adam beklemiyordum!

Bölüm sonu :)

Bir Ukala Bir Cadı☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin