12| Sarhoş

6.2K 280 40
                                    

Meraba meraba meraba:)

Ve sonunda yeni bölüm! Okul başladığında beri tam rayına oturtamadım programı.  Bölüm de aceleye geldi ama umarım beğrnirsiniz!:)

MULTIMEDIA: Burak Sancak♡

İYİ OKUMALAR!

°°°°°°°°°°°

"Ben bu oyuna devam etmek istemiyorum." Dedim kararımı belirterek.

"Bende sana sormuyorum zaten"  dedi. Ağaca tutunarak kalkmaya çalışırken ben çoktan ayağa kalkmıştım.  Ama o hala ağaçla cebelleşiyordu. Kafasını ağacın dallarından birine çarpmasıyla bağırması bir oldu.

"Ananı sikiyim, kim koydu bu ağacı buraya!"

Ben gülmeme engel olamazken Baturay kafasını ovuşturuyordu.

"O ağaç 16 senedir orda Baturay" dedim kahkahalarımın arasında. O an Barutay'ın bana attığı bakış tam olarak 'çok mu zekisin lan sen' bakışıydı.

Bakışlarını benim üzerimden çekip ağaca bakmaya başladığında öyle anlamsız bakışlar atıyordu ki ne yapmaya çalıştığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ağaca bu kadar bakmasının sebebi ne olabilirdi ki?

"Ağaçla bakışmayı ne zaman keseceksin?" Sorduğum soru üzerine kafasını hala bana çevirmemişti.

"Kes sesini. Kaç tane ağaç var onu sayıyorum." Dedi ben Baturay'a uzaylı görmüşçesine bakarken. "Siz bu ağaçlara ne veriyorsunuz? Bildiğin yer değiştiriyor lan bunlar ?" Diyerek devam ettiğinde ciddi olup olmadığını anlamak için suratına baktım. Ama suratında en ufak bir alay yoktu.

"Sen ciddi misin?" Dedim ciddiliğinden emin olmak istercesine.

"Eve- Hassiktir! "  Baturay'ın bana dönmesiyle kelimesini yarıda kesip küfrü sallaması saniyeler içersinde gerçekleşmişti. Anlamsız bakışlarımı Baturay'a yollarken oda gözlerini ovuşturup tekrar bana baktı.

"1 cadı, 2 cadı,3 cadı..4 cadı!  Esila senin üçüzlerin  var?!" Baturay öyle bir şaşkınlık ve gerçekçilikle söyledi ki biran gerçekten yanımda benden 3 tane daha var diye dönüp bakmamak için kendimle savaşa girdim.

Baturay'ın ne kadar içtiğini bilmiyorum ama sarhoş olduğu her halinden belliydi. Hadi herşeyden 2 tane görürsün anlarım,  3 tane görürsün onu da anlarım.  Ama 4 tane görmek ne be zalimin oğlu.

"Baturay sen iyi misin? Yürü bir taksiye bindireyim seni" dedim biran önce sağ sağlim eve gitmesine sağlamak için.

"Hayııır" dedi kelimeyi uzatarak. "İlk önce bana o tokadın hesabını vereceksin! " Diyerek devam etti sözüne.

Bana doğru bir adım atmasıyla sendeledi. O an ki refleksle Baturay'ın koluna girip bütün yükü kendi üzerime verdim.

"Yuh! Az ye az! Ayı gibi olmuşsun!" Bütün yükün üzerime binmesiyle haraket edemedim.

Baturay'ın kendi kendine mırıldanması sızmak üzere olduğunun işareti olmuyor değil mi? Nolur olmasın. Burda sızamaz, burası olmaz. Son bir güçle Baturay'ı bir iki adım ileri götürdüm.  Peki sonuç? Ilerisi yok. Bir iki adımdan fazlasını götürmeye gücüm yetmemişti. Hadi ama burda kalamaz onu taksiye bindirmem gerekiy-haydaaa! Bu saatte taksiyi nereden bulacağım?

Bir Ukala Bir Cadı☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin