Bir Ukala Bir Cadı☆

38| SIR

Meraba meraba meraba (:

Yeni bir bölümle ben geldim! Güzel sınav dilekleriniz için hepimize çok teşekkür ederim. Çok içime sinen ve uzun bir bölüm oldu iyi okumalaaar🌸🌸

•Bölümlerin başlık dizaynını ve kapak fotoğrafını değiştirdim sizce nasıl olmuş?😇

Vote ve satır içi yorumlarda buluşabiliriz her zamanki gibi🥰

••••••••

İspanyolca olduğunu düşündüğüm ama hiç bir kelimesini anlayamadığım cümlesi kulaklarıma dolduğunda kaşlarımı çattım. Bana ne dediğini anlayamazken bunu başka bir dil de söylemesi daha da huysuzlanmama sebep olmuştu.

Surat ifadesini görebilmek için biraz geriye çekildiğim de gülümseyen gözlerle bana bakıyordu.

"O da ne demekti öyle?"

Omuzlarını umursamazca kaldırıp indirdi. "Anlamanı isteseydim bunu Türkçe söylerdim, güzelim."

Kollarının arasında hırsla ona döndüm. Elleri artık karnımı değil belimi sarmalıyordu. Sarhoşluğun da vermiş olduğu aptallığıma dayanarak yüzümü yüzüne yaklaştırdım. "Bana mı sövdün?" Dedim aynı zamanda işaret parmağımla kendi bedenimi işaret ettim.

Güzel kahkahası kulaklarımı doldurduğunda başını onaylamazca salladı. Bir aydınlanan bir kararan ışıklardan dolayı son anda göz devirdiğini görebilmiştim. "Neden sana sövmek için başka bir dil kullanayım ki, Esila."

Esila..Adımı ağzından duymaya hala alışamamıştım.

"Gavur gavur konuşuyorsun be adam! Nerden bileyim sövdün mü ilanı aşk mı ettin? Ha?" Tek kaşımı havaya kaldırdım.

Bakışlarındaki yoğunluğun arttığına an be an şahit olurken belimdeki elleri sıkılaştı. Gözleri tam gözlerimin içini buldu. Sanki çok önemli bir sır veriyormuşçasına yaklaştı. "Ben ilanı aşk etmem, aşık ederim."

Ardından çapkınca gözünü kırptığın da omzunda olan elimi sertçe koluna vurdum. "Ukala!" Yüzüne karşı bağırmaktan çekinmedim.

Bakışları bir saniyeliğine dudaklarıma kayıp tekrar gözlerime çıktığın da utanç yanaklarımı kızarmıştı. Acaba o da şu an benim gibi öpmek istiyor olabilir miydi?

Kendi düşünceme kendi kafam da kızarken bunları alkolün vermiş olduğu etkiyle düşündüğümü kendime sürekli hatırlatıyordum.

"İlk gün de bana böyle seslenmiştin."

Önemsiz bir detay olarak gördüğünü düşünerek o günü hatırlamasına şaşırmıştım. Dün gibi hatırladığım detay gün yüzüne çıkarken ona çarptığım o günü tekrardan düşündüm.  Okulların açıldığı ilk gündü ve Alp'i görmüş olmanın verdiği sinirle bir sokakta onunla çarpışmıştık. Yakışıklı ukalayla...

Bundan bir kaç ay önce bana gelip de 'Alp geri dönecek ama onun sayesinde biriyle tanışacaksın ve hayatının mahvolduğunu sandığın gün aslında her şey senin işin yeni başlayacak' deseler inanmazdım. Ne Alp'in geri döneceğine, ne de sokakta çarpıştığım adamın şu an da kollarında dans edeceğime..

Baturay'ın bir anda gözlerime üflenmesiyle daldığım düşüncelerden sıyrıldım. Gözlerimi kırpıştırıp bakışlarımı yüzüne çıkardım.

"Nereye daldın öyle? O günü mü hatırlamaya çalışıyorsun?" Dedi sorgucu bir tavırla. Sanki o günü hatırlamamış olmam düşüncesine kızmış gibiydi.