Taehyung'un ani bir şekilde ilişkimizi açıklamasından ve ilişkimize karşı olacak olumsuz ya da olumlu tüm tepkilere set çektiği için kulüptekiler ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Öylece bakıyorlar ve rahatsızca kıpırdanıyorlardı. Aramızdaki en rahat kişi olan Taehyung ise sessizce kahvesini yudumluyordu. Ve diğer eli ile tuttuğu elimi asla bırakmayacakmış gibi sıkı sıkı sarmıştı.
İçinde bulunduğumuz durumun absürtlüğü, Taehyung'un rahat rahat kahve yudumlayışı, kulüp üyelerinin şok ifadeleri benim kahkahalarla gülmek istememe sebep oluyordu. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Sonra sessizliğe dayanamayarak "Devam edelim mi artık?" dedim. Herkes anında kafasını sallayarak beni onayladı.
Bu olanlara şaşırmayan tek kişi tabi ki Taehee idi. Çünkü zamanında abisi tarafından reddedildiğim için beni teselli ettiği bile olmuştu. Taehyung kardeşinin de aramızda oluşundan hiç etkilenmemişti. Kulübün her üyesini arkadaşı olarak görüyordu zaten.
Su Jeong teyze devam edecekti. Sıra ona gelmişti. Bakışlarımızı ona çevirdiğimizde o da daldığı noktadan sıyrılıp kendini toparladı. Arkadaşının ölümü onu sarsmış olmalıydı. Bugün buraya gelmesi bile şaşırtıcıydı aslında ama hayat devam ediyordu işte ölenle ölünmüyordu.
"Son günlerde biliyorsunuz ki zor günler yaşadım. Ölüm de hayatın olmazsa olmaz bir parçası. Tesellim ise yine kitaplardı. Hayatımdan sonsuza dek giden birinin ardından her şey anlamsızlaşmaya başladı. Kendi hayatımın anlamını sorgulamaya başladım. Yalnız yaşayan bir kadın olarak düşünceler asla peşimi bırakmıyor." Ufak bir tebessüm bıraktı cümlesinin ardından.
"Aslında aklımda farklı bir kitap vardı ama böyle anlam arayışına girince buraya gelmeden kütüphanemden bulunan bir kitaba tekrar göz attım. İnsanın anlam arayışı yazarı Victor Frankl. Şüphesiz ki hepimiz bir anlam arayışındayız, yaşadığımız şeylere anlam katmaya, değer biçme meylindeyiz. Peki bunu ne kadar hayata geçirip ve ne ölçüde başarılı oluyoruz? Yazar ısrarla hayatın anlamının bir acıda, mücadelede ve yaşamınızda sizi sarsan bir olayda mevcut olduğunu anlatmaktadır ki sonuna kadar haklıdır. Şöyle bir geriye dönüp bakarsanız, istisnai mutluluklar hariç aklınıza ilk gelecek olan hüzünleriniz ve kötü yaşantılarınızdan kalan anılarınız olacaktır. Hayatta anlam bulmakta böyle başlıyor bizi sarsan olayların içinde iken, nedenlerini, sebeplerini sorgularken, bunlarda bir anlam bulma çabasıdır.
"Yaşamak acı çekmektir; yaşamı sürdürmek, çekilen bu acıda bir anlam bulmaktır. Eğer yaşamda bir amaç varsa, acıda ve ölümde de bir amaç olmalıdır. Ama hiç kimse bir başkasına bu amacın ne olduğunu söyleyemez. Herkes bunu kendi başına bulmak ve bulduğu yanıtın öngördüğü sorumluluğu üstlenmek zorundadır. Kişi bunu başarabildiği takdirde, onur kırıcı bütün rezilliklere karşın gelişimini sürdürecektir." Elindeki kitaptan okuduğu alıntı beni çok etkilemişti.
"Kitabın konusundan bahsedersem henüz okumayanlar için heyecanı kaçacağından kitap üzerine incelemelerime devam etmek istiyorum izninizle. " Kulüp üyelerinin onaylayan mırıldanmaları ile Su Jeong teyze konuşmasına devam etti.
"İnsana bazı ıstırap veren, huzursuz eden içsel durumlar her ne kadar derin manalı da olsa zamanla yerini yeni duygulara ve düşüncelere bırakma eğilimindedir. İnsanın kendisi sonsuz değilken duyguları ve yaşamında kazandığı bazı hisler nasıl sonsuz olabilir? Her zaman bir değişim söz konusudur. Ve yine aynı şekilde acıda anlam bulmak, çaresizlikte kendine tutunmak, yaşadığımız bir duruma anlam yüklemek, anlamlı kılmak elbette şüphesiz güzel bir şey ama önce kendini farkına varmak yaşadığın sevinci kederin boyutuna göre anlam yüklemek, bazı şeylerin özünün "Sen" olduğunu bilmek yaşadığımız şeyi daha anlamlı kılar. Ve başka bir ifade ile de bazı şeylerin değişeceğine inanmak ve sonra çabalamak, değiştirebilmek... Bu konu ile alakalı çok sevdiğim bir şairi de okuyup bitirmek istiyorum. Bugün çok uzattım galiba. Vaktiniz aldım üzgünüm çocuklar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Winter's Tale | Taekook
FanfictionBana yaşadığın şehrin kapılarını aç... Başka şehirleri özleyelim orada seninle. Bu evler bu sokaklar, bu meydanlar İkimize yetmez. 09.11.20