Sweet Night Kitapçısı
***
"Sweet night klübünün harika üyeleri ben batırdım. Tamamıyla batırdım. Ona söyledim. Gözlerinin içine bakarak hem de. Ama o kadar ciddiyetsizdim ki. Ciddiye alınacak son insandım. Onu kızdırdım. Ona olan aşkım içimde büyürken ben hep sessiz kalacağım. Bugün tekrar konuşmamak üzere sessizliğe gömüldüm. Tatlı rüyalar. "
****
Gece güzel başlamıştı. Taehyung beni sürüklerken bir şey sormadım. Hey nereye gidiyoruz demedim. Sadece peşinden gittim. Lise buluşmasına getirmişti beni. Gerçekten mutlu olmuştum. Uzun zamandır gülmediğim kadar güldüm onlarla. Kimi kucağında bebeği ile gelmiş. Kimi işten koştur koştur gelmişti. Yaklaşık 10 kişiydik. Taehyung'un yakın arkadaşı olan Park Jimin susmak bilmiyordu. Hepimizi güldürüyordu neşeli haliyle. Israrla lisedeyken Juhyun'un peşinden koştuğunu inkar ediyordu. Juhyun zaten çoktan evlenmişti. Lise aşkları lisede kalmıştı. Ama yine de ben değil o benim peşimden koşmuştu diye ısrar ediyordu. Bu haline hepimiz güldük.
Hayatlarımız 10 yılda çok değişmişti. Sadece ben olduğum yerde kalmış hissediyordum. Yapa yalnız. Ne işimde başarılı olabildim. Ne de beni seven birine sahip olabildim. Hatta lisedekinden daha beter bir haldeyim. O zamanlar en azından içimde bir umut vardı. Şimdi artık umudu da tüketmiştim. Kasabaya dönerken de düşüncem buydu. Sadece yaşamaya devam etmek. Her sabah güne başlayacak gücü bulsam yeterdi. Ama karşıma Taehyung çıktı. Lisede tek çift laf etmediğim Taehyung, içimde bir yerlerde kendine yer edinmeye başlıyordu.
'Bende Jungkook'tan hoşlanıyordum.' Dediğinde dondum kaldım. Bu kelimeleri duymak tüm dengemi alt üst etti. Sesinin tonu, gözlerimin içine bakışı... Biran bunun gerçek olmasını diledim. 10 yıl sonra karşılaştığım lise arkadaşlarımla otururken Taehyung'un yaptığı itiraf gerçek olsun istedim. Gerçek olsun ve o lanet insanlar buna kahkahalarla gülmesin.
Kendimi gizlemek bana bir şey daha katmıştı; iyi oyunculuk. Sarsıntıdan çabuk kurtulup bende onlara eşlik ettim. Gülücükler saçmasam da gülümsemeye zorladım kendimi ama tekrar gözlerine bakamadım. Utancımdan mı yoksa kızgınlığımdan mı bilemiyorum. Ama bakamadım gözlerine. Bakarsam hislerimi anlar sandım.
Eve geldiğimde üzerimi değiştirip yatağa girdim yol sessiz geçmişti. Ama beynim susmuyordu. Taehyung'un benden gerçekten hoşlandığı ihtimalini düşünüp kendimi mahvediyordum. Onun gibi biri benden hoşlanır mı? Onun gibi biri erkeklerden hoşlanıyor olabilir mi? Onun gibi biri homofobik olamazdı. Olmamalıydı.
Beynimi susturmak için bir kitap aradım odamda ama tek bir kitap yoktu. Gidip Taehyung'tan alabilirim diye düşündüm. Gecenin bir vakti kitap almaya gitsem ne derdi? Fazla düşünmemeliyim ondan kaçamam dedim ve gittim. Kasabada yapa yalnızdım Taehyung olmasa. O olmadan yapamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Winter's Tale | Taekook
FanfictionBana yaşadığın şehrin kapılarını aç... Başka şehirleri özleyelim orada seninle. Bu evler bu sokaklar, bu meydanlar İkimize yetmez. 09.11.20