3. Bölüm: "Garip."
Diğerlerine göre uzun bir bölümle geldim, umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı merakla bekliyorum, güzel okumalar.
Sizleri seviyorum. 🤍
🌺Bölüm şarkısı: Yüzyüzeyken Konuşuruz - Esen
🌺
Bana göre anlamlar, kişiye özeldi. Bu yüzden bazen birimize kırıcı gelen bir cümle, bir diğerimizi hiç etkilemezdi. İnsan, içinde beslediği düşüncelerin sonucunda anlamlar yüklüyordu cümlelere.
Bu dünyanın cehennemi hassas kalplere özel değildi. Sadece her cümle herkeste aynı anlama çıkmıyordu. Sadece kalbi hassas olanlar daha çok etkileniyordu, bu yüzden bu sözü pek doğru bulduğum söylenemezdi.
Bir cümleye kolay kolay kırılmazdım, insanlara da çok fazla anlam yüklemezdim. Bencilceydi ama hep kendime odaklıydım ve bundan rahatsız değildim.
Bizim isteğimiz dışında bazı olasılıklar doğuyordu, biz de o olasılıklardan sadece bir tanesini yaşıyorduk. Bazı olasılıkların doğması seçimlerimize bağlı oluyordu, bazılarını da isteğimiz dışında yaşamaya mecbur kalıyorduk.
Konuşmayı bıraktığımız bir insanla, yıllar sonra kazandığımız bir üniversitenin bahçesinde karşılaşıyor, üstelik buna oldukça şaşırıyorduk. Şehri terk eden çocukluk arkadaşımız, çok başka bir şehirde karşımıza çıkıyordu ama biz farkında olmuyorduk. Yanından geçip gidiyorduk.
Bunların sebebi dünyanın küçük olması değildi. Zaten dünya küçük de değildi. Küçük olsa, dünyanın diğer ucu bize yakın olurdu ve biz de o uçtaki insanların acılarını yok saymazdık. Bunu da iyi olduğumuz için değil, o çığlıklar sussun da başımız ağrımasın diye yapardık. Böyleydik işte, bu kadardık. Saf iyiliği çoktan yok etmiştik.
Dediğim gibi, dünya küçük değildi. Sadece olasılıklar şaşırtmayı severdi. Attığımız ufacık bir adım, bir sonraki adıma bir sürü olasılık doğuruyordu ve biz seçimimizle bir sürü olasılığı yok sayıyorduk.
İşlerimiz rast gitmediğinde, başka seçenekleri seçseydik nasıl olurdu diye düşünüyor; her şey yolunda olduğundaysa genellikle bu ihtimalleri aklımıza bile getirmiyorduk.
Ufacık kararımızın bile birçok olasılığı yok etmesi beni çok garip hissettiriyordu. Biz o yok etmenin kaybını anlayamıyorduk çünkü kararımız da bir sürü olasılığı doğuruyordu.
Oysa insan düşünmedikçe her şeyin çok basit olduğunu sanıyordu.
Çok derin ve anlamlı düşünceleri olan bir insan olduğumu hiçbir zaman düşünmemiştim. Ancak insan kendi içine çekildiğinde, dışarısı ona gerçekten çok uzak geliyordu ama aslına bakarsak içimiz; dış dünyaya oldukça yakındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYKIRI ÇİÇEK
General Fiction03.02.2021 Vazgeçme düşüncesi zihne bir kere düştü mü, yokluyordu bütün gerçekliklerini. Yavaş yavaş yapmıyordu, canını acıtacak kadar hızlı ve sert yapıyordu ama sen yavaş yavaş hissediyordun. Zihni ele geçiriyordu, başka düşüncelere dalmana izin v...