Saçlarını taramamı ister misin?

13

Yorucu geçen son 1 haftadan sonra okula dönmüştük.
Ai şuanlık babasıyla konuşma cesaretini bulamıyordu kendinde. Bir daha da kardeşiyle konuşmamıştı. Onu biraz araştırmıştım ve Shiketsu lisesinde okuduğunu gördüm. Demek ki bayağı başarılı biriydi. Çünkü UA'dan sonra en iyi okul orasıydı. Neden UA'ya gelmediğini de merak ediyordum açıkçası.

Ai'nin babası ona birkaç hafta sonra Japonya'ya onu görmeye geleceğinden de bahsetmişti. Ai de şu sıralar fazla yoğunum daha sonra görüşürüz deyip ertelemişti.

Bu bir haftada da Bakugou'yla konuşmaya -asla sinirlendirmeye değil- vakit bulamamıştım. Bu beni fazlasıyla üzüyordu çünkü onu sinir etmeyi bile özlemiştim bir haftada.

Şimdiyse sınıfa yeni gelmiş ve oturmuştuk.

Aizawa sensei gelince Ai önüne dönmüş ve konuşması yarım kalmıştı.

'Bugün yapacağınız stajlar hakkında konuşucam. Bir çok ajanstan istekler geldi.
En çok istek gelen Mika. Daha sonra sırasıyla Bakugou, Todoroki, Ai.....'

Sevinmiştim. Böyle bir tablo bekliyordum zaten ama önümde bu tablonun durması daha bir hoşuma gitmişti. Eğer beni istediyse kimin yanında staj göreceğim belliydi. Hawks. En sevdiğim kahraman. Küçüklükten beri Hawks'a bayılıyordum.
Onun bir ajansta olup olmadığını bilmiyordum ama tek başınayken de beni çağırabilirdi değil mi. Sonuçta ben de uçabiliyorum gibi bir şeydi. Ondan bir çok şey öğrenebilirdim. Umarım Hawks'ın yanına gidebilirdim. Kimin beni çağırdığını görmek için aşırı heyecanlıydım.
Önümde gelen kağıda hızla baktım.
Oha Endeavor çağırmış.
Mount lady de çağırmış.
'Offf nerede bu Hawks'
Gergince kağıttaki yazıları yoklarken dudaklarımı kemiriyordum.
'Buldum!'
Hawksı bulmuştum. Beni yanında istemişti. Bugün alabileceğim en mükemmel haberi almıştım ama sanırım biraz fazla bağırmıştım çünkü herkes bana bakıyordu.
'Heheheh kusura bakmayın'
Herkes teker teker önüne dönerken ben Ai'yi dürtüklüyordum.
'Ai Ai Ai Ai hawks beni çağırmış yanına gidiceeem. Çok heyecanlıyım.'
'Sen kimi seçiceksin sana da baya geldi istek.'

'Ben Nishiya Sensei'yi seçicem. '

'Aa doğru sen onu baya seviyordun.'

'Sevdiğimiz kahramanların istek göndermesi çok güzel'

'Eveet'

İkimizin de kimi seçeceği belliydi.

Aizawa sensei'ye baktığımda kenarda uyuduğunu gördüm o yüzden ayaklandım ve Bakugou'nun yanına gittim.

'Kimi seçiceksin?'

'Sanane'

'Ne demek sanane merak ediyorum kimi seçiceksin.'
Sessizliğini koruyunca ben de kendim görmek istedim.
Kağıdına bakmak için dibine kadar girmiştim.

Endeavor? Evet onu seçmişti. Gerçi onun için mantıklı bir seçim gibi duruyordu. Özgünlükleri aynı olmasa da benzerdi.

Geri çekildiğimde Bakugou'nun gözleri fazlasıyla açılmış ve yanakları hafiften kızarmıştı. Bu halini görünce gülmek istemiştim ama hoca uyuyordu. O kadar tatlı duruyordu ki o kızaran yanaklarını sıkmak istemiştim.

'Yaa yanaklara bak çok tatlıı'

'Ne tatlısı be, çekil önümden işim var'
Ayaklanmış ve duvar tarafına Denki'nin yanına gitmişti. O giderken ben de sessizce gülüyordum. Utanmış hali çok hoşuma gitmişti. Denki'ye dönük olduğu için yüzünü göremiyordum. Kağıdına bakan Denki, Bakugou'nun yanına gelmesiyle ilk önce şaşırmış daha sonra da büyükçe gülümsemişti.
Ben de daha fazla onlara bakmayarak sessizce sınıftakileri dolanıyordum. Napabilirim meraklı biriydim.