(Bölüm şarkısı: Blondie/One Way or Another)
Akşam üzeri güneş bulutların ardında etkisini yitirirken iki kişi, Fortescue'nun az ötesinde belirdi; birbirlerinin tam zıttı, zengin kız-fakir oğlan tipleriyle adeta noktayla virgül gibiydiler. Adam aşırı pejmürde, kadın fazla şıktı. Erkek, daha otuz üç yaşından gün almış olmasına rağmen, çehresindeki haftalarca uyumamış yorgun ifade, aslında genç olan yüzüyle mukayese edildiğinde onu olduğundan daha yaşlı gösteriyordu. Üzerine, bunaltıcı havaya rağmen yıkanmaktan rengi açılmış, koyu renkli, yamalı, ince kumaştan bir pelerin geçirmiş, o pelerine hiç de onaylamayan bakışlar atan genç kadınla adımlarını eşitlemek için olduğundan daha yavaş yürürken, alçak konuşan sesini duyurabilmek için de omuzlarını hafiften düşürmüştü. Uzaktan bakınca garip bir ikili gibi görünseler de birbirlerinin sesini duyabilmek için yakın durmalarına rağmen aralarında elle tutulacak kadar somut mesafe hissediliyordu.
Bu mesafeyi oluşturan kişi daha çok yanındaki genç kadından yayılıyor gibiydi. Açıkça dile getirmese bile yanındaki adamın varlığından bariz ya rahatsızlık ya da çekingenlik duyuyor gibi bir hali vardı. Alçak sesle konuştukları halde sesini duyurmak için boynunu bu pejmürde adama doğru uzatmak yerine dimdik karşıya bakıyor, adamın ona bir şey satmaya çalışan bir pazarlıkçı gibi görünmesine neden oluyordu. Açık lavanta renginde, yazlık taftadan bir pelerin giymiş güzel bir kadındı. Düzgünce taranıp tepeden toplanmış sarı at kuyruğu, yürüdükçe rakkaslı saatlerin şakülü gibi sağa sola sallanıyordu.
"Aslında niyetim sinsilik yapmak değildi." dedi Remus Lupin mahcup bir sesle, "Beni henüz sana nasıl yaklaşmam gerektiğini hesaplarken gafil avladın."
Agatha Rosie hafiften tebessüm ederek, "En azından arkamdan haydut gibi yaklaşmamanız gerektiğini öğrendiniz."dedi mağrur bir tavırla. Onu takip eden kişinin Evan yerine Lupin olması onu rahatlatmıştı rahatlatmasına, ama bu seferde Lıpin'in nihai amacının bilinmemezliği onu endişeye yavaştan sürüklüyordu. Remus Lupin, sırf kurtadam oluşuyla değil, aynı zamanda Hogwarts'ta Karanlık Sanatlar eğitimi verebilmiş bir kurtadam olarak tanımak üzere olduğu en ilginç insan olabilirdi.
"Siz'li biz'li konuşmaya gerek var mı?"diye sordu Lupin, bu mesafeyi korumak amaçlı sürdürülen resmiyet ona çok gereksiz gelmişti.
"Kusura bakmayın,"Agatha sesindeki tekdüzeliği bozmadan itiraz etti, "tanımadığım insanlarla sırf onlar istedi diye hemen laubali olmayı sevmem." Bu bildiri, Lupin'nin ilan edilen zaruri karara saygı duyduğunu belirtmek için başını sallamasına yetti. İnsan boyutlarındaki bu buzdan yapılma heykelin yavaş yavaş erimesini beklemekten başka çaresi yoktu. Agatha puslu sesiyle, "Pekala, Mr Lupin,"dedi, "bunun tesadüfi bir rastlantı olduğuna beni ikna ederek kendinizi yormayacaksınız, değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I May Destroy You
FanfictionÖlüm Yiyen olmaktan çok uzak olan Agatha Rosie'nin tek isteği, pudra renkli dünyasında tüm gün Chardonney içip alışveriş yapmaktan başka bir şey düşünmeden, tembel bir kedi gibi Lestrange mirasını akıllıca yöntemlerle yemek ve sevgilisi Evan Rosier'...