chapter two

355 43 123
                                    

(Bölüm şarkısı: Queen/Another One Bites the Dust)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bölüm şarkısı: Queen/Another One Bites the Dust)

Ağustos'un yakıcı sıcakları, bir damla yağmura aç kurak toprakları sanki intikam almak istercesine hınçla kavurmaya devam ediyordu. Trafalgar Meydanı'nda terden gömlekleri sırtlarına yapışmış turistler sıcaktan birazcık olsun kaçabilmek için gölgelik alanlara yayılmış, hoparlörlerinde Blondie'nin Heart of Glass şarkısı çalan kafede iç kısımlar boşken, herkes dışarıdaki geniş şemsiyeleri olan masalara akın etmiş, buzlu limonatalarını içerek kendilerini yelpazelerle ya da az önce çıktıkları müzenin broşürleriyle yelliyorlardı.

Hemen az ötede, şuan resmen sinek avlayan bir kitapçı dükkanında sesi kısık televizyondaki haberlerde spiker bu hafta sonuna dek sıcaklıkların 37 derecenin altına düşmeyeceğini  anlatıyor, tezgahtar vantilatöre arkasını vermiş, yandaki kafede çalan şarkının yalnızca nakarat kısmını mırıldanıyordu. Bu esnada Muffliato ve epey gürültülü çalışan vantilatör sayesinde çizgi roman raflarının arasında iki büyücü fısır fısır konuşuyordu.

Elinde Spiderman'in çizgi romanını kendini yellemek için kullanan kadına büyücü diyebilmek için onu büyü yaparken yakalamak gerekirdi, zira muggle gibi giyinme konusunda epey iyi olduğu belliydi. Hatta neredeyse bir tarzı bile vardı; İncecik ipli kısa, keten kumaşlı beyaz bir elbise, altına beyaz Keds ayakkabılar giyiyordu. Ensede boza pişiren sıcağın bile fönünü bozamadığı neredeyse beyaz denecek kadar sarı saçlarını ipek bir eşarp ile ensesinde toplanmıştı. Siyah güneş gözlüklerinin ardından karşısındaki muggle gibi giyinme konusunda başarısızlık örneği olarak duran üstünde sadece ciklet pembesi kot yelekle kahverengi kargo pantolon giymiş, buram buram ter kokan cılız büyücüyü şöyle bir tiksintiyle süzdükten sonra sabırla iç çekti.

"Sana üç sorum bir tane de yorumum olacak Flint. Gerçekten şantaj mesajı diye adama Çığırtkan mı yolladın?"

"Söylediğin gibi yaptım işte!"

"Belli ki işe yaramamış."

"Yemin ediyorum anlattığın gibi yaptım ama belki bir çeşit bilek hareketiydi...bilemiyorumㅡdüzeltmeye çalışana kadar çoktan gitmişti bile! Deli Göz duymasınㅡyalvarırım, istediğin herşeyi yaparım!"

"Üzgünüm, ama Alastor'dan bu kepazelik seviyesindeki başarısızlığını saklayacak değilim."dedi genç kadın omuzlarını silkerek. Sesi sakin ve kadifemsi bir derinliğe sahipti. "Muhbirimin işe yaramazın teki olduğunu o da bilmeli."

"Beni mahveder!"dedi Flint tedirgin bir şekilde fısıldayarak. Rafların arasına sanki her an Deli Göz bir yerlerden çıkacakmış gibi tetikte duruyordu. Elindeki Iron Man çizgi romanını gergin bir şekilde dürüp tırnaklarıyla kuşe kağıda izler çıkarırken ensesinden aşağı terler damlıyordu.

"Eh haklı bir sebeple."dedi genç kadın sükûnetle, Flint'in elinden çizgi romanı sakince alıp düzelttikten sonra yerine geri koydu.

"Bende panik atak var be kadın!"dedi Flint elini göğsüne yerleştirerek. Kesik kesik nefes almaya başlayınca genç olan gözlerini devirerek rafa yaslandı.

I May Destroy YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin