chapter seven

268 31 218
                                    

(Bölüm şarkısı: Tears For Fears/Everbody Wants to Rule The World)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bölüm şarkısı: Tears For Fears/Everbody Wants to Rule The World)

Kensignton, parkları ve bol ağaçlı güzel bahçeleriyle yazın serin bir akşamüstü geçirmek için Londra'daki en çok tercih edilen yerlerdendi. Kensington Sarayı'nı merkez olarak alırsanız batıda kalan ve aslında sınır olarak Notting Hill'e daha yakın olan Campden Street, kız kardeşi Peel Street ile birlikte Kensignton'daki en güzel sokaklardı. Sonra sırasıyla Bedford Gardens ve Agatha'nın büyük halası Lotte Lestrange'ın Aix-en Provence'a temelli dönüşünden önce babası Rodolphus'a bıraktığı ve ardından Rabastan'ın umarsızca işgal ettiği Terrace Konutu'nun olduğu sokak, Sheffield Terrace geliyordu.

Campden Street'in hemen sonundaki Peel Street ile bağlanan kavşağın ilk ucundaki kayın ağaçları, beyaz boyalı Viktoryan döneminde inşa edilmiş evlerin en güzel örneklerinden biri olan üç katlı evi etrafını çevreleyen kayın ağaçları ustaca saklıyordu. Neyse ki, sokağın diğer tarafında kalan Kensington Heights binalarına ve Notting Hill'e giden yol, tam da bu kavşakta birleştiği için kimse durup da bu evi kolay kolay farketmezdi. 13 Nisan 1972 yılında Agatha Rosie, bu evde doğdu. Yaklaşık altmış yıldır da adını hemen birkaç sokak ötedeki Kensington Sarayı'ndan alan Kensington Konutu, Cygnus, Druella Black ve kızlarından sonra Agatha'nın resmi ikametgahıydı.

Burası Grimmauld 12 Numara'ya göre daha geniş ve bol odalıydı. Yaklaşık bir buçuk senedir de boş duruyordu. 1989 yılında Druella Black'in ölümünün ardından bir nevi inzivaya çekilen Cygnus Black, artık kimsenin uğramadığı bu evin git gide yüzüne bakmaz olmuş, vaktinin çoğunu Aberdeen, Cardiff ya da Belfast'taki av köşklerinde geçirmeye başlamıştı. Evden tamamen de olmasa bağını kopardığını anladığı vakit, yüzünü zar zor görebildiği torununu, belki artık ailesine karşı üstlendiği sorumlulukların nihayet farkına varır düşüncesiyle evin sahibesi olarak atamaktan başka çare bulamadı. Ne var ki, yeni ev sahibesinin de doğduğu eve pek uğradığı söylenemezdi. Lüks otellerde gönlünce vakit geçirmek ve dilediği gibi alışveriş yapmak ya da Wiltshire'a birkaç günlüğüne uğramak ona yeterli geliyordu.

Black soyunun yaşadığı en güzel mülklerden biri olan bu ev, Pollux ve Irma Black'in en büyük çocuğu olduğu için Cygnus Jr'a geçmişti. Muggle kraliyet ailesinin mülklerinden biriyle komşu olmasından ötürü nezih bir muhiti de etrafında barındırıyordu. 1919 yılında muggle monarşisinin hükümdarı, Kraliçe Mary'nin başlattığı mavi yakalı işçi sınıfını merkezden törpülemeyi amaçlayan konut projelerinden nasibini almayan (biraz da zaten çoğu kraliyet muhitleri burada olduğundan) nadir muhitlerden biriydi. Kimine göre, Blackler'in kendilerini kraliyet ailesi gibi görmelerinin sebebi tam olarak yaşadıkları lokasyondu, fakat Blackler ise bunu sebep olarak gösterecek kadar alçakgönüllü değildi. Hele ki, hali hazırda Druella Black'in kardeşi Arsene Rosier, Oxfordshire'daki Blenheim Sarayı'nda yaşarken, bu muggle icadı imtiyazdan nemalanmak mevzu bahis bile değildi. Öte yandan Sirius'a soracak olsalar bal gibi de bunun sebebini tamamen Druella'nın monarşiye en yakın temaslı kişi olmasına ve dayısının yaşamaktan gurur duyduğu muhitine bağlayabilirdi.

I May Destroy YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin