§22§

1.1K 117 86
                                    


Evet. Yazar geri döndü. Kitabı toparlamakta biraz sıkıntı çekiyorum açıkçası. Beğenmezseniz gerçekten çok üzgünüm ):. Ama gerçekten çok içimde kaldı ve bir an önce finallerini yapmak ve yeni kitaplara başlamak istiyorum. Yorumlarınız benim için çok kıymetli. Bana destek olan herkese çok teşekkür ederim.

ÖNEMLİ; Çoğu yeri editledim bu yüzden baştan okumanızı öneririm.

Yardımları olmasa asla kitabı toparlayamazdım bu yüzden Ecerikuu ya çok teşekkür ediyorum

Nereden geldiyse bir cesaretle baya baya Gökhan'a yürümüştüm. Kendime inanamıyordum. Ne ara olduğunu farkedememiştim ancak bir ay içinde bir şekilde Gökhan'a baya ısınmıştım. Arkadaş sınırından daha fazla ısınmıştım.

O gider gitmez koltuğa iyice sinip kıpkırmızı olmuş yüzümü yastığa bastırdım. Allah beni kahretmesin nereden bulmuştum ben bu deli cesaretini?

Hızlıca yerimden kalkıp kendi daireme gittim ve kendimi yüzükoyun yatağıma attım. Bu utanç bana ömür boyu yeterdi herhalde. En kötüsü de yarın okul vardı. Acaba Gökhan'ın yüzüne nasıl bakacaktım...

Yataktan kalkıp hızlı bir duş aldım ve dişimi fırçalayıp yatağa geri döndüm. Sabaha kadar da deliksiz uyudum. Okula gitmek hiç bu kadar zor gelmemişti açıkçası. Okulun kapısından tereddütle girip etrafıma sanki Gökhan her an bir yerden fırlayıp hesap soracakmış gibi  baka baka sınıfıma doğru ilerlemeye başladım. Kafamı iyice eğmiştim adımlarımı da olabildiğince hızlandırmıştım. Gökhan'ın sınıfının önünden geçerken en korktuğum şey başıma geldi ve omzuma bir kol atıldı. Gökhan'ın kolu.

Tabii ki de Gökhan'a yakalanacaktım. Yoksa yazar bu kadar kötü bir senaryo becerisiyle nasıl kitabı bir yerlere götürebilirdi ki?

Zorlama olduğu 5 metreden belli olan bir gülümsemeyle Gökhan'a dönüp "Günaydın!" dedim. Normal davranmam gerekiyordu. "Konuşalım mı?" diye sordu hiç uzatmalara oynamayarak. Şaka diyecektim ve olay bitecekti. Hiçbir sıkıntı çıkamazdı sonuçta öyle değil mi?

Kendimi ikna edip ağzımı açamadan yürümeye başlamıştık bile. Geçen defa bana şantaj yaptığı yere geldiğimizde kolunu omzumdan kaldırmadan yüzünü bana doğru eğdi. Bu baya bir emek istemişti boy farkımızdan dolayı. Yüzü aşırı olmasa da yakındı ve nefes almak gitgide zorlaşıyor, kalbim gitgide hızlanıyordu. Kendimi toparlamam lazımdı.

Bu durumdan ne kadar hızlı sıyrılıp kurtulsam o kadar iyiydi. "Şaka yapıyordum sadece. Sen de hemen koşa koşa kaçtın. Merak etme sadece arkadaşız bana artık öyle hissetmediğini biliyorum." Kaşları ben konuştukça çatılıyordu. Ama kızgınlık gibi değil de sanki aklı karışmış ve sanki çok az da olsa, büyük ihtimalle tamamen benim hayal gücümden ortaya çıkmış bir hayal kırıklığı vardı bakışlarında.

"Şaka." diye mırıldandı kendi kendine. Sonra gözlerimin içine baktı  "Demek ki yanlış biliyorsun." deyip sanki hiçbir şey olmamış gibi gülümseyip kolunu üstümden çekti ve bir adım geriye çekildi. "Bana böyle şakalar yapma." deyip saçlarımı karıştırdı. "Hadi ders başlayacak birazdan, fazla oyalanma." deyip sınıfına doğru ilerlemeye başladı.

Olmuyor gibi. Çok üzgünüm. Eğer beğenmiyorsanız kendi kafanızda siz hikayeyi kendinize göre tamamlayabilirsiniz. Okuyanlara teşekkürler. Sonraki bölümde görüşürüz!

Deniz Kokusu bxb Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin