§24§

1.3K 113 65
                                    


"Ne konuşacağız?" Kalbim ağzımda atıyordu resmen. Yanımda durmuş cevap vermemi bekleyen Gökhan'ın elinden tutup onu peşimden sigara köşesine doğru ilerletmeye başladım. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu, farkındaydım. Elini tamamen bir anlık cesaretle tutmuştum ama hayatımda aldığım en iyi karalardan biriymiş gibi hissediyordum. El ele tutulmanın bu kadar güzel hissettireceğini hiç düşünmemiştim.

Köşeye geldiğimizde elini tutmayı bırakmadan etrafı kolaçan edip kimseni olmadığına emin olduktan sonra kafamı eğip ağzıma ne gelirse gözümü yumup söylemeye başladım. Ne kadar erken o kadar iyi.

"Ben senden hoşlanıyorum sanırım. Sanırım değil baya hoşlanıyorum. Senin ne hissettiğini bir türlü anlayamıyorum her an fikrini değiştirecekmişsin gibi hissediyorum. Ve bu beni normal olarak korkutuyor. Ama o kadar iyi davranıyorsun ki kafayı yiyorum. Bir türlü emin olamıyorum. Benden hoşlanıyor musun hâlâ yoksa unuttun mu bilmiyorum. Bu konuda da aklımı karıştırdın ama yine de emin olamıyorum işte!" Hâlâ tuttuğum elini stresle biraz sıkılaştırıp sözümü bitirdim. "Benden başkasından hoşlanmandan korkuyorum. Ki benden hoşlandığından bile emin değilim."

Derin birkaç nefes aldım. Kafamı kaldırmaya cesaret edemiyordum. Geçen her saniye sanki beni reddediyormuş gibi hissettiriyordu. Hâlâ cevap gelmeyince göğüs kafesime bir ağırlık çöktü. Gözlerim dolmaya başladı. İşaretleri ben yanlış okumuştum. Yalnızca şakalaşıyordu. "Özür dilerim. Aynı hissetmiyorsun biliyorum." Elimi gevşetip benimkine oranla çok büyük kalan ellerinin arasından çekmeye çalıştım. Ancak kendine o an geldiğini belirten bir şekilde irikilip elimi sıkıca tuttu.

Gözlerim şaşkınlıkla açılmış elimi tutan eline bakarken diğer eliyle yanağımı tutup kafamı kaldırmamı sağladı. Hafifçe eğilip yüzünü benimkine iyice yaklaştırdı. Kalbim maraton koşmuşum gibi atıyordu. Yutkunup yüz ifadesine baktım. Işık saçarcasına gülümsüyordu. Yüzlerimiz arasında bir karış ya var ya yoktu. "Başından beri senden hoşlanmıyorum Deniz. Sadece seni izlerken Hilal'i senden kıskandığımı sanacak kadar aptaldım. Farkettiğimde de sana vazgeçtim diyemedim çünkü seninle başka nasıl konuşabiliridm bilemedim. Çok özür dilerim Deniz." "Ben de özür dilerim." dedim gözlerim dolu dolu bir şekilde. Baş parmağıyla yanağımı okşayıp ellerimizi daha da sıkı şekilde kentledi. "Seni öpebilir miyim?" Kan yanaklarıma sıçrarken sesimi çıkarabileceğimden emin olmadığım için etrafı son bir kez kolaçan edip kafamı evet anlamında salladım.

Dudakları dudaklarımla buluştuğunda boğuluyormuş gibi hissettim. Nefesimi bırakıp ben de bastırdım dudaklarımı. Gökhan gülümseyip beni belimden tutup kaldırdı. Ne yapacağımı şaşırıp bacaklarımı beline sardım. Sırtımı duvara dayayıp kısa süreliğine ayrılmış olan dudaklarımızı geri birleştirip alt dudağımı dudakları arasına alıp beni yokluktan çıkmış gibi öpmeye başladı. Nefes almak için ayrıldığımızda dudaklarımız arasında hâlâ küçük bir boşluk vardı ve nefesini dudaklarımda hissedebiliyordum. Her an bayılacakmış gibi hissediyordum.

Gözlerini hafifçe kızarıp şişmiş dudaklarımdan çekip gözlerime sabitledi. "Sevgili olalım mı?" "Gökhan kucağındayım bence çoktan olduk." Gülümsemesi genişledi "İlle sivri dillilik yapacaksın değil mi?" "Öptün bir kere ömür boyu çekeceksin artık." Dudaklarımız tekrar buluşurken anlık gelen cesaretime teşekkür ettim. Riske girmiş olsam da sonu iyi bitmişti.

Oh be sonunda! Artık yeni kitap vakti!!!! Hepinizi öpüyorum okuduğunuz için teşekkürler!

Deniz Kokusu bxb Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin