§8§

1K 121 39
                                    


"Evet Deniz sakin ol. Çeneni tutamayıp boş boş konuştun ama söyleyecek başka bir şey bulmalısın mutlaka." diye içimden kendi kendimle kavga ederken bir yandan da yine dudaklarımı dişliyordum. Okula girmekten korkuyordum. Hilal sınıfta beni bekliyordu. Ders başlayana kadar okula giresim yoktu. Henüz on dakika vardı ve Gökhan beni kolayca sıkıştırıp Hilal'in söylediği saçmalıkları öğrenebilirdi.

Okulun kapısında boş boş durmam saçmaydı. İçeri girmem de salakça olurdu. Ancak anlık gelen cesaret ile okula girip koşar adımlarla sınıfıma girdim. Aceleyle Hilal'in yanına oturdum ve yakalanmamamın rahatlığıyla sırtımı sandalyeye yaslayıp derin bir nefes aldım. "Noldu, ne bu acele? Gökhan'ı mı gördün?" deyip gülerek göz kırptı. Yine dünkü konu açılmıştı. "Gökhan aslında çok tatlı, kibar ve sempatik biri Hilaaal!" dedi beni abartılı bir şekilde taklit ederek. " Ay çok yakışıyorsunuz Deniz. Hem belli senin de gönlün var." dedi sırıtarak.

"Ya hayır ben o yüzden demedim onları. Olay çok farklı." diye açıklamaya çalışsam da gülümsemesini bozmadan bakıyordu bana. Hiçbir sözüme inanmadığı çok belliydi.

Son ders de bitmişti ve Gökhan'ı hiç görmemiştim. Şom ağzımı açmadan hızla sınıftan çıkmak için ayaklandım. Tam kapıdan çıkıyordum ki omzuma bir kol atıldı. Haluk olduğunu düşünerek yüzümü kolun sahibine çevirdim. Gökhan'ın yüzünü görmemle hemen eğildim. Bir şey anlamamış olacak ki kolu havada bana öylece bakarken hızla geri doğruldum ve koşmaya başladım. Birkaç saniye öylece bekledikten sonra onun da arkamdan geldiğini adım seslerinden anlamıştım. Okuldan çıkmış pek de uzak olmayan evime doğru koşuyordum. Ancak o hâlâ peşimdeydi. Evime yaklaşırken peşimdeki delinin bana iyice yaklaştığını farkettim. Nefes almam zorlaşmıştı ve haliyle iyice yavaşlamıştım ve arkamdaki deli beni tutmayı başarmıştı.

İki koluyla beni sıkıca sarmıştı. Kollarımı hareket ettiremiyordum. Koşmaktan hızlanmış olan kalbinin sesini duyabiliyor, derin derin alıp verdiği nefesleri sağ omzumda ve boynumun sağ tarafında hissedebiliyordum. "Oğlum ne kaçtın ya? Ben de ne diye salak gibi takip ettiysem seni." dedi nefes nefese ve yorgunca çenesini sağ omzuma daha rahat bir şekilde yasladı. İşte şimdi bitmiştim. Biraz nefeslendikten sonra kollarımı sıkı sıkı tutarak beni kendine çevirdi. "Hilal ne dedi?" Kendimde değildim. Bana bu kadar yakın olması garip geliyordu. "Oğlum söylesene" dedi yüzünü yüzüme yakınlaştırırken. Kalbim daha da hızlanırken kendimi kontrol edemediğimi hissediyordum. Gözlerim tam dibimdeki gözlerin içinde kayboluyordu sanki.

Kendimi geriye doğru çekmeye çalışınca beni daha da kendine çekmesiyle yüzlerimizin arasında bir karıştan az bir mesafenin kalmasını sağlamıştı. Fırsattan yararlanarak elleri arasındaki kollarımı hızla çekip kendimi ondan uzaklaştırdım ve bombayı ortaya attım. "Çok yakışıyormuşuz. Sevgili olmalıymışız." dedim ve yüzüne bile bakmadan hızla evime doğru ilerledim. Kalbim hâlâ koltuğum için hızla atıyordu.

Gökhan'dan nefret ediyordum.

Deniz Kokusu bxb Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin