^-^

459 54 53
                                    




Pow Seonghwa

Yerimde huzursuzca kıpırdanıp dikkatleri üstüme çekmiştim. Hongjoong tek kaşını kaldırıp bana baktığında ona şirince sırıtıp arkamı döndüm.

"Sipariş verebilir miyim?" Arkamdan duyduğum ses ile tekrar oraya dönmüştüm. Başımı sallayıp 25'li yaşlardaki gencin siparişini onaylayıp fişini kesmiş ve kenara koymuştum.

"Joong hyung siparişi hazırlar mısın?" Başını sallayıp kenardaki kağıdı aldığında paranın üstünü karşımdaki çocuğa uzattım.

Çocuk masaya oturduğunda arkamı dönüp içeceğini hazırlamaya koyuldum.
"Sen iki gündür ne sırıtıyorsun öyle?" Joong hyung tek kaşını kaldırıp bana baktığında dudağımı dişledim. Kardeşine yürüyorum hatta depar atıyorum diyemem ya.

"Ah hiç.. şey hyung.. Yeosang sana ulaşamamış sanırım bana yazdı da buraya gelecekmiş okul çıkışı.."

"Yeo neden sana yazmış? Burayı arayamadı mı?"
"Şey bilmiyorum."
Başını sallayıp işine geri dönerken tuttuğum nefesimi vermiştim. Şükür sorgulamadı.

Hazırladığım içeceği ve yemeği tepsiye koyup oturan adamın yanına ilerledim ve önüne bıraktım.
"Afiyet olsun efendim."

Tekrar tezgaha geçmeden önce boş olan masalardaki bir iki bardağı elime alıp tezgaha yaklaştığım sırada kapının açılması ve bebeğimin girmesi bir olmuştu.

Elimin boşaldığını hissetmiştim, ve büyük bir kırılma sesi ile yerimden sıçramıştım. Siktir.

Sikeyim gerçekten çok güzeldi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Sikeyim gerçekten çok güzeldi. Minik nir gülümseme ile etrafa bakrken kırılma sesi ile bakışları beni bulmuştu. Öksürüp kendime geldiğimde eğilip büyük parçaları elime alıp hızla tezgahın olduğu kısma geçtim.

Tanrım aklıma mukayyet ol. Cam kırıklarını kenardaki çöpe atıp elimi suya tuttum.
"Hey! Hyung İyi misin elin kanıyor?" Gözlerim bir sarışın bebeğe bir de elime kaymıştı. Ah hadi ama.

Elimdeki minik yani çokta minik olmayan kesikten akan kanı gördüğümde hafif başım dönmüştü. Evet beni kan tutuyordu.

"Hey hey bakma kana, gel otur..." Joong hyungun sesini duyduğumda hızla bakışlarımı elimden çektim. Bir nefes alıp kenardaki bar taburesine oturdum ve başımı tavana diktim.

"Yeo müşteriye bakmam lazım. Sen Hwa'nın elini temizler misin? Kan tutuyor onu."
"Hyung gerek yok ben temizlerim şimdi." Mırıltı halinde konuşsamda beni umursamamış ve Yeosang'ın kolundan tutup yanıma getirmişti.

Yeosang bana şirince gülümsemiş ve çantasını kenara bırakmıştı. "Hwa hyung ecza dolabı nerde?" "Onlara gerek yok bebeğim."
Göz devirsede hala cevap beklediğini görünce personel odamızı gösterdim. Başını sallayıp hızla ilerlerken minik götünden gözlerimi hızla çektim.

Sikeyim sikeyim sikeyim.

Geri geldiğinde bana minikçe gülümsemiş ve önümde dizlerinin üstüne çökmüştü. Burnuma dolan güzel kokusu ile mayışsamda onunla eğlenmek istiyordum.

"Çok güzelsin."
"Hyung!"

Kıkırdayıp çantayı açtı ve çıkardığı pamuk ile elimi temizledi. "Çok kesilmiş... niye sıktın elinde cam kırıkları varken?" Omuz silktim. Ben Yeosang'ı görünce farketmemiştim bile.

Aldığı sargı bezi ile elimi sarıp minik bir öpücük bırakmıştı üstüne. Siktir... hayır hayır kötü şeyler getirme aklına Hwa.. hayır..

"Yeo?"
Yeosang hızla yerden kalkmış ve dizlerini silkeleyip Joong hyunga döndü.
"Hyung.. şey hani öpünce geçer ya.. o yüzden şey ettim."

Joong kaşlarını çatsada bir şey dememiş ve kollarını Yeosang'a sarmıştı.
"Bücürüm benim."
"Abi!"

Kıkırdayıp ayrılırken bana dönmüştü ikiside.
"Çalışabilecek misin Hwa?" Başımı sallayıp ayağa kalktım ve kasaya geçtim.
"Sadece bir anlık göz kararması. Turp gibiyim."

"Tamamdır. Yeosang sen benimle biraz içeriye gel sonra Hwa'nın yanına gelirsin ve yemek yersin."
Yeosang başını sallayıp çantasını eline almış ve odaya geçmişti.

Joong hyung işaret parmağını bana kaldırdı.
"Seninle konuşacağız. Bakışlarını farketmedim sanma."
"Hyung.. yemin ederim bir şey yok."

Omuz silkip içeriye geçtiğinde gelen müşteri ile bakışlarımı kapıdan çektim.
"Hoş geldiniz...."

~

Yeosang: Hyung...
Yanaklarını ısırabilir miyiiimm?~

Hwa hyung:
Sikicem ama ya-
Hayır gülüm

Yeosang: Sen dışarda böyle değilsin
Klavye delikanlısı mısın oğlum?

Hwa hyung yazıyor...

Yeosang: ŞAKA YAPTIM HYUNG YEMİN EDERM

Hwa hyung: Bir daha bana oğlumlu moğlumlu konuş.
Ağzına çakarım senin he

Yeosang: Ya hyung..
Şaka yaptım işte hemen kızma

Hwa hyung: Neyse
Ne zaman eve geliyorsun?
Saat 12 oldu
Kiminlesin?

Yeosang: Hyung zaten abime sorgu verdim.
Bi de sen başlamasan.

Hwa hyung: Yeo!

Yeosang: ya tamam kızma.
San, wooyoung ve ben sahildeyiz.
Birazdan geliriz eve

Hwa hyung: Tamam
Geçe kalmayın

Yeosang: Görüşürüz hyung!


Baby ~seongsang~ ✓Where stories live. Discover now