•••

250 28 10
                                    


İn the zoo'ya bakın lüğüütttttfeeeennn



Yeosang

Taksici arabayı durdurduğunda para olmadığını inip getirceğimi söylediğimde haledildiğini söylemişti. Kaşlarımı çatarak bakarken taksinin kapsının açılması ve bir bedenin beni çekmesi ile hızla arabadan indim.

"Hyung?"
"Efendim güzelim?"
"Taksi parası?"
"Halettim ben onu... hadi gel içeriye."

Beraber içeriye girerken kırmızı dudaklarında takılı kalmıştım. Ben mi çok azmıştım yoksa onun dudakları mı çok mükemmeldi?
Bence her ikiside.

Sakin ol Yeosang... sakin.

Seonghwa beni içeriye sokup tezgahın arkasına beni sürükledi. Kenardan çektiği sandalyeye beni oturturken içeriye adımladı.

"Bakar mısınız?"
Ayağa kalkıp kasaya geçerken kadına baktım.
"Buyrun?" "Burda başka birisi çalışıyordu böyle... yakışıklı kırmızı dudaklı uzun boylu siyah saçlı..."
"Eee?" Dudaklarımı dişlerken kaşlarımı çatarak kadına baktım.

"Şey o yok mu?"
"Sizene hanım efendi? Burası kafe, siparişinizi söyleyin oturun."

"Pekala... numarasını alab-"
"Hayır."
Dudağını sarkıtıp bana baktı ardından arkama bakıp gözleri parıldarken iğrenç bir gülümsemeyi dudaklarına yerleştirip elini kaldırıp hızla salladı.

"Heyy selam! Ah tanrım bi an gelmeyeceksin sandım."
Seonghwa gülümseyerek yanıma geldi, beni kenara itip kıza döndü. "Hoş geldin syue, ne istersin?"

"Seni!" Kahkaha atıp başını tezgaha yasladı. Seonghwa kahkaha atıp gülümsedi. Sikerim ben böyle işi.

Seonghwa kızın istediklerini yazarken ikisine kötü kötü bakışlar atarak bakıyordum.

Nerden çıkmıştı bu pis kız? "Seonghwa bu kim?"
Kız beni göstererek konuştuğunda ayağa kalkıp Hwa'nın yanına gittim.

"Şey... Bu Yeosang, benim arkadaşım."
Tek kaşımı kaldırarak Seonghwa'ya baktığımda bıyık altından güldü.

Sikerim.

"Şimdilik arkadaşı diyelim... sen kimsin?" Tek kaşım kalkık şekilde kıza baktım. "Şimdilik?"
"Hm hm.. hadi sen otur bebeğim ben getireceğim sana istediklerini."

Kız bir şey diyecekken Seonghwa'nın elini tutup içeriye sürükledim.

Tek kaşını kaldırıp alayla sırıtırken elini bırakıp elledimi çiçek şeklinde bağladım. "Bu kız kim? Neden yakınsın?" "Sadece bir müşter-" "ha sen müşteriler ile hep böyle yakın mısın? Abime söylicem seni."

Sinirlerim gerilirken kahkaha atmaya başladığında kaşlarımı çattım. Komik bir şey mi vardı? Varsa söylesin bende güleyim.

"Seonghwa! Gülmeyi keser misin? Yelloza bak ya.. yok neymiş, 'siyih siçli yikişikli çiçik nirdi?' Ananın amında."

Sinirlenince deli gibi küfür ettiğimi söylemiş miydim? İyi öğrenmiş oldunuz.

"Hey hey... küfür etmeyi bırak AYRICA, yakışıklı olmak suç mu meleğim?" Yüzünü bana yaklaştırırken kırmızı dudakları bütün sinirimi almıştı.

Sikeyim çok güzeldi. Neden bu kadar güzeldi.
"Müşteriler kapıda bekliyor sen nerdesin seong- Yeosang?" Abim kapıda bize kaşları çatık bakarken hızla geri çekildim.

"Şey ben... seni görmeye gelmiştim hyung.."
"Yalancı... Joong, Woo ve gerizekalı sevgilisi San sevişmek için bebeğimi dışarıya atmışlar bende buraya çağırdım."

"Öpüşmek için mi?" Kaşlarını çatarak konuşan Joong hyung ile öksürük krizine girerken Seonghwa omuz silkip siparişi hazırlamak için tezgaha geçti.

Onun bu rahat tavrılarına kaşlarımı çatarak bakarken Hyungumun odasını eliyle işaret etti. "Joong'un odasına yiyecek şeyler bıraktım onları ye, Joong sende emin olursun zaten değil mi?"

Hyung başını sallayıp beni odaya sürüklerken aklımda o kız vardı. "Şey hyung sen geç ben lavaboya girip gelicem." Joong başını sallayıp odaya girerken hızla Seonghwa'nın yanına döndüm. Mutfaktan çıkmak için hareketlenirken hızla önüne geçip tepsiyi aldım.

"Ben götürürüm! Sen uzak dur kışt kışt." "Köpek miyim ben? Kışt kışt ne? Ayrıca abin ağzıma sıçar saol almıyım bebeğim."

Omuz silkip mutfaktan çıkıp içeriye geçtim. Kızı kısık gözlerimle ararken cam kenarında aşkla buraya bakışını görmüştüm. Yüzü beni görünce asılırken kaşlarını çatmıştı.

Yüzümde zafer sırıtması ile yanına ilerleyip masaya tepsidekileri bıraktım. "Afiyet olsun!" "Neden Seonghwa getirmedi?" "Sanane? Yemeğini yiyip zıkkımlan ve defol git bebeğim." Ona sinir bozucu bir gülümseme sunup arkamı döndüm ve Seonghwa'nın yanına ilerledim.

Tepsiyi elimden alıp bana kaşlarını kaldırarak bakarken parmak uçlarımda yükselip, uzandım ve yanağını öptüm.

Ardından zafer sırıtmam ile hyungumun yanına ilerledim. İşte şimdi afiyetle yemeğimi yiyebilirdim.



Seonghwa: O yaptığın da neydi?
Sikeyim çok güzel hissettirdi-

Yeosang: Hiiiiiçç
Belki ufaxık kıskandım-

Seonghwa: İçimden bir ses beni kıskandığını falan söylüyor ama

Yeosang: İnanma o sese
Yalan yalan şeyler söylüo sana

Seonghwa: Hmm
Pekiii
Ay şey kız çağırıyor ben gidiyim bi bakim

Yeosang: HAYIR
SEONGHWA
GİTME
LÜTFEEENB

Seonghwa: Tmama meleğim şaka yaptım
Senin gibi güzel bebeğim varken o kızda kim?

Yeosag: Güzel miyim?

Seonghwa: Çooook

Yeosang: Bence güzel değilim
Seksiyim.

Seonghwa: Sen gizliden gizliye içtin mi yine?
Lütfen o beyaz elbiseyi tekrar giy
Ama sadece ben göreyim

Yeosang: Yoooo içmedim
Ama istersen beyaz elbiseyi giyerim...

Seonghwa: GİY

Yeosang: Ama dışarda

Seonghwa: ME
GİYME
ASLA
YAKICAM O ELBİSEYİ

Yeosang: Ne oldu?
Sanki biraz kıskanmış gibisin?

Seonghwa: Kıskanırım?
Sevdiğim değil misin?

Yeosang: Siktir-
Bu akdar çabuk kabulleneceğini thamib etmemiştim-
Abim çağırıyor öpüyorum
Aman giditorum
Görüşürüüzzz

Seonghwa: Hemen kaç
Eve gidince kaçabilcek misin bakalım?
Görüldü


Yemin ederim zor tutuyorum fici düz yazı yapmamak için

Dmmcckfkclck
Bi daha texting bana yaramaz aga

Düz yazının köpeğiyim 🤌🏻🤌🏻🤌🏻

Baby ~seongsang~ ✓Where stories live. Discover now