*•*

244 24 39
                                    




Yeosang

Telefonumu alıp hızla evden çıkarken mahallenin başındaki taksi durağına hızla ilerledim. Boş siyah taksinin kapısını açıp binerken abiye dönüp kafenin adresini verdim.

Adam arabayı çalıştırıp sürerken başımı önümdeki koltuğa yasladım. Siktir.
Ben şu an etekli değildim dimi?

"Dur abi geri dön!"
"Ne oldu oğlum?"

"Eve dönmeliyim... böyle gidemem."
"Çok geç trafiğe girdim."
Hay amk ya... eteğin ucunu tutup dizlerime çekmeye çalıştım ama lanet etek çok kısaydı.

Hwanın çizgili gömleğini çıkarmamıştım ama bunun üstüne çekersem tamamen kapanırdı.
Ama böylede sadece gömlek ile dışarı çıkmış gibi durcaktım. Hay sikeyim.

Siyah hırkayı giyip gömleği eteğin içine soktum. Böyle daha iyiydi.  Hırkanın önünü kapattığım sırada araba durmuştu. Telefonumu hızla cebime atıp parayı adama uzatıp arabadan indim.

Kafeye hızla girdiğimde bir kaç kişi bana dönmüştü ama onları umursamayıp hızla kasanın arkasında geçtim.

"Seonghwa?"

Seonghwa başını yerden kaldırıp bana baktı. Kaşları şaşkınlık ile yukarı kalkmıştı. "Yeosang?"

"Hwa?"

"Yeosang?"

"Hwa?"

"Bana bir şeyler oluyor..." Seonghwa sandalyeden yere düşerken hızlı davranıp kolunu tuttum. "Lan amk kendine gel!"

"HYUNG ACİL BAK!"

Joong hyung kapıdan çıkarken kaşlarını çatarak yanıma gelmişti. "Bu yine niye bayıl- hassiktir ya!"
"Ne oldu bu mala?"

Omuz silkip yanıma gelmiş ve Hwa'nın kolunu omuzuna atıp içeriye sürüklemiştik.

Seomghwa'yı koltuğa bırakıp kenardaki kolonyayı elime alıp döktüm ardından Seonghwa'nın burnuna tuttum. "Sevgilim..."

Bir kaç seslenişimin ardından yavaşça gözlerini aralamış ve gözlerini bana dikmişti. "Yeosang! Off rüya mı görmüşüm ben... çok korkunçtu... sen giyinmişsin böyle sexy sexy sonra bir geliyorsun kafeye... ah kalbim sikilmiş gibi hissetmiştim."

Dudağımı dişleyip yüzüne bakarken hafifçe etrafa bakıp doğrulduğu sırada üstüme bakmıştı.
"Siktir ya..."
Hızla yüzünü tutup dudaklarını öptüm. "Sakin olcak mısın biraz? Sanki beni hiç etekki görmedin! Tamma görmedin ama... of ne var bu kadar abartacak?"

Dudağını dişleyip sertçe bana baktığında bacaklarımı iki yana açacak şekilde kucağına çıkıp oturdum.

"Hem... yakışmamış mı?" Sessizce kulağına fısıldayıp üstünde biraz hareket ettiğimde başını geriye atmıştı. "Siktir... ahm... ateşke oynuyorsun Yeosang!"

"Belki oynamak istiyorumdur?"
Sol elini başıma getirip dudaklarımızı birleştirmek amaçlı kendine çekerken gülümseyerek dudaklarımızı birleştirdim.

Sağ elini eteğimin altına getirip kalçamı kavrarken istemsizce inlemiştim. "Seonghwa kalktı- siktir ya!"

"Kalktı kalktı çok iyi kalktı." "SEONGHWA! Ne diyorsun ya!" Sinirle koluna vurduğumda omuz silkip elini eteğime getirdi. "Şu koduğumun zımbırtısını giyip gelmeseydin bir şeyler kalkmazdı Yeo bey."

"Salak şey bilerek mi böyle geldim! Korktum bir şey oldu diye evden çıktığım gibi geldim."

Gözleri parıldarken dudağımı öpüp sarı saçlarımı okşadı. "Sen benim için endişelendin mi!"
"Endişelenmek ne kelime öldüm sandım bi an..."

Gözleri resmen aşk ile bakarken uzanmış ve burnumu öpmüştü. "Hepsi senin yüzünden, resmen bi an beyaz ışığı gördüm." "Gerizekalı mal beyinsiz o benim tokatımdı!"

"Siktir ya... ciddi misin?"

"Şok olmuş gibi telefona bakıyordun seslendim seslendim götüne takmayınca tokat attım sonra bayıldın."

"Umarım çok baygın kalmışımdır da iş saati bitmiştir." Joong hyung başını iki yana salladı.

"Jongho ve mingi ile yunho yardıma gelecek. Siz eve geçin."

Başımı sallayıp Seonghwa'nın kucağından kalkıp eteğimi düzlettim. "Yalnız etek baya yakışmış sana Yeosang..."

"HANİ ETEK GİYEN SEXY BEBEĞİM NERDE BENİM!" İçeriye koşarak giren Yunho ile o tarafa dönmüştük.

Yanıma gelip yere oturmuş ve eğilmişti. "Ben bu görüntüye sadece talarım arkadaşlar!"

Y.n taparım yazmadım mübarek çarpar valla ama siz yazdım sayın dmcmckck

Seonghwa Yunho'yu itip kenardaki ceketini eline almış ve belime bağlamaya çalışmıştı. Hızla elini itip kapıdan kaçtım.
"Abartma Hwa!"

"YEOSANG GEL BURAYA!"
Kıkırdayıp kasanınnoraya geçmiş ve Mingi ile Jongho'ya sarılmıştım.

"Wow... Yeosang sen kesinlikle hep etek giymelisin!" Kıkırdayarak güldüm. "Teşekkür ederimmm..."

Seonghwa arkamdan gelip belime sarılmış ve boynumu öpmüştü. Gülümseyip omuz üstümden ona baktım.

"Çok güzelsin..." Yüzüm kızarırken başımı başka tarafa çevirmiştim. Karşıda bize bakan üç erkeği görünce-daha doğrusu benim bacaklarıma bakan- hızla Seomghwa'nın kolunu tuttum.

"Sevgilim hadi çıkalım. Eve gidip biraz dinlenelim sen iyi değilsin tam.." başını sallayıp kenardaki telefonunu eline aldı.

"Hadi çıkal-ah!" Ayağıma takılan çelme ile tam yere düşecekken bir kol beni kavramıştı. Ama bu kol kesinlikle Seonghwa'nın kolu değildi.

Siktir

Baby ~seongsang~ ✓Where stories live. Discover now