1.BÖLÜM

600 13 5
                                    

İşten yorgun argın gelmişti,buzdolabının kapağını açtı raflara hızlıca göz attı.Canının bişey istemediğini anladı yemek yemekten vazgeçti. Kahve suyu koydu kendine evde kimse yoktu.Üzerini değiştirdi. Akın'ın ona aldığı pembe oyuncak tavşanı kucağına aldı.Kahvesini de alarak camın önündeki koltuğa usulca bıraktı kendini.Huzur ararmışcasina tavşanın kafasını oksamaya başladı.Dışarıda yağmur yağıyordu,uzandı camı açtı.Mis gibi toprak kokusu odanın içini kapladı.

Telefonun mesaj sesine irkildi heyecanla eline aldı.Akın'dan mı acaba diye ekrana kilitlendi, kahrolası banka mesajlarından bir tanesiydi.Sahi en son ne zaman haber almıştı ondan hatırlamıyordu.Gözleri doldu ve usulca yanaklarindan aşağı doğru yaşlar dökülmeye başladı. "Ağlama boşuna hepsi senin yüzünden oldu" diyordu içindeki ses.Tekrar koltuğa oturdu Akın'ın ona bıraktığı fincanı eline aldı.Beyaz üstünde pembe çiçekleri vardı.Yaprakları bütün fincanı sarıyordu.Tıpkı bir zamanlar genç adamın onu kollarıyla sarması gibi..Kahvesi buz gibi olmuştu.Umursamadı ve yavaşca kahvesini yudumladi.ilk tanıştıkları zamanı düşündü...

***

Üniversite son sınıfa gelmişti.Kahrolası şehirden kurtulacaktı artık.Ün.iversiteye Ilk başladığı zaman saf temiz bir kızdı.İstanbul'da tutucu bi ailenin içinde büyümüştü.Evin ilk çocuğuydu.Geldiği bu küçük şehire uyum sağlaması zor olmadı.Yıllarını geçireceği bu şehire toz pembe hayallerle gelmiştı oysa giderken kocaman hayal kırıklıkları ile dönecekti.

Üniversiteye gelene kadar hep platonik yaşamıştı aşklarını.Annesi sürekli "erkekten arkadaş olmaz,menfaatleri uğruna harcarlar kızları" diyerek büyütmüştü narin çiçegini.

Üniversitede bir iki flörtü olmuştu.Her ilişkinin başında gerçekten sevildiğini sanıyordu,ama sonunda fark ediyordu yine olmuyordu.Ona göre aşklar Türk filmlerindeki gibi olmalıydı.Genç delikanlı kızın üstüne titremeli,kendi gözünden dahi sakınmalıydı.Yaşadığı her yeni ilişkide fark ettiki o sahneler yanlızca filmlerde kalmıştı.Neler görmemiştiki ünüversite yıllarında ? Hamile kalıp yutta düşük yapanlar...Üniversitede evlenme vaadiyle imam nikahı kıyıp okul bitince yollarını ayıran sevgililer ve parçalanmış bir sürü hayatlar.Her gördüğü aslında hayatın ta kendisiydi ve hayat onun düşlediği kadar temiz değildi.Acı tecrübelerlede olsa öğrenmişti.

***

Yazın başında internette tanışmışlardı Emre ile. Bir defa yüzyüze görüşmüşlerdi.

Şimdi askere gidiyordu.

"Geldiğim de evleneceğiz biraz sabret.Hem bu arada okulunda biter" dedi telefonda.

" Bekleyeceğim" dedi .

Kendi söylediğine kendi bile inanmayarak.Biliyordu çünkü ailesi evlenmelerine izin vermezdi. Emre gideli 1 ay olmuştu ne bir ses ne bir haber.Yine de bekliyordu."Vakti olsa,telefon bulsa arar beni merakta bırakmaz" diye geçirdi içinden.

Pazar sabahı bir telefon geldi.Gözünü hafifce araladı,ekrana baktı.Numara hiç tanıdık değildi.

"Off kim bu pazar pazar.Hemde sabahın bu saatinde" diye söylendi.


"Efendim" dedi gözü kapalı.


"Aşkım uyuyormusun?"dedi.

Emre aramıştı en sonunda. Heyecanla yataktan fırladı.Sanki Emre onu görüyormuşcasına saçlarını düzeltti.

"Çarşı iznine çıktım,internete gelde bi yüzünü göreyim çok özledim seni. "

"Tamam hemen geliyorum."

Uzun zaman olmuştu sesini duymayalı.Kalbi yerinden çıkacaktı heyecandan.Hemen hazırlandı,biraz makyaj yaptı ve yola çıktı.

"Gidince orada birşeyler atıştırırım,beklemesin " dedi.Kıkırdadı kendi kendine.Bu yıl ev arkadaşı yoktu ve küçük kutu gibi evinde yanlız yaşamaya başladığından beri kendi kendine daha çok konuşur olmuştu. Internet kafeye gitti ."Off yine çok kalabalık" diye söylenmeye başladı.Bu lanet şehirde hiç mi birşeyler yolunda gitmeyecekti. Heyecandan elleri terlemeye başladı.Kalbi yerinden çıkacaktı. Zaman sanki Su ile inatlaşıyor ilerlemek bilmiyordu.Mert' i yanına çağırdı .

"Bi kahve alabilirmiyim.Pazar günü sabahın bu saatinde niye bukadar dolu.Gerçekten çok acelem var lütfen beni aradan al."

Mert gülümsedi herzaman ki gibi.Su onun ilgisinin farkındaydı.Selam sabahtan öte çok sohbet etmiyor ümitlensin istemiyordu.Mert geniş omuzlu, orta boylu,kumral ,zeytin gibi gözleri olan yakışıklı bir çocuktu aslında.Nihayet sıra geldi ve heyecanla bilgisayarın başına oturdu.

"Merhaba aşkım"

"Su nerdesin? "

"Aşkım çok sıra vardı."

"Nasıl gidiyor bakalım? "

"Okula gidip geliyorum.Bu sene son yıl olduğu için çok yoğun geçiyor.Sen rahatmısın? Bişeye ihtiyacın varmı? "

"Yok sağol.Benim çıkmam gerekiyor artık."

"Hemen mi? Daha doğru dürüst özlem bile gideremedim!"

"Plan yaptık arkadaşlarla gezicez biraz"

"Tamam" dedi çaresiz.Emre onun makyaj yaptığını da fark etmemişti.Genç kızın dikkatinden kaçmamıştı.Eskiden olsa kamerada onu gördüğü zaman hemen iltifat ederdi.Çevrim dışı yaptı oturumunu.Biraz daha internette takıldı.Tam çıkmak üzereydi Emre'nin çevrim içi olduğunu gördü.O gitmemiş, üstelik gidiyorum diye yalan söylemişti.

"Sen çıkıyordun!Planın vardı!" dedi.

"Şeyy... Sen gitmedin mi?"

"Hayır gitmedim.Seni dinliyorum,mantıklı bi açıklaman vardır umarım!"

"..."

"Emre!Sana söylüyorum"

"Ben çıkıyorum."dedi ve genç kızın bişey yazmasına izin vermeden bilgisayarı kapattı.

Su birşeylerin ters gittiğini hissetti.Emre mesafeliydi konuşurken.Su bunu uzun zamandır görüşmemelerine bağladı. Içi buruk bi şekilde kalktı hesabı ödemek için.Mert ile göz göze geldiler.


"Neyin var? "

"Hiiiç yok bişeyim"

"Kötü görünüyorsun.Otur biraz çıkma hemen."

"Yok iyiyim hem gitsem iyi olur çalışmam gereken yığınla ders var."

"Tamam sen bilirsin"

Arkasını döndü yavaş yavaş merdivenleri çıktı.Keskin bir soğuk vardı.Ama yüreği öylesine üşüyordu ki, dışarıda ki soğuğu hissetmiyordu bile.Kar yağsa belki hava biraz ısınırdı.Ya yüreği onu kim ısıtacaktı? Emre yi gerçekten seviyormuydu emin değildi.Onun hayalindeki gibi biri asla değildi.Arzuları ön planda olan bir adamdı ve Su onun sevgisinden çok arzularını hissediyordu .Emre ' nin hayatın da sadece boşluk dolduruyordu ama farkında değildi.

En yakın arkadaşı Naz okulu bitirmiş evine dönmüş,hepten yalnız kalmıştı.Tutunacak tek dalı Emre kalmıştı.Şimdi neden böyle davranıyordu. Eve dönüş yolunda yürüdü. Yürüdükçe, ağladı. Başını kaldırdı ve şehri saran dağları inceledi.Nasıl bir şehirdi ki tek bir ağacı yoktu dağlarında.Onlarda çıplak, onlarda yalnızdı.Sevmiyordu bu şehiri.Başına ne geldiyse burada gelmiş hayatla ilgili bütün masumiyetini kaybetmişti..Birgün deli gibi özleyeceğini nerden bilebilirdiki...

MERHAMETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin