Bölüm 7

39 3 0
                                        

Mutluluktan delirirken bütün olayları Umuta anlattım. Bana dalga geçercesine baktı.

-"Çok safsın" şaşırmıştım, sensin saf.

-"Neden?¿" sinirle sormuştum korkmuş olacak.

-"E çocuk azcık ilgilendi diye içine düşeceksin yakında. Bu kadar kolay kız mısın ki sen?"

-"E seviyorum be sebastiaaaaan" gözlerimi daldırıp mutlu mutlu havaya baktım.

-"Yine sen kızsın, bu kadar kolay oynama, naz gerekli azcık, vazgeçilmez ool." Suratımı astım. "Üzülme kız hemen, sürprizim var sanaa" birden gözlerim parladıı.

-"Harikaaaaa!!! Harikasıınnn!! Bi dakka?¿ ne aldın ki???" beden çantasından çıkardığı dergiyi bana uzattı. Küçük bir çığlık.. Hemen dergiyi elinden aldım ve Umuta boğarcasına sarıldım.

-"Yee-t-ee-r ölüyorum!! İm-daa-t" bu kadar yakarış sonrası bıraktım. O sırada öğretmenler zili çaldı ve ikinci dersin de Süeda Hoca ile olduğunu hatırlayınca tabanları yağlayıp koşmaya başladım.

-"İyi dersler bestlerin en bestiiiii."

-"Sana da Piremsess" dedi Umut ani hareketlerim karşısında. O beni piremses biri sanıyor ama ben bir oturuşta 3 tabak mantı yiyebiliyorum :3

Ders yine sıkıcıydı işte. Ahmetli bir dersten sonra biyoloji hiiiç çekilmiyor. Tek bir yanı hariç. Dersin sonunda yangın alarmı çalmaya başladı. Herkes tatbikat sandı, yanık kokusunu sadece ben mi aldım ya? Yangın diye bağırıp kapıdan çıktım tam o sırada (kahrolası kaderim) birine çarptım ve fena bir şekilde yere kapaklandım. Çarptığım kişi telaşla geri geldi ve kalkmama yardım etti. O sırada onu biraz inceleme fırsatı buldum. Koyu kumral uzuuun dalgalı saçları (düz de olabilir sanırım örünce böyle olmuş ama bence çok tatlı olmuş), uzun boyu ve biçinli fiziğiyle güzel bir kız. Herhalde 10. sınıflardan biri diye düşündüm.

-"Auh, ben özür dilerim. Benim hatam." dedi çok hafif bir aksanla.

-"Yo yo, sorun değil. Aslında şuan binayı terkediyor olmamız lazım" dedim ve telaşla doğruldum. "Bu bir tatbikat değil, kimse yanık kokusu almıyor mu?!?!" kızın kolundan tutup bahçeye kadar koştum. Tabii onu da peşimden çekiştirdim. Okulun çoğunluğu bahcedeydi zaten. İnsanlar arasında konuşulan şeylere kulak verince, olayın asansör yapımı sırasında işçilerden birinin sigarasının kirişlerden bir parçasına yanlışlıkla yakması olduğunu öğrendim.

-"Pardon, paardon." okuldan çıkardığım kıza baktım. "Kolum, artık bırakabilirsin, sanırım." hala kolunu sıkıca tuttuğumu fark ettim.

-"Özür dileriiim. Ben farketmemişimm." birlikte gidip banklara oturduk. Kız konuşmaya başladı,

-"Benim kuzenim var buralarda. Annem öyle söylemişti."

-"Sen yeni misin?"

-"Evet, oyle. İlkokul bitti, ben geldim Türkiye ye. Annem kuzenin bu okulda buraya gidebilirsin dedi. Aslinda tam kuzen değilmiş. Spiritual dedi... Ha, manevi kuzenmiş, annesi annemin arkadaş. Adı şey.. Feza dedi. Taniyor musun?

-"Ben, ben Feza."

-"Yoyo, gerçekten taniyor musun şaka yapma?"

-"Gerçekten, sanırım okulda benden başka Feza yok da, adın ne senin?"

-"Ayça ben. Almanyadan geldim, orada Asia diyorlardı. ama Ayçayi tercih ederim. İlk konuştuğum kişide seni bulmam çok iyi olduu!"

-"Hangi sınıftasın?" bilmiyorum dercesine dudağını büzdü. O sırada Halil Hoca bahçedeki öğrencileri okula sokmaya çalışıyordu.

-"Gel Ömer Hoca ya gidelim. O bilir."

-"Sevdim seni pikachu" dedi ve sırıttı ben de sevmiştim bu kızı. Kuzen ha! Vay canına hayatım ne zaman bu kadar karmaşıklaştı ki?

*-*-*-*-*

Ders zili çaldığında Umutla ayça iyice kaynaşmış ve beni grubun dışında bırakmışlardı. Aynı sınıfta olmaları hoş değil. Yoo niye kıskaniyim ki. Hem Umut Ayçaya HeadBang almıyor bana alıyor. Kıskanmamam lazım. Neyse. Sınıfıma gittim, herkes bir yere toplanmış gülerek bir şeye bakıyorlardı. Onları umursmayıp dergiden çıkan TWD ve BVB posterlerini dolabıma yapıştırdım. Telefonum, telefonum yoktu. Hayır hayır hayır olamaz. Gülen team telaşlı hareketlerim sırasında piç piç gülüyorlardı. Telefonumu ellerinde görünce kan beynime sıçradı. Elanın saçından tutup kenara çektim ve önüme geçen iki kişiyi kenara ittirdim telefonumu aldım. Ekranda notlarım kısmının açık olduğunu görünce apışıp kaldım. Bütün bestelerim, şiirlerim, duygularım, atarlarım, hatta GÜNLÜĞÜM. Gözlerim doldu ve koşarak dışarı çıktım. Gülme sesleri hala geliyordu. Sinirli bir şekilde tuvalete yöneldim. Ders başlamak üzereydi. Kendimi bir kabine kilitledim ve olduğum yerde çömelivermiştim. Kapım tıkladı. "Dolu" dedim titrek bir sesle. Tekrar tıkladı. "Dolu dedim ya!" diye bağırdım. En kötü anımda bile içimi eritecek ses konuştu "İyi misin?"
Umarım sevdiniz :))

Deli - InsaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin