Çıldırmak üzereyim. Neredeydim?! Burada ne işim vardı?!! Karanlık ve soğuk. Titrememe engel olamıyordum. Nemi hissedebiliyordum. Bağırdım "kimse yok mu?! Neredeyim?!?!" sonra ayak sesleri, gittikçe yaklaşan. Karanlığa alışmaya başlayan gözlerimi seslerin geldiği yöne çevirdim. Üşüyordum. Çok üşüyordum. Ayak sesleri yaklaştı. Gerilemeye çalıştım fakat çok halsizdim. Ayak sesleri dibimden geliyor gibiydi fakat görünürde hiç kimse yoktu. Bir el omzuna dokundu ve..
Kan ter içinde uyandım. Feza Allah senin belanı versin. Camı açık unutmuşum. Kalktım ve camı kapattım. Odam soğuk olduğu için yorganımı, telefonumu ve Lokumu da alıp salona geçtim. Saat 3 tü Of lan, uykum kaçtı işte. Bu saatte konuşacak kimse de olmaz. Lan?! Evren uyuyo mudur acaba? Dün beni eve bıraktığında almıştık numaralarımızı. Telefonu elime aldım. Whatsapptan Evrenin son görülmesine bakacaktım ki, ONLINE. Olum sen nabiyin la bu saatte? Online yazısı kayboldu ve yerine daha da şaşırtıcı bir yazı geldi. Typing...
(*=mesajlar)
Evren* Feza?
Ben* Evren?
Evren* ne yapıyorsun bu saatte? uyumadın mı?
Ben* Sana sormalı?
Evren* Uyku tutmadı.
B* Hiç mi yatmadın?!
E* Hayır az önce uyandım uyanık birileri var mı diye bakıyordum. Bi sen varsın psikopat.
B* bi de sen
E* evet
B* ee ne yapıyorsun?
E* Güzel bi kızla konuşuyorum sen?
B* televizyon açtım öyle zaplıyorum. Dizi buldum ben onu izliyim sen kızla konuş. ha bi de o psikopat kıza selamlarımı ilet ehehheh
E* Ama dur bir şey söylemem gerek. Öncelikle kendine selamın var ve sen gidersen kimler konuşcam?
B* Mal ya öncelikle iltifatın için teşekkür ederim ama zorlamayalım güzel değilim.
E* Güzellik görecelidir ve bence, içli dışlı güzel bir insansın ☺
B* Sağol :)
E* EE sen ne yapıyorsun demiştim en son...*-*-*-*-*
Uyandığımda saat 11 i geçiyordu. Hemen kalktım ve üstümü giyindim. Yine rahat yine modadan yoksun. Ablamın buzdolabına bıraktığı notu gördüm. İşten çağırmışlar. Ben de ablama bir not bıraktım ve koşarak evden çıktım. Tam kapıyı çalacaktım ki, Evren kapıyı açtı. Sanırım o da yeni kalkmış. Saçları daha bi sevimli dağınık, altında salaş pijamamsı eşofman ve üzerinde kısa kollu beyaz bir tişört vardı. Yani benden çok bir farkı yoktu. ben de aynı şekilde eşofman ve beyaz tişört giymiştim. Bunu o da farketmiş olacak ki aynanda güldük.
-"Gel" dedi nazikçe içeriyi gösterip.
Şimdi gelelim neden buraya geldiğime. Uyumadan önce bugün için de sözleşmiştik. Bana ders verecekti. Hem org hem bateri hem de gitar. Hangi sinden başlamak istediğimi sordu. Tabiiki de bateri!
Beni baterinin başına oturttu. Yanıma da bir tabure çekip kendisi oturdu.
-"Önce basit ritimlerden başlayalım."
Ara sıra yardım etmek için elimi tutuyordu, fakat sonra yanlış bir şey yaptığını düşünüp çekiyordu. Her seferinde böyle yapıyordu. Beni üzmek mi istemiyordu? Ahmeti sevdiğimi biliyordu. Kendisi üzülmemek için mi yapıyordu? Yoksa zaten üzülüyor muydu?*-*-*-*
Hayatımın en uzun haftasonuydu ve okul tekrar başlıyordu. Servis geç kalmıştı. Martın soğuğu ısırıyordu. Bahar bi arkadaşa bakıp çıktı mı? Ne bu hava değişimi dostum?
Okula geldiğimde Umut girişte bekliyordu.
-"Feza, sana bir iyi bir de kötü haberim var."
-"Önce kötü"
-"Ahmet bahar şenliğine çıkmayacakmış." şok olmuştum. Neden? Neden böyle bir şey yaptı ki?
-"Ayrıldı mı yani gruptan? Neden?" sesim titrerken gözlerim de dolmuştu.
-"Dur ya, ağlama hemen, offf, sadece bahar şenliği. Yurt dışına çıkıyormuş 2 aya. Tam şenliğin olduğu gün." ohh lan. rahatladım.
-"İyi haberi söyle."
-"Sana süt burger aldım." güldüm ve elinde tuttuğu süt burgeri aldım.
-"Şenlik işini bana bırak, ben bulacağım bateristi" dedim ve sınıflara çıktık.
Derste the best teacher of the world(ingilizcecimiz), quizlerimizi açıkladı. Evet ablanızın İngilizcesi harika. Sınıftaki tek full benim kağıdım. zazazaa minnoşum bana "thanks, great!" yazmış. Kendileri dünyanın en tatliş öğretmeni olmanın haricinde en tonton adamı.
Annemi ve babamı kaybettiğimiz zaman komşumuzdu.Şoku atlatmamıza, yeni bir ev almanıza o kadar yardımcı olmuştu ki, ona borcumuz ödeyemeyeceğimiz kadar büyük, hem maddi, hem manevi.
Ders bittiğinde Kendimi kantine attım. Brownie.
Reklamdakinden bile beter bir şekilde ağzıma tıkarken önümdeki çocuk arkasını döndü. Ahmet?! Lan rezil oldum. Ağzım tıka basa doluyken burunlarımozaramızda sadece 15 cm kadar bir boşluk vardı. Hiç tepki vermedi, arkasını döndü ve gitti. Neler oluyor? Zaten 2-3 gündür mesajlarımı görmezden geliyor. Selam bile vermeden, gitti. Sınıfa çıktım. Öğle tenefüsü haricinde sınıftan çıkmadım. Zaten ne zaman gerçekten mutlu olabildim ki? Bu zamanların ne farkı var..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli - Insane
Chick-LitBiraz kırgınım. Büyük yangını başlatan o küçük kıvılcıma, annemi ve babamı elimizden alıp ablamla beni bir başımıza bırakan yangına kırgınım. Hayata kırgınım. Ama minnettarım aynı zamanda. Şükürler olsun ki dünyanın en iyi ablasına ve sahip olabilec...