24|yeryüzünde

1.5K 89 15
                                    

🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
🌼
Geçmişi unutmak zorlu bir savaştı Jisoo için. Her geçen onsuz gün daha katlanılmaz oluyordu. Dayanmaya çalışıyordu kalbine söz geçirmekle uğraşıyordu ama nafile. Eski günleri özlemeden kendini alı koyamıyordu.

En çokta Jin'in verdiği sözler çıkmıyordu aklından. Onu sonsuza kadar seveceğini ve her daim yanında olacağına inandırmıştı. Peki şimdi neredeydi? Neden sözlerini tutmak yerine ihanet etmeyi tercih etmişti ki? Kalbini kırıyordu bu durum, inanılmaz bir acı ile sabahlamasına bile sebep oluyordu...

Jisoo kendini güçlü olduğuna inandırmış bir kadındı. Onun için ağlamayacağına dair söz vermişti kendisine ve o ,Jin gibi sözüne ihanet edecek birisi değildi. Iki aydır,Jin beş aydır ortalıkta yoktu, bu sözünü tutuyordu.

Toparlanması zor olmuştu hatta psikolojik destek almaya bile devam ediyordu. Hayatına yeni bir düzen veriyordu. Hedefi minicik kızı ve onun mutluluğuydu. Bunun için kendini her geçen gün geliştirmeye devam ediyordu.

Jin'le birlikte oldukları sıralarda şirkette onun için bir ofis vardı. Orada çalışmasına Jin izin vermediği için ara vermişti işine. Ve bu gün o işe tekrar başlamıştı. Mali işlerde çalışıp kardeşine yardım ediyordu. Bebeği ise ofisinde onunla birlikteydi.

Hayatı yoluna girdiği için diğer aile üyeleri de onun için mutluydu. Jimin her gün yanında durmuş ve gerektiği günlerde ise onunla birlikte ağlamıştı. Jimin güç bulduğu başka bir dayanağıydı. Mutlu ve huzurluydular sonunda.

Jimin bu eve gerçek mutluluğu getiren kişiydi belki de? Aile üyeleri bir yalanın içinde yüzerken Jimin onların hayatına bir anda girmişti. Hiç beklenmedik yerden, Jungkook'un eşi olarak girmişti.

Aile üyeleri aralarında ki karmaşık ilişkiyi asla öğretmemişti. Zaten ikisi de o günleri açmamak üzere geçmişte bırakmışlardı. O günler unutulmak için yaşanmış gibiydi onlar için. Yaşamış ve bitmişti. Kalplerin de bir sızı bıraksın istemiyorlardı.

Jeon elbette ki o günleri unutamıyordu. Jimin gülümseyerek her şeyi unuttuğunu söylese de Jungkook inanmıyordu. Her geçen gün bir özür niyetiyle uzun uzun bakıyordu açık kahverengi gözlerine. Gün geçmiyordu ki Jungkook onun yanaklarından öpmesin. Her gün bir özür bir telafiydi onlar için...

Aşklarını, yaşanılan kötü günlere inat tazelikle yaşatıyorlardı. Sevgi vardı onların kalplerinde, yataklarında ve sözlerinde... Saygı vardı her bir bakışlarında. Aşk vardı ayrı duramayan dudaklarında. Onların kalplerinde insanlık vardı...

Şimdi ise Jimin alfanın göğsünde uyurken, Jungkook onun çıplak belini okşuyordu. Bu gün katılması gereken bir tören vardı ve oraya Jimin'in de gelmesini istiyordu. Bu evlendiklerinden beri katılacakları ilk açılış töreni olacaktı.

Bir çocuk esirgeme yurdunun açılış töreniydi. Jimin'in çocuklara ne kadar duyarlı olduğunu en iyi o bilirdi. Böyle bir törene Jiminsiz gitmek olmazdı. Biricik eşi bütün dünya tarafından tanılacak olsa bile onu o törene götürmeyi planlıyordu.

Jimin ülkeye Jeon'un eşi olarak tanıtılmıştı ama resmi bir fotoğraf yoktu etrafta. Jimin evde kalmayı seven birisi olduğu için haber ajansları ile hiç karşılaşmamıştı. Jeon artık onunda tanılması gerektiğini düşünüyordu.

Bir miyavlama sesi duyulduktan sonra Yavru kedileri yatağın üstüne çıkmayı başarmışlardı. Her gün yaptıkları, alışkanlık haline gelmiş, bir davranışla yatakta hareket etmeye başlamışlardı iki yavru kedi.

Jimin o gün hamile kediyi eve getirmişti fakat kedinin hastalıklı olduğu sonradan öğrenmişlerdi. Birkaç ay veteriner de tedavi olmasına rağmen hastalığı hem onu hem de dört yavrusunu öldürmüştü. Geriye kalan yavruları ise Jimin kendisi bakıyordu aylardır. Bu kocaman evde ki tek eğlencesi küçük yavruları olmuştu.

Love A StrangerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin