Keyifli okumalarr ♡
İlerleyip minderlerden birinin üstüne oturdum Halime Hanım da kapıyı kapatıp yanıma oturmuştu. Ne diyecekti acaba umarım çok kızmazdı bana.
"Bak kızım ben kötü biri değilim. Sadece oğlumu korumaya çalışıyorum. Oğlum birine söz vermişse sonunda ölüm bile olsa tutar sözünü. Sana da söz vermiş belli ki.
Senin peşindeki insanlar çok güçlü biz yetemeyiz onlara. İkinizinde başı yanacak ben biliyorum. Ailenle oturup doğru dürüst konuş eminim ki seni dinleyeceklerdir. Hem belki mutlu olursun koskoca Kral istemiş gönül vermiş sana, gül gibi yaşatır seni. Gel vazgeç evine yurduna ülkene dön." Halime Hanım hem konuşuyor hem ağlıyordu. Boğazıma yumru oturmuştu.
"Ben orda mutlu olamam ki istemediğim bir adamla benden 20 yaş büyük Halime hanım. Babam kralın çok yakın arkadaşı onun lafını ikiletmez hele de işin sonunda makam mevki varsa. Haklısın Alptuğ'un başına bir şey gelmesinden bende çok korkuyorum. Ama oraya dönmeye de korkuyorum." Benimde göz yaşlarım akmaya başlamıştı.
"İnsanın yeri ailesinin yanıdır. Hem sende seversin. Bende hiç tanımıyordum Bahadır beyi evlendiğüm gün gördüm yüzünü ama bak şuanda üç tane çocuğumuz var. Benden 15 yaş büyük o da ama mutluyuz Allaha şükür."
Belkide haklıydı Halime Hanım kimseye daha fazla yük olmaya gerek yoktu. Allahın bana yazdığı ömür de böyleymiş demekki.
"Tamam merak etmeyin gidecem sizi de Alptuğu da daha fazla zor durumda bırakmak istemem. Benim yüzümden başınıza bir iş gelirse bu sefer kenddimi affedemem. Ama bana bir kaç gün burda kalmam için izin verin Alptuğ anlamamalı gideceğimi yoksa peşimi bırakmaz." Dedim gözyaşlarımı silerek.
"En doğrusunu yaptın kızım elbet mutlu olursun. Toparlanana kadar kalabilirsin burda. Hadi sil gözünün yaşını da içeri geçelim artık."
Toparlanıp ayağa kalktık. Odadan çıktık herkes salonda oturuyordu. Su içmek için mutfağa geçtim. Raftan bardak alıp su doldurdum. Ellerim titriyordu.
Arkamda hareketlilik hissedince toparlanıp arkamı döndüm. Gelen Alptuğdu. Kalbim hızlanmıştı onu görünce.
"İyi misin hatun? Ne konuştunuz anamla?" Diye sordu ilgiyle.
"İyiyim merak etme. Handa neler yaptığımı, nasıl müslüman olduğumu sordu. Isındı sanırım biraz bana." Yalan söylemek zorundaydım daha fazla zora sokamazdım onu. Eğer kral öğrenirse bana yardım ettiğini onu yaşatmazdı.
"Anam sert görünsede yufka gibi kalbi vardır. Sevecektir seni meraklanma." Dedi gülümseyerek.
Daha sonra içeri geçmiştik. Bir kaç saat sohbet ettikten sonra herkes uyumak için odalarına dağılmıştı.
Afife abla benim için misafir odasını hazırlamıştı.
"Bir şeye ihtiyacın olursa mutfağında lavabonun da yerini biliyordun çekinme sakın." Diye tembihledi beni.
"Tamam abla. İyi geceler."
"Hayırlı geceler kuzum." Deyip odanın kapısını çekti.
Valizim burda olduğu için ilerleyip valizi açıp geceliğimi çıkardım. Kırık beyaz dizlerimin biraz aşağısında askılı saten bir gecelikti.
Üstümü değiştirdikten sonra yatağıma girecektim ki kapı çaldı. Gülnihal ya da Afife abla olduğunu düşünüp hızlıca kapıyı açtım.
Asla karşımda Alptuğ'u beklemiyordum. Konuşmak için ağzını açmıştı ki üzerimi görüp istemsiz bir şekilde süzdü. Utanıp hemen kapıyı suratına kapattım. Koşup yatağımın kenarındaki uzun sabahlığı üzerime geçirip önünü kapattım. Rezil olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAKİ KIZIL
Historische RomaneO sıradan bir leydi iken bir gecede hayatı nasıl bu kadar değişebilirdi ki? Sofia... Kızıl leydi, camia onu böyle tanır ve kıskanır. Onunsa tek isteği kitapları ve atıyla mutlu bir yaşam. Ama kader ona beklenmedik bir oyun oynar ve hiç tahmin etmed...