Selamlarrrr ben geldimm:)))
Medyada Sofia var.
Ona en uygun model olarak bu modeli gördüm umarım beğenmişsinizdir eğer hayalinizdeki gibi değilsede siz nasıl düşündüyseniz öyle kalabilir:))Yazım ve noktalama hatalarım varsa affola
Babamın söylediği cümleyle içimi bir korku kaplamıştı çünkü daha önce hiç böyle bir şekilde beni odasına çağırmamıştı.
Onu daha fazla bekletmemek adına hemen yerimden kalkıp yukarı çıktım. Çalışma odası yatak odalarıyla bitişikti kapıyı tıklatıp içeri girdim. Kapının hemen karşısında büyük ahşap bir masa iki kenarında da koltuk vardı bir duvarın hepsi kitaplık ve kitaplarla doluydu genel olarak okumayı seven bi aile oluşumuzdan evdeki kitap sayısı oldukça fazlaydı.
Selam verip koltuklardan birine oturdum "Babacığım bu önemli mevzu nedir umarım kötü bir durum yoktur." Deyip merakla babama bakmayı sürdürdüm.
Derin bir nefes alıp gözlerime baktı."Kızım biliyorsun seni seviyorum ve sana değer veriyorum verdiğim karar senin ve benim faydam için olacak beni anlayışla karşılamanı bekliyorum." Dedi daha da meraklanmıştım ne olabilirdi ki
"Biliyorsun ki kral benim çok yakın arkadaşım hem kral olmasından ötürü hemde dostum olduğu için istekleri benim için çok önemli ve değerli bugün benden bir şey rica etti."
"Elbette biliyorum babacığım umarım yapabileceğimiz bir şeydir." Dedim ve ilgiyle dinlemeye devam ettim.
"Bu senin yapabilceğin bir şey kızım kral seninle evlenmek istiyor ve ben bu duruma sıcak bakıyorum hem aile bağlarımız güçlenecek hem ben daha iyi bir duruma gelecem hemde sen kraliçe olacaksın."
Babamın söyledikleriyle adeta şaşkına dönmüştüm böyle bir şeyi benden nasıl isterdi." Baba ne dediğinin farkındamısın benden 21 yaş büyük bir adamla nasıl evlenebilirim hemde onu sevmiyorken bunu sadece kendin için yapıyorsun daha yüksek bir mevkiye gelmek için, yoksa benim mutlu olup olmamam senin umurunda bile değil değil mi?"
Gözyaşlarımı daha fazla tutamadım ve ağlamaya başladım babam konuşmaya başlayacakken odaya annem girdi. "Thomas sen kızımızdan nasıl böyle bir şeyi isteyebilirsin o daha çok küçük." Deyip yanıma oturdu.
"Benim son sözüm budur ister kabul edin ister etmeyin Sofia kralla evlenecek"
"Babacığım ne olur bunu küçük kızına yapma sen beni çok seversin bunu bana reva görme hani ben senin biricik kızındım ne olur beni o adama verme ben ne yaparım o yaşlı adamla"diye yalvarırken babama o benim yüzüme bile bakmadı biliyordum eğer yüzüme bakarsa bana acırdı ama yapmadı işte...
Daha fazla orda durmaya dayanamayıp koşarak bahçeye indim ve bi ağacın dibine oturup ağlamaya başladım ne yapacaktım ben şimdi nasıl o adamla evlenirdim benim hayallerim vardı. Kralla evlenip nasıl o saraya hapis kalabilirdim ki eminim ki asla dışarı çıkmama izin vermezdi.
Hemen bir şeyler yapmalıydım yoksa ömrümün sonuna kadar mutsuz olacaktım. Hemen gözyaşlarımı silip odama çıktım ve yatağıma oturup düşünmeye başladım. Yarım saatin ardından kararımı vermiştim kaçacaktım yoksa başka hiçbir türlü kurtulamazdım bir çok dili biliyordum ve kendimi ifade edebilirdim.
Dolabın üstünden valizimi indirdiğim sırada kapı açıldı ve annem içeri girdi onu görünce tekrar gözyaşlarıma hakim olamadım ve hemen koşup sarıldım. "Anneciğim çok özür dilerim baban asla ikna olmuyor kesin karar vermiş." Deyip beni daha sıkı sarmaladı.
"Biliyorum anneciğim sen üzülme yarın akşam bu evden kaçacağım."
"Ne? Bunu nasıl yapacaksın baban peşini asla bırakmaz."
"Biliyorum anne bu yüzden sana dahi söylemeyeceğim gideceğim yeri herkes için en iyisi bu. Seni çok seviyorum bir daha mutlu bir şekilde karşılaşmamız için tanrıya dua edeceğim."
Tüm gece annemle oturduk. Sabah olduğu zaman kahvaltıya inmek için odamdan dışarıya çıktım babamın bir şey anlamaması gerekiyordu en ufak bir hareketimde her şey mahvolabiliridi çünkü.
Sofraya oturduğum sırada babama bakıp "Babacığım dün sana karşı davranışım ve kelimelerim adına senden özür diliyorum senin benim için en iyisini düşündüğüne tüm kalbimle inanıyorum. Gece düşünmek için bolca vaktim oldu ve senin haklı olduğunu anladım"
Gülümseyip yüzüne baktığımda onun da gülümsediğini gördüm. "Böyle düşünmene sevindim kızım pişman olmayacaksın merak etme." Deyip kahvaltısına başladı.
Kahvaltıdan sonra biraz hava almak için bahçeye çıkmaya karar verdim kocaman ve yemyeşil bir bahçemiz vardı burada zaman geçirmekten çok zevk alırdım arka bahçeye geçip biraz çiçeklerle ilgilenirken ne yapacağımı düşünüyordum. Burayı doğduğum yeri bırakmak o kadar zor geliyordu ki bana ama başka çarem yoktu mecburdum bunu yapmaya esir bir hayat sürmektense buralardan giderdim.
Kaçmak için en uygun yer osmanlı imparatorluğuydu çünkü hem beni orda bulmaları daha zor olurdu hem de oranın hoşgörü ve sevgi imparatorluğu olduğunu okuduğum bir çok kitaptan öğrenmiştim.
Sırf orayı daha iyi tanımak için osmanlıcayı dahi severek öğrenmiştim aslında bildiğim daha fazla dil ve millet vardı ama aralarında en sevdiğim osmalı imparatorluğu ve onun milleti olduğu için oraya gidecektim.
Deniz yoluyla oraya gidebileceğim için malikaneden bir yardımcıya bolca para verdim beni bir gemiye kaçak olarak bindirecek kendi de iskoçya'ya kaçacaktı. Her şeyi planlamıştım uzun bir yolculuk beni bekliyordu.
Akşam yemeğinden sonra derhal odama gidip eşyalarımı büyük bir valizin içine koydum ve annemle vedalaşıp mutfağın dışarıya açılan kapısında yardımcımı bekledim babam bu gece kralın yanında olduğu için eve gelmeyecekti ve bu benim için büyük bir fırsattı. Bir kaç dakika sonra kapıda yardımcım göründü ve valizimi elimden aldı.
"Leydim arabaya varmak için malikaneden biraz uzaklaşmamız gerekiyor birilerinin bizi görmesini istemeyiz." Deyip önümden yürümeye başladı.
Bende onu onaylayıp pelerinimin başlığını kafama geçirip sessizce peşinden ilerledim. Son kez arkama dönüp evime baktım gözlerimden bir kaç damla yaş akmıştı. Gözyaşlarım silip önüme döndüm kendim için yapıyordum bunu. Biraz yürüdükten sonra karşımıza ağaca bağlı küçük bir at arabası çıktı. Yardımcım hemen gidip ipleri çözdü ve arabaya bindik.
Birkaç saat sonra nihayet limana varmıştık. Hem stresli hemde çok heyecanlıydım ve delicesine korkuyordum umarım her şey planladığım gibi giderdi. Yardımcım kaptanla konuşmasını bitirir bitirmez hemen yanıma geldi. " Leydim her şey hazır kaptana biraz para verdim sizi sağ salim Osmanlı Devletine ulaştıracak lütfen kendinize çok dikkat edin gemide size ait olan odadan sakın çıkmayın yemekleri kapınıza getirecekler sizi sevdiğimi bilin." Deyip gülümseyerek bana baktı.
"Merak etme John kendime dikkat edeceğim gözün arkada kalmasın sende sana verdiğim parayla kendine çok güzel bir hayat kur ve mutlu ol." Deyip ona sarıldım.
Vedalaşmamız bitince gemiye binip kendime ait odaya girdim ve yatağa oturdum umarım bir aksilik çıkmazdı. Annem onlara benim italya'ya kaçtığımı söyleyecekti bu yüzden içim az da olsa rahattı.
Günler günleri kovaladı ve beşinci günün sonunda istanbuldaydım. Gemi limana yaklaştı ve ben yeni hayatıma ilk adımı attım.
Bir bölümün daha sonuna geldikkk:)
Umarım beğenmişsinizdir.
Bu satıra hikaye ve bölümle alakalı görüşlerinizi yazabilirisiniz yorumlarınızı okumak beni gerçekten çok mutlu ediyor lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin:)
Eğer beğendiyseniz yıldıza basmanız yeterli:))
Okuduğunuz için teşekkür ederim kuzularım♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAKİ KIZIL
Historical FictionO sıradan bir leydi iken bir gecede hayatı nasıl bu kadar değişebilirdi ki? Sofia... Kızıl leydi, camia onu böyle tanır ve kıskanır. Onunsa tek isteği kitapları ve atıyla mutlu bir yaşam. Ama kader ona beklenmedik bir oyun oynar ve hiç tahmin etmed...