Selam ben geldimmmm:))
Yeni bi şey denemek istiyorum tabi yapan vardır belki bilmiyorum ama ben her on bölümde bir yapmak istiyorum. Şu bölüme kadar kurgumu okudunuz ve merak ediyorum Karanlıktaki Kızıl denince aklınızda ilk beliren kelime ne?
Yazar'dan ( gemi )
Yardımcısıyla vedalaşıp gemiye binen Sofia'nın kalbi küçük korkak bir güvercinin ki kadar hızlı çarpıyordu. Hayatının seyiri babası tarafından bu denli değiştirileceği asla aklının ucundan bile geçmezdi yavaş ve temkinli adımlarla güverteye yaklaşıp gemimin kaptanın beklemeye koyuldu.
Gemi büyük bir yük gemisiydi içerisinde kumaşlar, yiyecekler, ahşaptan eşyalar bölümlere ayrılmış bir şekilde gemide yerini almıştı. Geminin arka tarafı ise kamaralara aitti gemi çalışanları orada konaklıyordu.
Kaptanın ona doğru yaklaştığını fark eden Sofia yerinde hareketlendi. Kaptan genç sayılabilecek yaşlardaydı gemide olduğu için teni bronzlaşmış ve kas yapmıştı yüzünde güneş lekeri olsa da çok hoş bir ingiliz gibi görünüyordu.
Sofia'ya baş selamı verip konuşmadan ona eliyle yolu gösterdi. Ön güverteden ayrılmış geminin arkasındaki kamaralara doğru gidiyorlardı. Geminin en tenha köşesindeki oda Sofia için hazırlanmıştı çünkü o bir kaçaktı ve kaptan ceza almak istemiyordu.
"Leydim bu kamara size ait lütfen çok zaruri olmadıkça kamaranızı terk etmeyin yemeklerinizi bizzat ben size getireceğim güvende olduğunuzdan hiç şüpheniz olmasın." Deyip ufak bir gülümseme gönderdi kaptan Sofia'ya.
"Merak etme kaptan sözünü dinleyeceğim." Deyip odasına adımını attı Sofia.
Birkaç saat sonra hazırlıklar tamamlanmış gemi hareket etmek üzereyken uzaktan kralın askerleri göründü. Kaptan hemen arka tarafa koşup leydi Sofia'nın kapısını tıklattı içeriden evet sesini duyan kaptan hemen kapıyı açıp "Leydim aşağı kilere inmeniz gerekiyor kralın askerleri buraya doğru geliyor acele edin." Diyerek Sofia'yı odadan çıkardı ve aşağıya indirmeye başladı.
Sofia içinden bulunmamak için tanrıya yalvarıyor ve bildiği bütün duaları ediyordu. Kaptan kileriin kapısını açıp yerdeki kilimi kaldırdı ve gizli bölmeyi görünür hale getirdi. Sofia buna oldukça şaşkındı kaptana doğru dönüp açıklama beklerken kaptan " Leydim şu anda bunun için vaktimiz yok lütfen buraya girin ve sessizce beni bekleyin." Dedi.
Sofia kafasıyla kaptanı onaylayıp hızlıca bölmeye girdi ve kapağı kapattı. Kaptan da kilimle tekrar bölmeyi gizli hale getirip seri adımlarla güverteye ulaştı.
Sofia'nın olduğu bölme bir insanın anca girebileceği büyüklükteydi. Hem kaptan için hem de kendisi için tanrıya dua ediyordu.
O sırada askerler gemiye ulaşmıştı. Askerlerin başı öne çıkıp "Bu geminin kaptanı nerede?" Diye yüksek ses ve çatık kaşla etrafı gözleriyle taradı.
Kaptan "Benim kaptan ne vardı?" Diye sakinlikle cavap verdi.
Asker "Kralımızdan tüm gemileri arama emrimiz var sizinkinide arayacağız tüm çalışanlar ön güverteye çıksın." Deyip adamlarına işaret verip geminin içine dağıldılar.
Yarım saat sonra tüm gemiyi aramışlar lakin istediklerini bulamamışlardı. Askerler toplanıp gemiden uzaklaşınca kaptan rahat bir nefes verip onların gözden kaybolmalarını bekledi. Askerler uzaklaşınca hemen yardımcılarına emir verip geminin iplerini çözdüler ve denizin maviliklerine kendilerini bıraktılar.
O sırada Sofia telaş içinde bekliyordu. Kafasının üstünde tıkırtılar duyup yakalandığını düşündü ve gözünden birkaç küçük damla yanaklarına doğru süzüldü. Bölmenin kapağı açıldığında karşısında sadece kaptanı görmek onu oldukça mutlu etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAKİ KIZIL
Ficción históricaO sıradan bir leydi iken bir gecede hayatı nasıl bu kadar değişebilirdi ki? Sofia... Kızıl leydi, camia onu böyle tanır ve kıskanır. Onunsa tek isteği kitapları ve atıyla mutlu bir yaşam. Ama kader ona beklenmedik bir oyun oynar ve hiç tahmin etmed...