Bölüm 18

309 25 24
                                    

-Marinette Paris meydanındadır, düşünceli bir halde dalgınlıkla yürüyordur-
"Acaba Karakedi haklı mıydı? Hawk Moth'u yenme zamanımız yakınsa eğer, gerçekten kimlikleri açıklamamak için bir sebep kalmayacak... Peki ya ben... aylardır tanıdığım Kara Kedi'nin gerçek kimliğini kabul edebilecek miyim?.. Daha da korktuğum şey; o, leydisinin aslında basit sıradan bir kız olduğunu görünce beni kabullenebilecek mi?.."

Derken yoldan geçen birine çarpar ve düşer.
"Sen iyi misin Marinette?"
Kafasını kaldırır ve çarptığı kişinin Adrien olduğunu görür.
A: Çok düşünceli görünüyordun, bir sorun mu var?
M: Ah-şey ben iyiyim. Bir sorun yok.  Sadece biraz durgun ve düşünceliydim..
A: istersen şu banka oturup biraz konuşalım
M: olur...

M: Eee, peki sen korumanı ve babanı nasıl atlattın?
A: Aslında şu anda ekstra eskrim dersi almam gerekiyordu.. Ama gel gör ki ekstra eskrim dersi ne kadar çabuk bitmiş!
M: Hahaha, anlıyorum.. Peki buralarda ne yapıyorsun?
A: Aslında boş boş geziniyordum, biraz temiz hava almak iyidir...
M: Haklısın..
A: Seni yolunu bile göremeyecek kadar düşündüren şey ne peki?
M: (gergin bir gülümsemeyle) Eeemm hehe, pek de önemli bir şey değil, çizimlerimle ilgili birkaç proje vs
...

M:Adrien, sana bir şey sorabilir miyim?
A: Elbette..
M: Birine uzun zamandır doğru zaman olmadığı için söylemediğin bir gerçeği, zamanı gelince nasıl söylersin?
A: Hıımmm.. biraz karmaşık. Bence zamanı gelmişse ve bilmesi gerekiyorsa gayet doğal bir şekilde söylerdim...
M: Anladım.... neyse teşekkür ederim, biraz konuşmak çok iyi geldi...
A: Önemli değil, Marinette. Hoşçakal
M: Görüşürüz...

Adrien da oradan ayrıldıktan sonra Marinette'in sorduğunu düşünür... Gerçeği söylemek... bu kendisinin  aklına kimlik meselesini getirmişti... Aslında bu konuda Uğur böceğine kıyasla daha rahat ve istekli gibi görünse de onun da içini yiyip bitiren sorular vardı.. Uğur böceği onu Adrien olarak sevmeye devam edecek miydi? Belki de Adrien'dan hiç hoşlanmıyordu bile... bunu bilemezdi... kendisi Uğur böceğini olduğu gibi kabul ederdi... o onun için kusursuz ve mükemmeldi,  ama kendisini öyle görmüyordu, her konusu açıldığında uğur böceği böyle demesine kızsa da elinde değildi..

Ona tutulmuştu, onu sinir eden özellikleri bile belli bir zaman sonra hoşuna gitmeye başlamıştı.... Düşüncelere dalmaktan kafası çok bulanık bulanıklaşmıştı.. Dönüşüp eve gitmeye karar verdi...
.......

-Hawk Moth'un mağarasında-
M: Efendim, dediğim gibi, eğer kolyenin gücünü mucizemle birleştirirsek daha da güçlü olur ve yenilmez bir hal alır.
Hm: Bunun sonuçlarına katlanacağımı mı sanıyorsun?!
M: Ama efendim, ben-
Hm: Hayır! Bu gece kolyeyi deneyeceğiz, ondan sonra işlerin nasıl hala alacağına bakarız...
M: Peki efendim...

O gece Hawk Moth kendine bir akumalı kurban seçmişti. Kolyeyi ona verip gücünü kullandıracaktı... (Mayura'nın komutları aracılığıyla) Eğer her şey yolunda giderse, bir sorun yoktu.. Ama işler planlandığı gibi gitmezse, o zaman dara düşecekti...
Hm: Tamam, şimdi bekle, kurduğumuz pusuyu sakın belli etme! Yoksa güçlerine veda edersin....
Akumalı: Anladım...
uğur böceği ve kara kedi de o sırada nöbetten dönüyorlardır
Akumalı yollarını keser, ikisi de yan yanayken bir anda zıt taraflara atlarlar..

Akumalı bu sefer onların gelmesini bekler, saklanır.
Kk: O da neydi öyle?
Ub: Bilmiyorum ama iletişimde kalsak iyi olacak... ne olduğunu bilmiyoruz..
Kk: tamamdır...
Uğur böceği tam ileri doğru koşarken akumalı Uğur böceği'nin önüne bir delik açar, simsiyah, karadeliğe benzeyen bir delik.. Uğur böceği bu küçücük deliği fark etmez ve ayağı içine düşer, sonra delik genişler ve uğur böceği içinde düşmeye başlarken yoyosunu yukarı doğru fırlatır. Kara Kedi'nin yoyoyu tutmasını bekliyordur Ancak aşağı düşmeye devam ettiği sırada daha önce hiç görmediği ve kendisini çok şaşırtacak şeyler göreceğinden habersizdir...

TuhafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin