Bölüm 26

233 22 61
                                    

~Merak edebileceğiniz bazı sorular bölümün sonunda ekli~

O gece sevdiği elbette ki gelmedi. Sabah kalktığında aynada ağlamaktan şişmiş gözlerine baktı.
Korkunç görünüyordu.. Kendini toparlamaya çalışıyordu.. ama yıkılmıştı...
Saçlarını topladı.. Yüzüne sahte bi gülümseme takınarak annesiyle babasına veda ettikten sonra okula doğru yol almaya başladı...
T: Marinette, dünden beri konuşmadık...
M: B-be-ben üzgünüm Tikki, ne diyeceğimi bilmiyorum, ne hissetmem gerektiğini de bilmiyorum.. çok özür dilerim... (tekrar gözleri dolar)
T: Ağlama Marinette, özür dilenecek bir şey yok. Ama okuldan sonra mutlaka konuşmalıyız.
M: Merak etme Tikki, ilk yapacağım şey bu olacak.. (yanağından süzülmüş 2 gözyaşını siler, sınıfa geçer)

Sınıfa geldiğinde herkes balodaki saldırıyı ve Uğurböceği'nin baloyu nasıl kurtardığını konuşuyordu. Mari bu sesleri duydukça içi daha da acıyordu.. Artık kimsenin Kara kedi'yi hatırlamadığına ikna olmuştu. Onu hisseden tek kişi kendisiydi. Gözlerinden yaşlar süzülürken bağırdığının farkında bile değildi...
M: SİZ NE DEDİĞİNİZİ SANIYORSUNUZ ÖYLE?! UĞURBÖCEĞİ HİÇBİR ZAMAN TEK DEĞİLDİ, OLMADI DA!! ANLAYIN ARTIK ŞUNU!!
(Bunları söylerken gözleri yaşla dolmuştu, öyleki herkes dönüp ona baktığında bile etrafı bulanık ve sulu görüyordu, onu sınıftan çıkarıp koridora götüren Bayan Bustier'i fark etmemişti bile.

Yüzünü koluyla sildiği zaman anca Bayan Bustier'i gördü.
M: Ba-bayan Bus-ustier b-ben-
Bb: Önemli değil Marinette, belli ki konuşmaya ihtiyacın var, biraz sohbet edelim istemez misin?
M: Hayır, bayan bustier, kalsın.. Nasıl olsa siz de hatırlamayacaksınız...
Bb: Marinette, neyi-
M: Hayır Bayan Bustier, lütfen... bu yaşadığım acıyı daha da katlanılamaz hale getiriyor.
Bb: Pekala Marinette, o zaman izin alıp eve git. Şu anda iyi değilsin ve derslere katılacak halde de değilsin. Git biraz dinlen.
M: Teşekkürler Bayan Bustier...

-Mari eve geldiğinde-
M: Şimdi, Tikki... sana o çok önemli soruyu sormam gerekiyoe. Sen... Kara Kedi'yi... hatırlıyor musun?
T: Aslında bu biraz karışık Marinette. Yani... Plagg'in varlığını hatırlıyorum, ki plagg de yıkım gücünün kwamisi olduğuna göre bir Kara Kedi de elbet vardır, ama belleğinde tam değil.
M: S-sen ciddi misin?
T: Üzgünüm... ama dediğim gibi Plagg sayesinde Kara Kedi'yi de hatırlamam mümkün...
M: Anlıyorum... sence o gün orada ne oldu? Sen de mi olanları portalda gördüğümüz gibi hatırlıyorsun?..
T: Hayır, Marinette... senin yanında Kara Kedi her zaman vardı, sadece nasıl biri olduğunu hatırlayamıyorum...
M: Ah, tanrım, şükürler olsun Tikki.. sen de hatırlamasaydın bu çileyle asla kendi başıma yüzleşemezdim...
T: Ben hep senin yanında olacağım Marinette, merak etme...

Balodan sonraki 1 haftalık dersler de bitince herkes tatile çekilmişti... Ailesiyle başka semtlere giden, turistik gezilere giden, arkadaşlarıyla buluşan çok kişi vardı...
Marinette de az çok bu tarz şeylere katılıyordu, ama kesinlikle eskisi kadar değildi. Olabildiğince az iletişim kuruyordu. Çünkü ne zaman konu uğurböceği ile ilgili bir şeye gelse- ki hawk moth'un saldırıları devam ederken uğurböceğinden konuşmamak imkansızdı- Marinette yine kendini boşlukta buluyordu.. Bu gerçeği hatırladıkça dizleri titremeye, hatta fenalaşmaya başlıyordu. Yanında olabilecek tek kişi Tikki'ydi. Ne var ki Tikki de bir yere kadar yardım edebiliyordu....

Gece olup da Uğurböceği maskesinin altına büründüğünde, Tikki onunla konuşamıyordu.. Yalnız başına kalıyordu... İşte o zaman asıl derin düşünceler aklını oynatmasına zemin hazırlıyordu.
Balodan sonra Alya'nın ona verdiği fotoğrafa bakmıştı... Onu yanından hiç ayırmıyordu.. Çünkü o, ikisinin çekinmiş olduğu tek fotoğraftı.. Kimlik tehlikesi söz konusu olduğundan kendi yoyosuyla veya kara kedi'nin sopasıyla bile fotoğraf çekinmiyorlardı.. Bu fotoğrafı canı gibi saklıyordu o yüzden...

TuhafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin