Bölüm 37

323 23 9
                                    

*Bölümün sonunda not bulunmakta*
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Ne kadar süre orada uyuduklarınıdan tabiki ikisinin de haberi yoktu. Ama saat sabah 5 civarlarında, kara kedi etraftan duyduğu ses yüzünden gözlerini açtı. Aslında bu ses, çok yakınından geliyordu. Uğurböceği'nin yoyosundan...eli de ub nin belinde olduğu için yoyonun titreşimini duyup uyanmıştı. Ama ub hala onun kollarında uyuyordu. Kim bilir ne kadar yorulmuştu? Doğru, yaklaşık birkaç saat önce yaşadıkları o kadar kolay sindirilebilecek bir şey değildi.. Bu arada yoyo hala çalıyordu... biri mi arıyordu?? Ah, ama hayır, bakmamalıydı. Özel bir şey olabilirdi... Ama bakmazsa da, bu sefer leydisi uyanacaktı... O güzel yüzlüyü uyandırıp rahatsız etmek istemezdi. Kararını verdi.. Nazikçe ub nin belinden yoyosunu aldı ve ekranını açtı...
Bu bir arama çağrısı değildi... ya da bir akuma.... alarmdı.. Sabahın 5'ine kurulmuş bir alarm. Sabahın 5 inde ne işi olabilirdi ki? Sonra bir şey farketti... Alarmın altında alarm notu yazıyordu: (hani telefon alarmlarında oluyo ya ondan)

"Bugünkü randevu için hazırlıklarını erkenden yap, geç kalma!" yazıyordu...
Bir saniye... bu da ne demek oluyordu?! Ne randevusu, ne hazırlığı? Kara kedi'deki uyku mahmurluğu hali yerini merak ve şüpheye bırakmıştı.. Yoksa... uğurböceğinin görüştüğü biri mi vardı? Tabi ya! Şu Alex..... O gece yaşanılanları tekrar hatırladı (gül olayı) ve sinirlendi.. Alarmı kapattı, elini yumruk yapıp yere sertçe vurdu.. Bu sırada uğurböceği de gözlerini açtı... Hafifçe bakışlarını yukarı kaldırdığında kara kedinin huzursuz göründüğünü fark etti. Başını kaldırdı. Hala uykulu bir şekilde mırıldanarak sordu: "bir sorun mu var kediciğim?"

Kara Kedi panikledi. Bir anda ne yapacağını şaşırdı. "H-hiçbir şey. Bir şey yok. Sen gözlerin kapat, her şey yolunda.."
Bu söz üzerine zaten yorgun ve uykulu olan ub gözlerini kapattığı an rüyalar alemine uçmuştu bile.
Ama kara kedi yalan söylemişti. "Seni lanet olası, neden yalan söyledin ki? Uyandır onu, durumu anlat" diyordu içinden kendine. Ama bir yandan da bencilliği tutuyordu. "Boşver Alex'i. Şu an siz ikiniz berabersiniz, o kollarında uyuyor. Hem, onu uyandırmak istemezsin değil mi? Bunca yıldan sonra? Bak, kalbi ne kadar da sakin ve huzurlu atıyor..."

Bunları düşünüp ikilemde kalırken en iyisinin yoyoyu tekrar eski yerine koymak olduğunu düşündü. Tabi burada bahsi geçen kişinin Marinette olduğunu bilmiyordu. Yani Marinette asla bir alarmla yetinmezdi.
Tekrar eski halini alıp kollarını leydisine dolamıştı. Tam yeniden uykuya dalmak üzereydi ki duyduğu sesle irkildi.. tekrar... "Uggh yine mi?!" diye düşünürken Uğurböceği'nin mırıldanmalarını işitti.
Uğurböceğide alarmın sesini duymuştu ve uykuyla uyanıklık arasındaydı, gözlerini yavaşça araladı. "Alex.... hmmm... evet.. o daha iyi...mavi olan...."

Leydisi neler diyordu böyle?! Rüyalarına kadar giriyor mudu bu Alex? O kadar mı etki bırakmıştı?
O bu düşüncelerdeyken ub bi anda ellerini göğsüne bastırarak geri çekti kendini. Uyanmıştı ve yoyosunu eline alıp alarmı kapatmıştı. Gözlerini ovuşturuyordu şimdi.
Kara kedi "Günaydın leydim-" diyecekken Uğurböceğinin gözleri fal taşı gibi açılmıştı ve saate bakıyordu.
"Olamaz geç kalıyorum!"
Hemen kalktı üstünü başını silkeledi yoyosundan randevuya kalan süreye tekrar baktı. O sırada sanki kara kedi onun için görünmez olmuştu. Arkasını dönmüştü ki Kara Kedi kolundan tuttu.

"Hey, beni burada bırakıp nereye gidiyorsun?"
"Oh, kara kedi...bir saniye... (aklı karışmıştı.. gece yaşadığı olaylar gerçek miydi hayal miydi diye düşünüyordu.. sonra farkına vardı..) KARA KEDİ!!!"
Sanki onu dün hiç görmemiş gibi sarıldı ona. Kara Kedi yanağına bir öpücük kondurdu ve konuşmaya başladı:
"Beni bırakmayacağını biliyordum.. Eee güzel uyudun mu bakalım?"

Onun boyuna yetişmek için parmak ucuna çıkmıştı. Hala ondan uzundu.. Bunca yıl nasıl bu kadar büyümüştü öyle?! Yeşil gözlerine baktı bir süre boyunca. Karanlıktayken o kadar iyi gözükmüyordu.. Şimdi şafak vakti daha belirgindi.. Dalmıştı.. dalgınlıkla karışık bir biçimde konuşmaya başladı
"Mışıl mışıl uyudum.. teşekkür ederim"

Parmak ucundan indi ve tekrar yüzüne bakmaya başladı. Yüz hatlarına... her bir çizgisine çok dikkatlice bakıyordu.. Parmağını yüzünde gezdirdi bir süre.. Dudaklarına dokunduğu zaman kara kedinin elini öptüğünü hissetti. Geri çekti elini sonra. Tekrar parmak ucuna kalktı ve kollarını kara kedinin omzuna doladı.

O sırada Alex miş, randevuymuş, alarmmış, hepsini unutmuştu.. Tam kara kedi de yaklaşmışken belinden gelen o alarm sesi ikisinin de durmasına neden oldu. "Lanet alarm!" diye söylendi sesli bir şekilde ub. Geri çekilip olabildiğince çabuklukla bütün alarmları kapattı. Tekrar Kara kedi'ye döndü.

"Ama sonuçta onunla buluşacaksın değil mi? Randevu ne için? Alex önemli biri mi senin için bu kadar?" kafasında milyon soru vardı kara kedinin. Uğurböceğinden cevap bekliyordu.
"S-sen Alex'i nerden biliyorsun?" soruya soruyla karşılık vermişti.
"Orasını boşver, uzun hikaye.. ayrıca bir süre önce yaşanan şeyleri de konuşmak isterdim ama.. şu an zamanı değil... peki ya sen, şimdi gitmek zorunda mısın?.."
"Aslında onunla buluşmamıza daha var.."
"İyi de neden 10 tane alarm kurdun o zaman?"

Uğurböceği derin bir soluk aldı.
"Bak, Alex'le tanışıyoruz. Ve evet, onunla görüşücem. Ama bildiğin üzere kimliklerimiz açısından daha fazla bir şey söyleyemem kara kedi. Hem, ikimiz de şu geçen 5 yılda hayatlarımızda neler değiştiğini bilmiyoruz..."
"Doğru ya... kimlikler... her zaman her şeyi mahveden şey.......peki... git....ben burada beklerim.."
"Hey, akşama kadar burada dikilip duracak halin yok herhalde, değil mi?"
O sırada kara kedinin omuzlarından tutar tekrar.
"Sürekli böyle somurtmayacaksın umarım?" Ona bakıp gülümsemeye başladı. Bu gülümseyiş gittikçe sırıtışa dönüyordu.

Trip hallerinde olan kk ise hızlıca bi bakış attı ona. Sonrasındaysa ondan önce davrandı. Çatlamış dudağını onun yumuşak, kiraz renkli dudaklarına bırakıverdi.

Belinden tutuyordu onun.. ince, narin belinden... 5 yıl sonraki ilk öpücüğüydü bu.. Neredeyse nefessiz kalana kadar ayrılmadı ondan.. sonra dudakları mühürleyen zincir kopuverdi. Çok hızlıca bitmişti sanki ama aynı zamanda bir sonsuzluk geçmişti..

"İnan gitmek zorunda olmasam seninle burada kalırdım.. Her şeyi bu gece konuşuruz, olur mu?
Kara Kedi gülümsedi. Başını evet anlamında salladı. Ub giderken küçük bir öpücük daha kondurdu dudağına. Sonrasındaysa el sallayıp oradan uzaklaştı.

Şimdi tekrar yalnız kalmıştı kara kedi. Ama en azından bu sefer, leydisinin ondan haberdar olduğunu ve onu görebildiğini biliyordu.. Bu mutluluk veriyordu ona... Ayrıca... Kara Kedi'yi tek görebilen uğurböceği değildi artık....

*Not*
~~~~~~
Bu bölümle beraber Instagramdaki sıraya yetişmiş olduk. 38. bölüm cuma günü gelecek. Ondan sonraysa bölümler uzun aralıklara gelir büyük ihtimalle.
Umarım keyif almışsınızdır, kendinize iyi bakın :)

TuhafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin