Bölüm 34

212 23 9
                                    

A: Umm bu arada, belki az çok bu işlerden anlarsın, sence birine çiçek almak için en iyi ne verilir?
(O gerçekten iyi biri... ve tecrübesiz... sövmeyin çocuma)
Eski not: Bana linç edenin ağzına ederim ona göre zaten bir sürü sahne değiştirdim
Yeni not: Gerçekten sahne değiştirdiğimi unutmuşum... Kıymet bilin kıymet şqkcpwpfğwşs

M: Hmmm, sevdiğin biri olsa gerek bu?
A: Ahh, ben... şey... yani-evet.. sayılır..
M: Kırmızı gül hep benim en sevdiğim olmuştur. Çok romantik bir jest bana kalırsa..
A: Senin de hayatında biri mi var?..

İşte o can alıcı soru. Yine bir şekilde karşısına çıkmıştı. Ne zaman bu soruyu duysa boğazı düğümleniyordu. Gerçeği söylememek ve her defasında geçiştirmeye çalışmak... çok bunaltıcı bir durumdu..
M: Eee şey, aslında vardı...
A: Ayrıldınız mı?
M: Ah, hayır.. daha farklı bir durum var ama boşver. Bu önemli değil..
A: İstersen bu haftasonu konuşabiliriz?
M: Eemm, hehe (neden onaylamıştı ki? Köşeye sıkışmıştı şimdi... neden bir şeyler uyduramıyordu her zamanki gibi?!
A: Tamam o zaman, haftasonu görüşürüz. Hem tasarımların hakkında konuşuruz, hem de biraz sohbet ederiz.
M: Aynen, görüşürüz!

-Cumartesi günü, kafede-
Marinette buluşacakları kafede Alex'i bekliyordu..
Neden böyle bir şey teklif etmişti ki sanki? Ama aynı zamanda merak duygusuna bir türlü hakim olamıyordu da... Onu biraz daha tanımak istiyordu.
Sonunda kapıdan içeri giren Alex'i gördü. Alex de kendisini görünce yanına geldi ve oturdu.
A: Eee, nasılsın?
M: Aynı.. değişen bir şey yok...
A: Çizimlerine bakalım mı?
M:  Oh, tabi..
Bir süre çizimlerle ilgili komuşurlar, Marinette Alex'in istediklerini daha sonda ayrıntılı bir şekilde çizmek için ayırır.
...

M: Eee, çiçekler diyordun, kim için peki?
A: Oh, evet... Senin tavsiyen üzerine kırmızı gül almayı düşünüyorum. Ona bir şekilde vermeliyim.
M: Çok özel biri olmalı, ha?
A: (hafif kızarır) Y-yani evet... çok özel biri.. yardımsever ve herkese gülümsüyor.. Henüz onu çok iyi tanımıyorum, yani bu neredeyse ilk sefer olacak..
M: Oh, anladım.. bu konuda iyi şanslar..
A: Teşekkür ederim.. Sanırım senin şans konusunda işin pek yaver gitmedi en son anlattığına bakılırsa?
M: Nasıl yani?
A: Bir ilişkin olduğunu söylemiştin.. Ama sonra devamını anlatmadın... Neydi o?
M: Ah o mu... Aslında liseye dayanan bir mevzu.. Ve ilişkim olduğu da söylenemez. Resmen bir platoniktim.. kaeşılık alamıyordum.. Üniversiteye başlamadan 3 yıl önce de bunu bıraktım. Daha fazla kendimi yormanın bir manası yoktu..

A: Oh, buna üzüldüm.. aşkından karşılık alamamak... çok zor olmalı..
M: Pff, merak etme. Bunu aşalı yıllar oldu..
Biraz daha kendileri hakkında konuşurlar v2 birbirlerini tanırlar.. Alex de fotoğraf makinesini ve çekmiş olduğu bazı fotoğrafları getirmiştir...
M: Bence kendini bu kadar hor görme.. Çektiğin fotoğraflar muhteşem! Olağanüstü...
A: Heheh, teşekkürler.
M: Hala teklif almamış olmana şaşırdım doğrusu...
A: Aslında bir tane var.. Alya blogu için fotoğrafçışık yapmamı teklif etti..
M: Gazetecilik ile ilgili olan mı?
A: Oh, hayır, uğurblog için... ne diyeceğimi bilmiyorum.. biraz düşünmeye karar verdim.
M: Ahh, Alya'ya bakma, eskiden de uğurbloğuyla çok ilgilenirdi.. şimdi buna zamanı olnasa da onun için bloğu bir gözbebeği...

A: Oh, bilmiyorum.. aslında ben kabul etmeyi düşinüyordum.. Hem benim için de bir değişiklik olurdu...
M: Hmm, olabilir...
Sohbetlerine devam ederken Alex'in telefonu çalar ve kısa bir süre telefonla konuşur
A: Ahh, üzgünüm, benin şimdi gitmemcgerek. Birine fotoğraf çekimi için söz vermiştim.. İşinin acil olduğunu söylüyor..
M: Oh, tabi, hiç önemli değil.. bu gece için iyi şanslar!!
A: Teşekkürler! Sonra görüşürüz
M: Hoşçakal..
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
-Gece vakti-
Uğurböceği düşüncelere dalmış çatılarda yürüyordu. Bir yandan da elindeki butona basarak gelen çağrıları bekliyordu.. Çok geçmeden cevap alıca yüzü gülüyordu... Sonra aşağıda sokağın karanlığında yürümekte olan birini gördü. Loş sokak lambalarının ışığında bu kişiyi az da olsa seçebilmişti.. Alex'ti bu.. bir an duraksadı.. Elinde bir kırmızı gülle umutsuz bir şekilde yürüyordu.. Acaba sevdiği onu red mi etmişti?
{Bu sırada Alex ise Uğurböceği ile asla karşılaşamayacaklarını düşünüyordu.. sanki ub gelip de onu bulacakmış gibi gibi.. boş ümitlerdi bunlar.. hayal kurmasında ne mana vardı ki?...}

TuhafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin