Bölüm 44

302 23 224
                                    

Pont des Amoureux~♥︎
┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄

~2 gece sonra~
Kk: Haa.. haa... hapşiiuu!!
Ub: Ben.sana.ne.dedim.?!?!
Kk: A-ama buga-boo -hapşırık- iyi tarafından -hapşırık- b-bak, artık -hapşırık- uzak kalmak zorunda -hapşırık- değiliz!
Ub: Bir de bana sor! Çok kötü durumdasın! Benden bile daha kötü.. Doktora gittin mi?
Kk: Henüz değil...
Ub: Henüz değil mi? Son görüşmemizden beri 2 gün geçti.. O zamandan beri hastalık kapmış olmalısın. Agh! Aptal kafam, izin vermeyecektim yaklaşmana işte!
Kk: Ama kabul et böcecik, bunu sen de seviyorsun...
Ub: (bakışlarını dikleştirerek) Ehm, konumuz bu değil...
Kk: Bu bir "evet" ti. Tehteheheheeheh

Ub: Her neyse... Bu sefer selpaklar benden o zaman?
Kk: Teşekkürler leydim- ha... ha.. hapşiuu
Ub: İyi yaşa
Kk: Sen de.. Mmmm. Bu.. bu tıpkı şey gibi kokuyor-
Ub: Okyanus esintisi {😏 ~göndermeeee}
Kk: Ahahaha, kesinlikle..
Yarın ilk iş doktora gidiyorsun, itiraz istemiyorum..
Kk: Hay hay.... hem, belki aynı ilaçları bile paylaşırız.. eheh
Ub: Olabilir... O zaman Asmalı Çatı'daki ecza dolabına ilaçlardan koyarım..
Kk: Ecza dolabı??
Ub: Evet? Hatırlamıyor musun?
Kk: Bazı şeyler pek net değil, üzgünüm...
Ub: Hawk Moth'un ayna gücüne sahip bi akuma yarattığı zaman, senin bilekliğinle at mucizesinin gücünü kullanıp kaçtığımız gece.. Hatırladın mı?

Kk: Aaah, evet evet.. şimdi canlandı..
Ub: İşte o zamandan beri bi ecza dolabı var orada. Her ihtimale karşı... (gülümser)
Kara Kedi de bu gülümsemeye karşılık verir.
Kk: En son gece gittiğimizde fark etmediğime şaşırdım doğrusu..
Ub: Bir dahakine sana gösteririm kedicik, hem sen de kendi ilaçlarını getirirsin...
Kk: Tamamdırr...

***

Cuma Günü, Adrien'ın çekimleri sırasında~

Fotoğrafçı bugünkü çekimi erken bitirmişti. Adrien buna çok şaşırmıştı, normalde daha 2 saat vardı ve babası böyle bir şeye asla izin vermezdi. Fotoğrafçı başka birinin geleceğini söylediğinde şüphelendi, ne yazık ki aklına Alex'in varlığı gelmemişti.
Korumasıyla birlikte Pont des Amoureux'ye (Aşıklar Köprüsü) geldiğinde şaşırmıştı. Hem burayı çekimlerle bağdaştıramadığı için, hem de sonrasında uzaktan gelen Alex'i gördüğü için..

"Heey, Adrieen!" diye bağırıyordu Alex.. "Nasılsın, umarım iyisindir, merak etme, çok uzun sürmeyecek, yorulduğun an bırakırız.."
"İyi de... neyi?!" diye cevapladı Adrien. Olanlardan hala bir şey anlamamıştı.
"Babanla konuştuk, iş hakkında yani.. anlaşmaya vardık.. ve... bundan sonra bazı özel çekimlerini ben yapacağım! İnanabiliyor musun?! Bu harika!!"
"Oh, evet... evet.. harika!"

O kadar ruhsuz bir sesle söylemişti ki Alex bi şey olduğunu düşünmüştü.

Halbuki sorun Alex değildi bu sefer. Babasıydı. Ona bu gelişmelerden ve cuma günü Alex'le çekimi olduğundan bahsetmemişti. Gabriel normalde de konuşkan bir adam değildi ama bu sefer bunu söylememesi, onu biraz incitmişti...

"Sen iyi misin Adrien? Benimle ilgili bir sorun mu var?" sesiyle kendine geldi daldığı düşüncelerden Adrien. "Evet, iyiyim, sadece, benim için sürpriz oldu yani haberim yoktu.. Ama işte burdayız! Başlayalım mı?"
"Olur, ne zaman istersen o zaman bırakırız. Şimdi bana en aşık gülüşünü göster!!"

Bunu istemesinin sebebi açıkça belli olduğu gibi Pont des Amoureux'de olmalarıydı. Alex'in istediği şeyi yapmak zor değildi, leydisini gözünün önüne getirmesi yetiyordu onun için.. Sahi, leydisi demişken, onunla bu geceki nöbet için buluşmalıydı kesinlikle...

{Bu arada Adrien hala hasta, hatta hasta haliyle okula gidip sınavlarını veriyor, ama Gabriel onun bu halini pek umursamadığı için çekimleri iptal etmiyor. Alex'in ikide bir 'istediğin zaman bırakırız" demesinin nedeni bu, Adrien'ın durumunu biliyor ve onu zorlamak istemiyor..}

TuhafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin