Bölüm 50

417 24 327
                                    

[Tabi bu durumun uzun süre böyle süreceğinden de habersizdi, o her şeyi anlatma cesaretini gösterene kadar...]

2 gece sonra, kendi tek başına tuttuğu nöbet biterken, bu sefer içindeki şüpheyi gidermek için gitti Asmalı Çatı'ya... Umduğu şey, orada yine Kedi'yi görmekti...

Ama bu sefer umutları boşunaydı, kedi ortalarda yoktu. İlk başta buna sevindi, çünkü her geceyi burda geçirmediğini düşündü; ama sonradan da üzüldü, onu görebilirdi belki bu gece, geçtiğimiz diğer 2 gece de görememişti onu. Sahne kıyafetleriyle ilgileniyordu, tasarımlarıyla uğraşıyordu geceleri...

Asmalı girişten geçtikten sonra, loş ışığı yaktı ve etraf hafifçe aydınladı. Ateş böceği ve çekirge sesleri duyuluyordu. Yoyosunu eline aldı ve demir sandalyelerden birine oturdu. Yoyosundan çıkan kutuyu masaya koydu. Bu, geçen gece geldiğinde bulduğu kediklizmlenmiş kağıt tozlarıydı... Onu öyle bir şey yapmaya itenin ne olduğunu düşündü. Babası olabilirdi, ama o, bu kadar ileri gitmesine yol açabilir miydi? Başka bi şeyler olmalıydı, ama bunu Kedi'nin diğer yaşamıı bilmeden anlayamazdı, çok zordu. Bazen, sadece bir günlüğüne bile olsa, kimliğini bilmenin nasıl bir şey olacağını düşündü. Elbetteki şu anki ilişkilerinden daha farklı olurdu, ama bu olumlu anlamda gelişirdi. Sonra düşündü, bunun önünde ne engel vardı? Hawk Moth saldırılarını tamamen kesmişti, 2 haftadır hiç akuma kurbanı olmamıştı. Tuhaftı, Hawk Moth ara sıra saldırırdı ama asla kesmezdi insanları akumalamayı. Belki Kara Kedi'nin anlatamadığı olay bununla ilgiliydi. O sebebini biliyordu belki de bu durumun...

Kollarına gömdüğü kafasını kaldırdı, loş ışığa alışması biraz zaman aldı. Gözlerini kısarak etrafa bakmaya başladı, belki Kara Kedi yakınlardan geçerdi...

Kısık gözlerle pek iyi göremediği için, bu pek mümkün olmadı. Zaten görebilseydi bile onu bulamazdı da. Kara Kedi saklanıyordu. Başka bir çatının arkasına geçmiş, leydisini izliyordu. İlk başta yanına gitmeyi düşünmüştü, hatta bunun için adımlarını ileriye bile atmıştı ancak, Uğurböceği'nin elindeki kediklizmli kağıtları görünce olduğu yerde donakalmıştı. Aklına yine o gece gelmişti... O kağıtlar da babasının ona verdiği mektuplardı... Bir kere okuduktan sonra onları yırtmış, sonra da sinirden kediklizmlemişti. Evet, bunu o yapmıştı. Uğurböceği 'nin onu yanına almasına şaşırmıştı, hem, demek ki o gece arkasından Uğurböceği gelmişti Asmalı Çatı'ya... Dikkat çekmemek için hiç ortaya çıkmamanın daha iyi olacağına karar verdi, yanıldığından habersiz bir şekilde...

Uğurböceği sonuda pes ettiğinde, saçlarının rüzgarda nasıl dalgalandığına baktı çatıların arkasından, uzunca... Uzaktan da olsa, gözlerindeki hayal kırıklığını görebiliyordu. Uğurböceği denemişti, ama olmamıştı, onun yanında olamıyordu bir türlü. İzin vermiyordu buna Kara Kedi.

Önündeki küllere son bir kez bakıp derin bir iç çektikten sonra yıldızsız geceye baktı.

"Bu gece Sirius yok, ne kadar da bahtsızım..."

Bahtsızlık

Her anlamda, partnerinin ona güvenmeyerek kendini açmayışı konusunda, artık onunla eskisi kadar ilgilenmediği konusunda, ve daha fazlası...

O gittikten sonra Asmalı Çatı'ya döndü.

Her zamanki gibi...

Bu geceyi de orada geçirecekti. Şimdi, babasıyla yaptığı plan üzerinde düşünüyordu. Çok yıkıcıydı, dayanılmaz bir acıydı bu...

Kopmak üzere olan fırtına üzerine doğru geliyordu, bunun farkındaydı ama görmezden gelmeyi yeğliyordu. Eğer tek başına üstesinden gelmeye çalışırsa başaramayacaktı. Ancak ne kadar denerse denesin, söylemek gelmiyordu içinden... acısını paylaşmak....

TuhafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin