Bölüm 38

315 26 12
                                    

Uğurböceği gittikten sonra, öylece bekledi orada... Ne yapacağını, nereye gideceğini bilmiyordu ki! Evi hala eskisi gibi miydi, babası neredeydi, Nathalie neredeydi, peki ya goril? Hiçbirini bilmiyordu...
Akşam olmasını bekledi. Ayrılmadı o çatıdan... Paris'i izledi o süre boyunca..

5 yılda nelerin değiştine baktı.. Kara kedi olarak ortalarda olmanın iyi olmayacağını düşündü yoksa herkes değişik tepki verebilirdi:
'Sırra kadem basan kahraman bir anda ortaya çıktı!'

Tabi bu onun düşündüğü manşetti. Asıl manşetse onun düşündüğünden çok daha farklıydı.. İnsanların onun hakkında düşündükleri....
Acaba hayatında neler olup bitmişti?? Neler yaşanacağını kestiremiyordu, ama eve geldiğinde babasının onu görünce çok şaşıracağını düşünüyordu. Nathalie nin yüz ifadesini hayal ediyordu... Her şey yoluna girecekti... Yalnız şu an, tek yapabileceği şey beklemekti.

Bu sırada uğurböceği:
Kara Kedi'nin yanından ayrıldıktan sonra herhalde dönüşüp ailesinin yanına gitmiştir diye düşünüyordu kk için. Sonunda... sonunda artık yanında olduğu için, geri geldiği için çok mutluydu. Kelimeler tarif edemezdi sevincini... Saat de bu arada 6 ya geliyordu... eve vardı ve geri dönüştü.. Balkonuna oturup bir süre etrafı izledi.. O sırada tikki heyecanlı bir şekilde konuşmaya başladı:

T: Marinette! Hatırlıyorum!
M: Efendim Tikki??
T:Kara Kedi! Onu hatırlıyorum, şu an tam net olarak hafızamda!
M: Sen ciddi misin?!
T: Evet! Hatta bu zamana kadar yaptığınız tüm savaşları da hatırlıyorum!
M: Eeh, yani hawk moth ve mayura ile olan son savaşa kadar olanları mı diyorsun?
T: Hayır Marinette... Ondan sonrasını da.. her şeyi... tüm mücadelelerinizi...
M: A-a-ama b-bu mümkün değil (şit dı fak ap zamanı 🤡)
T: Ne mümkün değil Marinette?
M: Ah, hiçbir şey.. sadece.. geç kalıyoruz, hazırlansak iyi olacak.
Tikki mari'nin arkasından bakar (içinden) gerçekten 5 yılda hiç değişmedin Mari.. hala saat 10 daki randevuya 5 te kalkıp hazırlık yapıyosun.. yuh

Marinette odasına geçip hızlıca üstünü değiştirdi. Koyu kot pantolonun üstüne trençkot geçirdi. İçinde de ince, mürdüm rengi kazağı vardı. Saçlarını alttan iki yandan bağladı, uzun saçları böyle bağladığında çok hoş duruyordu. 5 yıl önceki halini andırıyordu bu hali..

Tasarımlarını gözden geçirdi... Birkaç renk kumaş aradı odasında... her şeyini toparladıktan sonra bütün malzemeleri büyük bir evrak çantasına koydu.. Aşağıya kahvaltıya indi.. Saat 9'a geliyordu...

T: Bugün randevusu olan güzel kızımın  güzel kahvaltısı hazır..
M: Babaa... biliyorsun.. Alex sadece arkadaşım...
T: Ah, evet biliyorum.. sadece Adrien'dan beri hayatında birileri olmasını bilmek güzel olurdu
Bir saniye... NE?!...Adrien... evet.. o da Adrien'ı hatırlıyordu evet ama... Babası 'Adrien' dediği zaman beyni durdu sanki.. uzun ince bi çizgi çaktı kafasının içinde.. O da tıpkı Tikki'nin bi anda Kara kediyi 5 yıldır hatırlamaya başlaması gibi, Adrien'ı hatırlıyordu.. 5 yıldır arkadaşlardı.. Ama Adrien çok yoğundu.. Onlarla fazla vakit geçiremiyordu.. Aklındakiler bunlardı...
(İnş karışık gelmiyodur 'dark' gibi olmasın sonra ğaldğalfğw)

Kahvaltısını yaptıktan sonra odasına çıktı ve çantasını aldı...
T: Marinette, bir şey unutmuyor musun?
M: Neyi?
T: (eline küçük kk oyuncağını alır) bu olmadan hiçbir yere gitmezsin sen...
M: Ah, tabiki! Teşekkürler tikki..

Evden çıktı... erken çıkmasına rağmen geç kalmayı nasıl beceriyordu acaba??
Onu bekleyen Alex'in yanına gitti... Sakin, geniş, büyük masaları olan bir kafeye gelmişlerdi. Bej-kahve renkli temalı idi kafe. Arctic Monkeys şarkıları çalıyordu.😏 Buram buram kahve kokuyordu...
A: Kahve ister misin?
M: Ah hayır, beni bilirsin, bi sakarlık yapıp kahveleri çizimlerin üstüne dökmek istemem.
A: Oh, peki o zaman. Benim için de kahve bekleyebilir (🤧)

TuhafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin