19

863 65 196
                                    

Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırıp karşımda diz çöken Kuroo'ya baktım, sanırım rüya görüyordum.

Elimi kaldırıp kendimi cimciklerken Kuroo yaptığıma anlam verememiş olacak ki panikledi.

"Ş-Şey, henüz erken olduğunu düşünüyosan bekl-"

"Evet."

"Ha?"

"Evet dedim şapşal, seninle evlenirim."

"Allahhh be!"

Hızla ayağa kalkıp kutudaki yüzüğü çıkarıp elime taktı, diğer yüzüğü de kendi eline takıp sevinçle bana baktı. Geniş bir gülümsemeyle dudaklarına kapandım, gelen alkış sesleriyle ayrılırken bizimkilerin suratında gururlu idafelerle bizi izlediğini fark ettim.

Bokuto sırıtarak yanımıza gelip Kuroo'nun sırtına vurarak tebrik ederken Akaashi onu geri çekmeye çalışıyordu. Hinata göz yaşları içinde koşup bana sarılırken gülümseyerek kollarımı etrafına doladım.

"K-Kenma senin adına çok sevindim bebeğim, mutlu olmayı hak ediyosun."

Benim de gözlerim dolarken Hinata'yı hafifçe ittirdim.

"Sağol yavrum, darısı senin başına artık." dedim kıkırdayarak. Hinata hışımla arkasına dönüp Kuroo ile tokalaşan sevgilisine baktı bir süre.

"Ah, umarım."

Hinata ve diğerleriyle konuştuktan sonra daha fazla balkonda durmadan içeri geçtik. Kuroo'nun annesi de bizi tebrik edip sarılmıştı, tanımadığım birkaç insan da tebrik etmişti. Herkese gülerek karşılık verirken belimde hissettiğim ellerle arkamı döndüm.

"Noldu?"

Yerinde rahatsız bir şekilde kıpırdanan Kuroo'ya baktım.

"Artık gitsek mi bebeğim, sıkıldım ben."

"Annene ayıp olmaz mı Kuro?"

Etrafa göz atıp elini salladı yavaşça.

"Yok yok bişi olmaz ona, hadi gidelim."

Elimden tutup sürüklemeye başlarken ona söyleniyordum ama beni duymuyordu bile.

"Bari bizimkilere haber verseydik."

Dışarı çıktığımızda gelen ürpertiyle hafifçe titredim, hava iyice soğumuştu. Kuroo arabanın kilidini açarken kapıyı açıp hızla içeri girdim.

"Uff, hava buz gibi oldu ya. Dondum resm-"

Sözüm Kuroo yüzünden kesilirken elini omzuma koyup beni sertçe koltuğa yasladı. Nefes almak için hafifçe dudaklarımı araladığımda fırsat bilip dilini içeri yolladı, ellerimi göğsüne koyarak ittirdim.

"Ah, sakin ol yiğidim. Ne bu şiddet bu celal?"

Kuroo koyulaşan gözlerini dudaklarıma dikip üstüme eğildi.

"Teklifimi de kabul ettiğine göre artık eve mi gitsek diyorum, zor durumdayım diyorum."

Bakışlarım işaret ettiği yere kayınca hayretle gözlerimi kırpıştırdım.

Eh, yuh amk.

"Ebenin amı Kuroo, ne bu hal?"

Kuroo somurtarak üstümden çekilip koltuğa yayıldı, kemerini takıp arabayı çalıştırırken bana baktı.

"Ben naptım be, hepsi senin suçun."

"Bi de beni suçluyo, azgın herif ya."

Kuroo ile uğraşmayı bırakıp telefonumu çıkardım, gruptan mesaj gelmese olmazdı tabi.

çocukluk arkadaşım // kurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin