26 (final)

707 63 223
                                    

Oikawa'nın muhteşem sawarasenai solosundan sonra birkaç yabancı müzik açmış, deliler gibi dans etmiştik.

Kageyama ve Hinata ikilisi pistte kimin daha iyi dans ettiğini görmek adına uğraşırken, tabiri caizse götlerini yırtarken, Oikawa piyanosunun başından ayrılmamak için nişanlısı Iwaizumi ile kavga ediyordu.

Annem ise çoktan çakır keyif olmuş, Kageyama'nın annesinin laflarına gülüp duruyordu.

Ben ise yorulduğumu fark ederek teyzenin biriyle karşılıklı göbek atan Kuroo'yu dürttüm.

"Pişt, yoruldum ben. Oturucam biraz."

"Aynen hayatım, katılıyorum." dedi bana dönüp bağırarak.

Ne dediğimi anlamadığından emin olarak göz devirdim. Sırıtarak parmaklarını şıklatmaya devam eden kocamı ardımda bırakarak tuvaletlere doğru yürüdüm, önce işemem lazımdı.

Tuvalete ulaşmak için iki büyük aileyi parçalamış, sarhoş ergenleri aşmış, ağlayan bebeklerden oluşan bir kafileyi gerimde bırakmıştım. Etraf o kadar kalabalıktı ki şu an kaybolsam üç gün boyunca bulunamazdım büyük ihtimalle. Kendi kendime davetliler hakkında söylenip tuvaletin kapısını ittirerek içeri girdim.

"Ne diye bu kadar kişi çağırdık ki biz amk. Düğün düğün değil cihat çağrısı sanki."

Homurdanarak aynanın önüne geçip dağılan tipime orta parmak kaldırdım. İşimi hallettikten sonra pantolonumu yukarı çekiştirip fermuarımı kapattım.

Terden alnıma yapışan saç tutamlarımı sağa sola çekiştirip önce yüzümü sonra da ellerimi yıkadım. Kenarda duran peçetelikten birkaç tane alıp elimi kurulayacaktım ki kabinin birinden gelen sesle şokla duraksadım.

Az önce biri mi inledi amına koyim?

Başımı sağa sola sallayıp dışarı çıkacakken sesin tekrarlanmasıyla sabır dilercesine gözlerimi yumdum. Hangi piç benim düğünümde tuvalette oynaşmaya cesaret ediyordu lan?

Seri adımlarla kapının önüne yaklaşıp bir iki kere tıklattım.

"Pardon, iyi misiniz acaba?"

Birkaç saniye hiçbir cevap alamazken tekrar tıklattım.

"Kimse var mı içerde?" dedim sabırsızlıkla tek ayağımı yere vururken.

"E-Evet, Kenma benim. Çıkıyorum şimdi."

"Akaashi? İyi misin lan?"

"İyiyim iyiyim, sen git geliyorum birazdan."

"Ok."

Tuvaletin kapısına doğru ilerleyip açıp kapatarak çıktığımı düşünmelerini umarken sessizce bekledim. Gelen fısıltılarla doğru yolda olduğumu anlayarak sinsice sırıttım.

"Gitti mi lan acaba?"

"Gerizekalı azgın piç, bıktım senden artık."

"Ama Akaashim, takım elbiseyle çok güzel görünüyosun. Kendimi tutamadım, napim."

"Sen ne zaman kendini tutabildin ki zaten?"

"Özür dilerim mavişim."

"Kes, önce ben çıkıcam. Birkaç dakka sonra yanıma gelirsin."

"Tamam."

Kabinin kapısını açıp çatık kaşlarla dışarı adımlayan Akaashi beni gördüğü an şokla irkilerek elini göğsüne koydu.

"K-Kenma?"

"Akaashi?"

"Kenma?"

"Bokuto?"

çocukluk arkadaşım // kurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin