Bölüm Dört

10 2 0
                                    

Sabah yüzüme vuran güneş ışığıyla uyandığımda  hemen yanımdaki camdan dışarıya bir göz attım ve  etrafın gece fark edebildiğimden çok daha canlı ve dolu olduğunu gördüm. Kaldığım binanın arkasında uzanan, karanlıkta farkına varamadığım birbirinin aynı gibi görünen başka yurt binaları sıralanıyordu. Benimki okul binasına en yakın olan olmalıydı.

Tam yerimden kalkıp banyoların nerede olabileceğini düşünürken, çünkü odada öyle bir şey yoktu, kapıya birkaç kez tıklanmasıyla oraya yönelip kilitlediğim kapıyı açtım.  Karşımda bir eliyle yüzüne düşen parlak sarı saçlarını geriye atıp diğeriyleyse de aceleyle çantasını karıştıran benimle aynı yaşlarda bir kız duruyordu.  Onu Bayan Edwards' ın gönderdiğini tahmin ettim.  

Aradığını bulmuş olacak ki elindeki küçük kağıt parçasına bakıp başını kaldırdı. 

'' Isla Crawford değil mi? Ben Amy. Bayan Edwards seni almam için gönderdi beni. Bir an yanlış odaya geldiğimi sandım. Haydi gitmeliyiz. Çoktan geç kaldık. '' 

Aceleyle konuşmasını bitirdikten sonra kırmızı yanaklarını daha da ortaya çıkararak yüzüme baktı ve ışıldayan bir gülücük yolladı. 

'' Pekala gidelim. ''

Ona hafifçe tebessüm ederek karşılık verdim ve yürümeye başladık. Yolun çoğu buraya gelmeden önceki hayatıyla, burada neler yaptığıyla ve o tarz şeyleri dinlemekle geçti. Konuşmasının başlarında üzerinde beni rahatsız eden bir telaş olsa da sonralarda rahatlamış ve kendini cidden konuşmaya kaptırmış gibi görünüyordu. 

Anlattığına göre birinci sınıflardaki kendinden bir yaş küçük erkek kardeşi ve o buraya gelmeden önce anne ve babalarını bir araba kazasında kaybetmişti. Kendisi akademiye başlayacak yaşa gelmiş olmasına rağmen bir yıl beklemiş, kardeşini yalnız bırakmak istememişti.

Bu yüzden şuanda zaman kaybetmek istemediğinden ikinci sınıftan devam ediyordu ve bir yandan birinci sınıf derslerini alıyordu. 

''Bazen bırakmayı isteyeceğim kadar zor oluyor , ama sonrasında Sam aklıma geliyor ve amaçlarımı hatırlıyorum.''

Bunların ardından kardeşini hayal kırıklığına uğratmak istemediğini ve okulu ondan önce bitirip onun yolunu açmak istediğini söylemişti. Bundan bahsederken hafifçe yumruklarını sıkmış, konuşmasındaki heyecan gözlerine bile yansımıştı. Sonrasında okul derslerinden biraz bahsetmiş ve o sırada ise okulun ana binasına ulaşmıştık. 

İçeri girdiğimizde geç kalmış olduğumuzu bilmesine rağmen kahvaltı yapmak isteyip  istemediğimi sormuş , reddetmemin ardından ise Bayan Edwards' ın odasına giden koridora dönmüştük. Amy ile kapıda ayrılmadan önce neşeyle;

''Sonra görüşürüz!'' diyip ardından da gülümsemeyi ihmal etmemişti. Üstündeki tüm bu yüke rağmen ne kadar neşeli bir kız diye geçirdim içimden ve kapıyı açtım. 

Elbette onun da içinde kimseye göstermediği bir yanı vardı.  Dışarıya gösterdiği bu belki de fazla neşeli yüz pekala da onun acılarını gizleme yolu olabilirdi. 

Bayan Edwards' ın odasına gitmem ve yapacaklarımız hakkında biraz konuşmamızın ardından sonunda gitmeye hazırdım. 

Bayan Edwards' ın söylediğine göre buraya geldiğim gibi eve dönmemi sağlayacak büyü herkesin yapabileceği türden bir şey değildi ve oldukça fazla enerji gerektiriyordu. Her yıl yeni başlayanlardan sadece birkaç kişinin başarılı olabiliyor olması ise daha da ilgimi çekmesine neden olmuştu. Ve bu bir insanı çağırmak veya bir yere ışınlamak bile değildi. Küçük cisimler ve fare gibi hayvanlar başlangıçta gayet iyi sayılıyordu.

Bunun dışında kendin mekan değiştirmek daha kolaydı çünkü kendi bedenine yaptığın büyüler daha etkiliydi ve bundan dolayı işler oldukça kolaylaşıyordu. Bugün bu büyüyü yapacak kişi ise  sevgili müdiremizdi. 

Oturduğu koltuğundan ayrılıp bana doğru gelen Bayan Edwards masanın önündeki oturma alanının yanında kalan boşluğa döndü ve ellerini yüzünün dönük olduğu yönde hafifçe kaldırıp daha önce ormanda Aaron' dan duyduğuma benzer şeyler mırıldanmaya başladı.

Ben de aynı noktaya dönüp baktığımda ahşap döşemenin üstünde belirmeye başlayan gri mavi karışımı soluk ışıklar olduğunu gördüm. Zaman geçtikçe Bayan Edwards sözlerini tekrarlamaya devam ediyor, o tekrarladıkça da yerde oluşan şekiller belirginleşiyordu.

Bayan Edwards' a baktığımda gözlerini kapatmış olduğunu fark ettim. Bu şekilde birkaç saniye daha devam ettikten sonra gözlerini açmış,  ellerini serbest bırakmuştı. Yerdeki soluk ışıkların da belirginleşip bir pentagram oluşturduğunu görünce büyünün tamamlandığını anladım. Gitme zamanı.

Bayan Edwards elini kaldırıp büyü çemberini işaret etti. Mavi ışıklardan oluşan pentagramın içine girmem gerekiyordu. Adımlarımı o yöne çevirdim. Son adımlarımı da tacak ve kendimi odamda bulacaktım. En azından Bayan Edwards' ın büyüsünde bir aksaklık çıkmazsa.  Büyüyü yapan kişinin ışınlayacağı şeyin gitmesini istediği yere tam olarak hakim olması gerekiyordu. Yani orada bulunmuş veya orayı gözleriyle görmüş olmalıydı. Görünüşe göre Bayan Edwards daha önce teyzemin evinde bulunmuştu. Nasıl bilemezdim ama açıkçası pek de şaşırdğım  söylenemezdi.

Bir sonraki adımımla büyü işlemeye başlayacak ve beni vücudumda hissettiğim hafif bir uyuşuklukla hedefime ulaştıracaktı. Söylenene görkesin vücudu buna farklı düzeyde tepki veriyordu ve etkiler değişebiliyordu.

Duraksamadan çemberin içine adımımı attım ve söylenen son bir cümleyle kendimi bembeyaz bir boşluğun içinde buldum. Boşluk diyorum ama içinde bulunduğum ortam hem bir hiçlik gibiydi hem de sanki havanın bir yoğunluğu vardı ve etrafımda kıvrılıp, bükülüp duruyordu. Vücudumun ürperdiğini ve titremeye başladığını fark ettim. Uyuşukluğun çok ötesinde bir şeydi bu. Başımı döndüren ve kendimi hiç iyi hissettirmeyen bu şeyden nefret etmiştim.

Vücudumda hissettiğim baskıyla gözlerimi kıstım. Sanki basınç beni eziyor gibiydi. Belki de sadece saniyeler süren bu yolculuk bana daha önce hiç hissetmediğim şeyler tattırmıştı. Bir an sonra etrafımdaki şeyler kaybolmaya başladı ve kendimi bir baş ağrısıyla evimin mutafağında buldum. Benim odam ise buranın tam bir kat üstündeydi.

Dizlerimin üstünde oturduğum fayans zemindeki mavi pentagram yavaşça kayboluyordu. Elimi başıma koyup ayağa kalktım. Bir bardak su alıp üstümdeki garip histen kurtulmaya çalıştım. Üzerimde bulanıklık etkisini azaltmayınca ne de olsa zamanla geçer diye düşünüp üst kata yöneldim.






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 04, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BÜYÜCÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin