Oturan Taşlar Başıma Yıkıldı

9 0 0
                                    

STEVEN'DAN:
Şu yoldaki liseliyi düşünüyordum, ölü kasabamıza gelenin "ziyaretçi"den fazlası olduğu belliydi. Kaç yıldır rahat rahat geçiyordu lanet olası zaman! Derken bir gürültüyle irkildim, üst kattan geliyor gibiydi. Merdivene gelince yine bir şok halleri... Anlaşılan psikopat ziyaretçi bizim misafirimizdi, taşlar oturdu yerine. Malikanede tek bir kurban vardı ve muhtemelen başı da dertteydi şu an, misafirimizi kıza ulaşmadan yakalamak istedim de, istediğimle kaldım. Kalakaldım öyle. Baya geç kaldığımı fark ettim ziyaretçimizi kızın boynunu kemirirken bulunca. Ölmemesi gerekirdi, gidip bir şey yapmalıydım. Sadece oraya koştum ve kızı geri çektim. Psikopatla gözgöze gelince oturan taşlar başıma yıkıldı o an. Kimliği pek de iç açıcı değildi yani. Uzun süre önce kasabadan sürgün edilen kardeşimdi çünkü, kasabada değil yönetici, tek bir yaşam belirtisi kalmadığından geri dönmüştü haliyle. Evanna'yı kurtarmak istiyordum bu yüzden de Jackson'a onun bana ait olduğunu söyledim. Elinden oyuncağı alınmış çocuk kadar hırçındı ama bu cümlenin üzerine kızı alıp orayı terk etmeme tepki vermedi. Veremezdi. Hemen odaya geri götürdüm, ölüyordu. Boğazı kan içindeydi, ağzından kan akmaya başladı, yapılacak tek bir şey kalmıştı. Yaptım.
EVANNA'DAN:
Gözlerimi açtım, yanmayan şöminenin başında iki kişi vardı. Steven'dı biri, diğeri bana saldıran değil miydi? Ta kendisi! Elimi kaldırdım ve o anda ikisi de başımda bittiler. Olanların bir açıklamasını bekliyordum ve bu yüzden gözlerimi Steven'a diktim. Bir süre baktım öyle, bunu ancak anlamış olmalıydı ki cevap vermeye daha yeni tenezzül etti Explorer. Etmesiyle susması bir oldu tabii. Söze giren psikopat atmosferi bozdu. Kendi adını söyledi, sanki merak ettim!
-"Jackson ben."
+"."
Ses çıkmadı tabii ki. Konuşamadım bir türlü.

Mezarlık Prensesi: YenidoğanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin