Kahvaltı yapmaya başladığımız zaman zihnimde neden bu kadar çabuk bana ilgi gösterdiğini düşünüyordum.
Benim için fazla hızlıydı bu durum. Biraz daha işlerimi zorlaştıracağını düşünüyordum fakat benim için kolaylaştırmış oldu.
Sessizlikten sıkılarak konuşmaya başladım.
"Az önce de sormuştum ama cevap vermedin. Neden geldin?"
Sorduğum soruyla kaşlarını çatıp suratıma baktı.
"Gelmemi istemez miydin? Senin için geldim Dina." dedi hafif alaylı bir şekilde
Gelmeni istemezdim...
"Hayır o anlamda demedim. 2 gün önce nefretini kusuyordun bana karşı, hakaret falan ediyordun. O yüzden sordum." dedim gülümseyerek.
O hakaretlerin ile senden hoşlanmasam bile beni kırdın Doğan...
Duruşunu dikleştirip konuşmaya başladı.
"Ben üzgünüm Dina. Sana neler yaptığımı bilememişim. Çok kırmışım seni." Durdu. Nefes aldı ve devam etti. "Bundan sonra yapacaklarım senin, beni beklediğin 4 yılı geri vermez fakat bundan sonraki zamanda sana güzel günler verebilirim."
Şuan tam anlamıyla şok olmuş olabilirim. Sadece 4 veya 5 gün oldu ona yazalı ve o hemen bana bu şekilde mi davranmaya başladı?
Keşke daha erken yazsaydım.
Beklemezdim...
Ve bundan sonraki zamanlarımı senle geçireceğimi nerden biliyorsun ki?
Aptalsın...
Hem de çok...
Gerçekten sinirleniyordum ya. En fazla 5 gün oldu ve bana böyle davranması... Çok itici.
Onunla bakışırken bir anda yüzümü, ondan iğrenirmiş gibi bir şekile sokup ona bakmaya başladım.
"Sorun ne? Neden öyle bakıyorsun?"
"En fazla 5 gün oldu konuştuğumuz zaman. Bu kadar çabuk bana nasıl yumuşadın? Sence bundan sonrası benim 4 yılımı düzeltir mi? Ben 4 yıl içinde sadece seni değil, hayallerimizi bekledim Doğan." dedim ve gözlerimin dolduğunu hissettim.
"Ben 4 yılın sonunda senin gelmeyeceğini anladığım zaman ne kadar üzüldüm biliyor musun? Hayallerim yıkıldı benim." diyerek devam ettim.
"Senden sonra karşıma çıkan herkese yazık oldu." dedim ve gözyaşlarımı silip oradan hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladım.
"Dina, dur bekle!"
Arkama minik bir bakış attığım zaman Doğan'ın hızlı bir şekilde kasaya para attığını ve arkamdan geldiğini gördüm. Adımlarımı daha da hızlandırarak bana yetişemeyeceği bir hâl aldım.
"Dina!" Diyerek bağırmasını duyuyordum.
Kapımın önüne geldiğimde giriş kapısının açık olduğunu gördüm fakat içeri girdikten sonra kapatmadım. Maksat kapıma gelmesiydi.
Hızlı bir şekilde cebimden anahtarımı çıkarıp, kapıyı açtım. Bu sırada apartmandan ayak sesleri geliyordu. Ben tam kapıyı kapatıp içeri girerken en son onun merdivenden çıkmış yüzü ile karşılaştım.
Dairemi de öğrendiği için apartmanda bağırmasına gerek kalmayacaktı. Hemen ardından kapıyı kapattım ve Doğan'ın bağırışları arasından derin bir nefes alarak kapıya yaslanıp dinlenmeye başladım.
Fazla koşmuştum ve bundan nefret ediyordum. Yürümek varken koşmaktan nefret ediyordum.
Kapıma vurmaya başladığı zaman ben sadece yerde oturup dinleniyordum.
Bende böyleydim. Dizimi kırıp evde oturmak varken, 4 yılın intikamını alıyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/263522025-288-k515140.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncir Ağacım-𝐲𝐚𝐫𝛊 𝐭𝐞𝐱𝐭𝐢𝐧𝐠
Teen Fiction[Tamamlandı] İncir ağaçları'nın hiçbir zaman çiçek açmadığı... İşte o gün, O öğrendiğim akşam... Ondan nefret ettim... Tanrı'ya yalvardım... Onu birdaha sevmiyim diye... Ve Tanrı dileğimi gerçekleştirdi... ~•~ #2 GxB [28 Mart 2021] #2 calling [5 Nis...