İncir Ağacım-𝐲𝐚𝐫𝛊 𝐭𝐞𝐱𝐭𝐢𝐧𝐠

*12*

Arkadaşlar bilet hakkında bilgiler daha sonraki bölümler de gelecek.

Bir de olayların saçmalaştığını düşünüyor musunuz?
.

"Doğan!"

"Efendim?"

"Kahvaltı?"

"Ha doğru, Geliyorum!"

Gerçekten mal olma ihtimali %100'dü.

Kahvaltıya oturduğumuz zaman Doğan ilk defa görmüş gibi bakması gözümden kaçmamıştı.

"Ellerine sağlık"

Gülümseyerek 'Afiyet olsun' dedikten sonra kahvaltıya başladık. Doğan'a baktığım zaman hâlâ mayonez yemediğini fark ettim.

Bir insan 4 yıl içinde hiç mi değişmez?

"Biliyor musun Dina. Artık evin içinde otururken veya başka bir iş yaparken aklıma hep sen geliyorsun."

"Durduk yere hemde. Alakasız yerlerde seni düşünüyorum. Sonra hemen yanına geliyorum."

Güzel, beni sevmeye başlaman güzel bir şey ama tek sorun şu ki ben senden nefret ediyorum..

"Ya da alkol mü içiyorsun?"

"Anlamadım?"

"Diyorum ki dün alkol içmiştin ya. Ondan bahsediyorum."

"Evet anladım. Hayır, aslında dün normalce alkol içiyorduk ama ben biraz fazla kaçırdım galiba."

Utanmış gibi yapıp eli ile ensesini kaşıdı.

"Odana girebi-" Gözü bir yere takılınca baktığı yeri takip ettim ve biletime baktığını fark ettim.

"O ne? Okuyamıyorum? Bir dakka."

Ayağa kalkıp bilete yakınlaşırken hızla kalkıp bileti aldım ve odama koşup çekmecemin içine koydum.

"Hey? O da neydi?"

"Ne sakladın benden?" Bir sürü şey?

"Dina? O da neyin nesi?"

"Doğan şu aralar seni ilgilendirmeyen bir şey."

"Ne alaka? Seninle ilgiliyse tabi ilgilendirir.

Utanmış gibi yapıp saçımı düzelttim. Utanacak bir şey olmadığı halde.

"Doğan... İlgilendirmiyor işte. Üstüne binme."

Siniri azalmış bir hareket ile kafasını tamam anlamında salladı.
...
Kahvaltımızı bitirdikten sonra Doğan ile yarım saat konuştum ve onu kendi evine uğurladım. Yarım saat içinde pek konuştuğunuz da sayılmaz aslında.

Evimde ne kadar çok durursa o kadar şey öğrenmeye başlayacaktı.

Bu hiç iyi olmayabilirdi.