Dina'nın İtalya'ya giderken Doğan'ın yaşadıkları...
...
Doğan sabah kalktı ve her zaman yaptığı gibi yatağından kalkmadan sevgilisine 'bebeğim günaydın' mesajı attı. Mesaj atarken içten bir gülümseme yayıyordu.
Dina, onu her zaman gülümsetiyordu...
Mesaj'ı attıktan sonra yatakdan kalkarak günlük işlerini yapmaya başladı.
Kahvaltıya oturduğunda tekrar telefonunu kontrol etti. Bu saatde uyanmış olmalıydı. Doğan aslında geç uyanmayı seven biri olsada Dina için 1 saat önce uyanmaya başladı. Uykusunu pek alamasa bile erken uyanmanın sağlıklı olduğunu düşünüyordu.
Şuan saat sekizdi ve Dina'nın çoktan uyanmış olması gerekiyordu. Durumu garipsemedi ve kahvaltı hazırlamaya devam etti.
Kahvaltıyı yaptıktan sonra Yağız evde değil markette olduğu için sohbet edecek veya kafa dağıtacak biri evde yoktu. Kendiside, çok sevdiği sevgilisini aramaya karar vermişti.
Telefon çalmadan kapanmıştı. Sevgilisinin telefonu kapalıydı. Fakat az önce mesaj attığı zaman internetinin açık olduğunu görmüştü.
Yılbaşı için ne zaman geleceğini soracaktı sevgilisine.
Daha sonra sevgilisine bir süpriz yapmaya karar verdi. Yılbaşını sevgilisinde kutlayacaktı. Süslerin içinde olduğu poşeti alıp yola koyuldu ve Yağız'a evde olmadığı hakkında bir mesaj attı.
Sevgilisinin evine doğru yürürken havanın normalden soğuk olduğunu düşünmeye başlamıştı.
Eve geldiğinde merdivenleri yavaş bir şekilde çıkmaya başladı. Kapıyı tıklattığı zaman bir süre bekledi ve kapı hâlâ açılmamıştı. Bu sefer zili çaldı ve kapı tekrar açılmamıştı.
"Dina?!"
"Orada mısın bebeğim?"
"Dina'm kapıyı açar mısın?"
Kapı hâla açılmadığında adamın içinde anlayamadığı bir üzüntü olmuştu. Bir kaç kez daha kapıyı tıklatacakken kafasını çevirdi ve ayakkabılıkta hiç bir ayakkabınon olamadığını fark etti ama bir kağıt vardı.
Kaşlarını çattı ve kağıdı alıp okumaya başladı.
"Artık burada değilim. Umarım beni ne kadar kırdığını anlamışsındır, anlarsın."
Okudu...
Tekrar okudu...
Anlamıştı ama anlamamış gibi sürekli okumaya devam etti...
Gözleri dolmaya başlamıştı...
Dina'sı onu bırakmazdı...
Seviyorlardı birbirlerini...
Dina intikam besleyecek bir kız değildi.
Tekrar telefonunu açtı ve binlerce kez aramasına rağmen böyle bir numara olmadığından bahsediyordu telefon.
Doğan, sırtını kapıya yaslamış bir şekilde oturmaya başladı.
Oturdu ve ağlamaya başladı...
Hıçkırarak ağlıyordu...
Dina'yı çok seviyordu...
Fazla seviyordu...
Eskisi gibi değildi bu sevgisi...
Hissettiği şey sevgi değil aşktı...
Kağıdı en son okuduğunda anlamıştı Dina'nın birdaha asla gelmeyeceğini.
O an aklına geldi. Belki gitmemişti.
Hemen göz yaşlarını sildi ve süsleri orada bırakarak caddeye doğru koşmaya başlamıştı.
"Taksi!"
Diyerek bağırdı ve taksi ile birlikte gitmeye başladı...
Dina'nın annesinin yanına...
Oraya gitmiştir belki...
Taksi ile yarım saat sonra hastaneye vardı.
Koşarak hastaneye girdi.
Yukarıdaki katları hızlı adımlarla çıkarken Dina dışında hiçbir şey düşünmüyordu.
Yukarı çıktığında daha önce karşılaştığı ismini bilmediği Doktor ile karşılaştı.
"Hey! Dina nerede?"
Adam Doğan'ın bu sözleri ile afallamıştı fakat genç çocuğun neyden bahsettiğini bilse bile ağzını açmayacaktı.
Yoksa Dina'nın güvenini kırmış olacaktı.
"Anlamadım?"
"Sana güzelce anlatırım ben. Dina annesini bırakarak bir yere gitmez. Bana söyledi. Taşınsa bile senin haberin oluyormuş herşeyden. Anlat. Benim sevgilim nerede?!"
"Delikanlı Dina Hanımdan bahsediyorsunuz galiba ama nerde olduğundan haberim yok." dedi sakin bir gülümseme ile
"Yalan söylüyorsun." dedi. Sesi titremeye başlamıştı.
Dinasını kaybediyordu yavaşça...
Ama bilmiyordu, onu çoktan kaybetmişti...
Doğan dudaklarını ısırıp kanatmaya başlamıştı. Hem üzüntüden, hem sinirden...
Genç çocuk yavaşça oradan uzaklaşmaya başladığında sadece bir ses duydu.
"İstesen onu bulabilirsin."
Bu söz ile arkasına baktığında Doktor'un orada olmadığını gördü.
Aslında genç çocuk Dina'nın nerede olduğunu bulabilirdi. İlk mesajlarına baksa İtalya hakkında konuştuklarını görebilirdi.
Hatta her zaman İtalya hakkında konuşuyorlardü.
Doğan sadece dikkat etmemişti İtalya hakkındaki konuşmalara.
Sevgilisinin ne konuştuğuna değil direk sevgilisinin güzelliğine odaklanıyordu.
Doğan bulamazdı artık sevgilisini...
Belki aklında İtalya yer etmişti ama sevgilisinin orada aramayı düşünecek zekaya sahip değildi...
Artık Dina yoktu...
Dina'nın balo günündeki hüznü hissediyordu genç çocuk.
Yolda yavaşça yürürken Kolayca Dina'yı unutamayacağını biliyordu.
Fakat Dina, onu çoktan unutmuştu...
Genç adam'ın gözlerinden yaşlar düştüğü zaman kendini ölmüş gibi hissediyordu.
O'na kızamıyordu...
Belki de haketmişti...
O yıllar sonra gelse yine kızamayacaktı o'na.
O'nu hep sevecekti.
Aşık olacaktı.
Evlense bile Dina'ya aşık olarak kalacaktı.
Karısını çok sevse bile aşık olduğu başka biri olacaktı...
...
Yukarıya koyduğum şarkıyı dinleyin... :)
Bir de kabul edin bu kadar erken bölüm geleceğini beklemiyordunuz...
Bir sonraki özel bölümde görüşürüz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncir Ağacım-𝐲𝐚𝐫𝛊 𝐭𝐞𝐱𝐭𝐢𝐧𝐠
Teen Fiction[Tamamlandı] İncir ağaçları'nın hiçbir zaman çiçek açmadığı... İşte o gün, O öğrendiğim akşam... Ondan nefret ettim... Tanrı'ya yalvardım... Onu birdaha sevmiyim diye... Ve Tanrı dileğimi gerçekleştirdi... ~•~ #2 GxB [28 Mart 2021] #2 calling [5 Nis...