*9*

1.2K 118 40
                                    

Ben aynı şekilde kapının önünde otururken Doğan'ın sesini duymamaya başladım. Ayağa kalkıp kapının dürbün kısmından baktığım zaman Doğan'ın kapıya yaslanıp oturduğunu gördüm. Acıyan gözlerle ona bakarken beni kimse görmüyordu. Ardından, tam su içmek için mutfağa yönelecekken Doğan konuşmaya başladı.

"Dina, açar mısın kapıyı?" neden böyle bir şey yapmam gerekiyordu ki? "Konuşabiliriz." 

"Neyi konuşacağız? 4 yılı mı? Hakaretlerini mi? Bana acıdığın için kapıma kadar gelmeni mi konuşacağız Doğan?"

"Sana acıdığımı nerden çıkardın?" 

"Şuradan... İKİ DUYGUSAL SÖZE KAPIMA KADAR GELDİĞİNDEN!"

"Saçmalıyorsun."

"Neden geldin o zaman?" dediğim cümle ile sustu... konuşmadı... 

Bana acıyor muydu?..

Gözlerimin tekrar sulandığını hissettim.

"B-ben acınacak biri değilim Doğan."

Kurduğum cümlenin ardından ağzından bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bir şarkı. 

"Durup baktım göz ucuyla..."

"Başa biri vardı yanında..."

"Sakin kalamazdım benim olacağını bilmesem..."

"Bilmem kaç yüz kişi içinden..."

"Gördüm deli gözlerini birden..."

"Belki tanımazdım seni..."

"O konsere gelmesen.."

Nolur sus Doğan...

"Hatırladın mı?"

Nasıl hatırlamam...

Bana gideceğini söylemeden önce dans ettiğimiz zaman kulağıma doğru eğilip bu şarkıyı söylemişti.

Sesinin tınısı dahil hâlâ aynıydı.

"Birdaha bu şarkıyı söyleme!"

"Emindim zaten bana geleceğinden.." diye tekrar konuştu.

"Bu şarkının sözü değil."

"Şarkının sözü olduğunu kim söyledi?"

Son cümleyi kurarken sırıtışını duyuyordum.

"Acıktım." diye ekledi.

"Anlamadım?"

"Bana yemek yapar mısın?"

"Doğan şimdi kahvaltı yaptık."

"Bence pek yapamadık ama olsun. Ben açım." dediği zaman gülümsedim.

Evime sokmak planlarımın arasında yoktu. Bu yüzden onu içeri almayı planlamıyordum.

"Git o zaman."

"Beni aç bırakan sensin?"

"Üzgünüm ama şuan sana yemek yapacak hâlim yok."

Asla üzgün değilim.

"Ben gidiyorum o zaman." Bunu derken ayağa kalktığını duydum.

"Görüşürüz." dedim

"Görüşürüz. Kendine iyi bakar mısın?" Bu dediği ile sinirlenmeye başlamıştım ama belli edemezdim.

"Bakarım."

"O zaman gidiyorum ben."

Git arık!

Sesimi çıkarmadan odama ilerlemeye başladım. Zaten onunda adım sesleri yavaş yavaş gidiyordu.

Yatağıma uzanıp planımın dışında olan bu günü düşünmeye başladım.

Benim için çabalamasının gerçek mi olduğunu anlayamıyordum. Her an 'süpriz!' diyecek gibi geliyordu.

Daha sonra kahvaltımı neredeyse hiç yemediğim için hâlâ aç olduğumu fark ettim.

Mutfağa gidip meyve tabağından incir aldım.

İncir ile biraz bakıştıktan sonra masaya oturup yemeye başladım.

Ardından buzdolabının üstündeki biletime bakıp gülümsedim...

İncir Ağacım-𝐲𝐚𝐫𝛊 𝐭𝐞𝐱𝐭𝐢𝐧𝐠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin