Chase Atlantic, Into It
REFLECTİONS
O gitti.
Birileri hep gider.
Ben yine kaldım.
Ben hep kalırım.
XXIII. BİRİLERİ HEP GİDER
Küçük bir kızken hep büyümek isterdim. Çocukken her şey imkansız gelirdi gözüme. Yapamam ben bunu daha küçüğüm, derdim. Sonra büyüdüm. Büyük bir kız oldum, ama hala yapamıyorum.
Bir çok şey değişti zamanla. Mesela küçükken her şeyim vardı, şimdi hiçbir şeyim. Büyüdüm büyümesine ama istediklerimin hiçbirini yapamadım. Boyum uzadı sadece, ellerim hala soğuk işte.
Yaşının rakamı her arttığında yükü de artar ya insanın. İnsan büyüdükçe sırtındaki torba genişlerdi. Her geçen de içine elindekileri bıraktı. Ben o torbayı o gün düşürdüm.
Artık taşıyamıyordum çünkü. Ellerim kesildi, bıraktım. Nefesim kesildi, o giderken. Şimdi nefes almadan yaşıyorum.
O küçük kızı kaybettim o bahçede mesela. Koşarak şarkı söylerdi, büyükbabasıyla saklambaç oynardı. Sonra büyüdü, başka bir adamla saklambaç oynamaya başladı. O adam da, büyükbabası da gitti. Kız kaldı geriye, kız hep kalır.
Neredeyse 3 yıl geçmişti. Koca bir 3 yıl. Bir gün bile aramamıştım onu. O da dönmemişti. Şimdilerde kendi alanında oldukça iyi bir yüzücüydü. Bir sürü şampiyonluğu olmuştu. Dünya olimpiyatlarında bile birincilikleri vardı. Televizyonda ya da instagramda istemesem bile görüyordum. Artık büyük ve başarılı bir adamdı.
Bende 1 yıl önce milli takıma alınmıştım. Taehyungla, yeni taşındığım evin terasında oturup bir şeyler içiyorduk. Bir anda milli takıma alındığım haberini almıştık. Sevinçten delirmiştim. Bu çok büyük bir şeydi. Şimdilerdeyse geçen aydan sonra takımla ara vermiştik. Yeni teklifleri inceliyordum sadece. Bu gece de tekliflerden birini yapan bir spor klübünün daveti vardı. Gidip gitmemek arasında kaldığım için aklımı kurcalıyordu.
"Sıçtırma olum işine! Söz vermedin mi lan gelirim diye?" Taehyung bağırarak, Han Soul olduğunu tahmin ettiğim kişiyle konuşuyordu.
"Lisa gelecek zaten." Salonda dolaşıyordu. " Lan piç, maksat yalnız kalmak olsa seni niye çağırayım? Grup mu yapıcaz?" Ben güldüğümde o hala sinirliydi. "Kapat orospu çocuğu! Kapat!" Telefonunu cebine sokup yanıma bırakmıştı bedenini.
Han Soul'un eskiden can sıkıntısından çalıştığı bara gideceklerdi. Hatta Jaehyun ve Katrina da gelecekti ama Han Soul sanırım gelmekten vazgeçmişti.
"İşi varmış. Haspam! " Elimdeki kumandadan diğer kanala geçtim. Bir haber kanalı açıldığında durdum. "Abartma istersen. Hem Lisa da gelecek işte. Takılın biraz." Gözlerimi ekonomi haberi sunan spikerden ona çevirdiğimde o da bana döndü. "Sen o davete gidecek misin?" Gitmeli miydim? Nedense, bugün çok halsizdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
reflections
FanfictionVazgeç soytarı! Duyguları taştandır seni gibilerin. Görmez mi hem seven, sadece sevdiğini? Sen baştan kaybettin, Sonu belli oyunlardan birini. [Jungkook x Rosé] ©2020 | nigrumflosa