VI. yüzyıl kabusları

623 62 23
                                    

Melanie Martinez, Pacify Her

REFLECTİONS


VI. YÜZYIL KABUSLARI

"Seni nasıl güçlü göreceklerse öyle dur." derdi Büyükannem. "Seni kedinden başka kimse yıkamasın." En çok bundan nefret etmişti oysaki. Hayatında hep bir şeyler yapmasını söylemişlerdi ona. Çünkü güçsüz ezilir kalırdı 21.yüzyılın altında. 

Bu devirde işler böyle dönüyor kızım.

Ben de o zamandan beri dediği ve istediği biri gibi oldum. Lisedeyken hep en yüksek notları alıp sosyal etkinliklerin hepsine katıldım. Annem de elinden gelen her şeyi yapıp birçok alana yönelmemi sağladı. Spor, resim, müzik hepsinde iyiydim ama bir sorun vardı. Bu güçlü sert görünüşlü kızın içinde de bir insan vardı. Tüm o buzları kırıp içine girdiğinizde sıcak bir kalp ve ürkek bir kız vardı aslında. Korkularını yaşamayıp içine gömersen bir süre sonra mezarlığında yer kalmaz. Kendini gömersin.

Uzun bir koşunun ardından eve girdiğim gibi mutfağa yürümüştüm. Annem de tezgahın üstündeki bardağına su dolduruyordu. Üstünde pahalı bir takım vardı. Saçlarını düzleştirmişti.

"Yine mi koşuya gittin?" Ben her sabah koşuya giderdim.

"Evet." Annem elindeki bir avuç ilacı ağzına atıp ardından bardaktaki tüm suyu içti. Kısa bir sessizliğin ardından, "Peki.." dedi kendi kendine konuşur gibi. "Artık Taehyung ve Jungkook'un işlerimize karışmalarına izin vermeyeceğim. Önceden de yanında geldikleri için bir şey söylememiştim ama artık istemiyorsan öyle olsun." Gözlerim ve ağzım anlık olarak şaşkınlıkla açıldığında eğilip anneme teşekkür ettim. Bir anda bunu beklemiyordum. Anlaşılan dün yaptığım yalvarışlarım karşılık bulmuştu.

"Teşekkürler." Bir şey demeden mutfaktan çıktı. Ondan sonra ben de bir koca bardak su ve yeşil bir elma alıp odama çıktım.

Jungkook, Taheyung ve Jaehyun benim için hayattaki en değerli insanlardı. Jaehyun'un bu işlere bulaşmasına hiçbir zaman izin vermedim. Jungkook ve Taehyungsa tamamen benim yüzümden bu işe bulaşmışlardı. Sadece bir kerelik yardım istemiştim ve işin ucu buralara gelmişti. Bu yüzden kendimi sürekli kötü hissediyordum. Onlara bir şey olma düşüncesi bile delirmeme yeterdi. Bu yüzden en iyisi buydu. 

Aynanın karşısına geçtiğimde kendimden korkmuştum. Yüzüm resmen bir ölü kadar beyaz ve göz altlarımdan bahsetmek bile istemiyorum. Yaklaşık 2 haftadır okula gitmiyordum ve oldukça kas ve kilo kaybetmiştim. Tanrım ben voleybol oyuncusuydum! Koç Kim canımı okuyacaktı. Bana defalarca antrenmanları aksatmamamı tembihlemişti.

Hızlıca bir duşun ardından siyah bir crop ve siyah bir etek giyip ölmediğimi düşünmeleri için yüzüme biraz makyaj yaptım. Saçlarımı da kurutup biraz daha düzleştirdikten sonra arabama atlayıp okula doğru sürdüm. 

Yoldayken Taehyung aramıştı. "Park Roseanne. Neredesin?" 

"Yoldayım. Sen okulda mısın?"

"Evet. Antrenmanım başladı." Basketbol takım kaptanıydı. Bu da başına onlarca sorun ve sorumluluk yüklüyordu. 

"Jungkook?" 

"Hiç haberim yok. Okula gelmemiş bile olabilir." dediğinde okulun otoparkına giriyordum. "Tamam ben ararım onu." Diyerek telefonu kapattım. Okula gelememek gibi bir hata yapmışsa canını alırdım.

Okul ana bina ve bölümlere göre ayrı binalardan oluşuyordu ve oldukça geniş bir alana yayılmış şekildeydi. Ana binada öğrenci işleri, yemekhane gibi şeyler vardı. Kalan alan binalarında da ikişer branş olmak üzere bölünüştü. Bizim yüzücülerle aynı binada olmamız gibi.

Arabayı park ettikten sonra otoparktan Jungkook'a bakmak için bizim bölüm binasına girdim. Ama buna hazır olmadığımı fark ettim. Okulda arkasından konuşulup duran kız bendim. İnsanlar sonucunu düşünmeden konuşup dururdu. Karakterin ve dış görünüşün hakkında saçmalamak kolaydı. Neler hissettiğini asla düşünmezlerdi.

"Geri mi dönmüş.", "Jungkook'la ayrıldıkları için bırakmış kısa bir süreliğine.", "Ondan gerçekten korkuyorum." Fısıltılar bu okulda yürüdüğüm her an benimle geliyordu. İnsanlar gerçekten acımasız ve aptaldı.

Onları umursamadan olimpik havuza doğru ilerledim. İçerisi ne kadar boş gibi gözükse de orada olduğunu biliyordum. Stresli geçen günün ardından soluğu hep burada alıyordu.

Havuzun kenarına kadar yürüdüğümde olduğum yere kadar yüzüp kollarını kenara koydu. "Hoş geldiniz Park Roseanne." Yere oturdum. "Hoş buldum Jeon Jungkook." Dedim gülümserken. "Ne zamandır Yüzüyorsun?" 

"İki saat olmuş olabilir." Başımı anladığımı belli eden şekilde sallarken o yüzüme bakıyordu. "Kilo vermişsin." Fark ettiğini biliyordum. Gerçekten hasta gibi gözüküyordum. 

"Kendine karşı neden bu kadar acımasızsın Rosé? " Başımı öne eğdim. "Değilim. Sadece yoğunluk."

Elime dokunduğunu hissettiğimde başımı kaldırdım. "Biliyorum. Bu yüzden ailenden nefret ediyorum." Gülümsediğimde karşılık verdi. Ama kısa bir süre sonra yüzü sinsi bir hal aldı. Ben ne yaptığı anlamadan diğer elini de bana doğru uzatıp beni suya çekti.

Önce havuzda aşağıya battım. Ama saniyeler içinde yine onun kolundaydım. "Sen bir aptalsın." dedim kesik nefeslerimin arasında. Kollarımı boynuna sarıp saçlarını çekiştirdim. Ama o umursamazca eğleniyordu. "Küçük oyunlar hayatı güzelleştirir." Ben söylediği şeye gülerken o sözünün doğruluğunun gururunu yaşıyor gibiydi. Ama yüzü saniyeler içinde değişip ciddi bir hal aldığında söyleyeceklerine dikkat kestim. Duygu değişimlerine ayak uyduramıyorum evlat.

"Akşam Hera gelecek." Hera, Jungkook'un çocukluk arkadaşıydı ve benden ölümüne nefret ediyordu. "Jungkook, o kız benden nefret ediyor." dedim başka tarafa bakarken. Yüzünü karşıma getirdi. Kolları belime dolanmıştı.

"Neden böyle düşündün ki?" Dalga geçiyordu. "Git, Jungkook." Omuzlarından itmeye çalıştığımda başarısız oldum. "Seni bırakmamı mı istiyorsun?" Sadece başımı olumlu anlamda yukarı aşağı salladım. Bunu yapmayacağını biliyordum.

Belimdeki ellerinden birini kalbinin üzerine koyup acı çekiyormuş gibi yaptı. "Kalbimi kırdın Rosie." 

"Vay siz ikiniz ne zamandır flörtleşiyorsunuz?" Ben aniden havuzun başında beliren Jaehyun'a ve kurduğu cümleye ayrı ayrı şaşırırken Jungkook sırıtıyordu. "Başından beri." Gözlerimi şokla Jungkook'a çevirdiğimde tekrar dalga geçtiği için omuzlarından tutup kafasını suya batırdım. "Pislik." 


reflectionsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin