14.BÖLÜM:TUTSAK KALP

188 73 38
                                    

Keyifli okumalar!



Saat sabah altı suları kalbimdeki buhran odayıda kaplamış bana nefes alacak bir alan bırakmaıştı.Aklımda dönüp duran düşünceler birer birer bir ok misali kalbime saplanıyordu.O mesaj geldikten hemen sonra Ateş'in telefonunu onun uyuduğuna emin olduğumda almış içinde ne var ne yok bakmıştım.Kendisi kendini akıllı sandığı için herkesten gizli ikinci bir telefon kullanıyordu ve yine kendini akıllı sanıp benden gizli bir üçüncü telefon kullanıyordu.Aklı sıra onun ikinci telefonu bulup kurcalamış ve içinde bir şey olmadığını görüp pes edecektim.Bu yüzden ikinci telefonu imkansıza değilde bulunması biraz zor bir yere saklamıştı ama kimsenin asla bilmediği benimde asla varlığından şüphelenmeyeceğimi düşündüğü üçüncü telefonunu bulunması öyle imkansız bir yere saklamıştıkı yarattığı canavarın ona ne kadar benzediğini unutarak.Telefonu çoktan bulmuş kurcalamış ve geri yerine koymuştum.Telefon nerdeyse boştu her ihtimale dahil mesajları silmişti.Ama bir yerlerde bir kopyası olduğuna emindim o asla belgeleri tam anlamıyla yok etmez kozlarını biriktirir ve zamanı geldiğinde o kozlarla karşısında ki kişiyi bitirirdi.

Telefonda yok etmediği tek şey benim her an habersizce çekilmiş fotoğraflarımdı .O kadar çoktular ki tamamına bakamadım bile .Gülerken, ağlarken ,öfkeliyken ,şaşkınken, ifadesizken bile çekilmiş nerdeyse çocukuğuma kadar dayanan fotoğraflar.Günlerimi,aylarımı,yıllarımı resmen bir fotoğraf karesine sığdırmış her an yanında taşıyordu. Böyle bir adam bana ihanet edebilirmiydi ?Canımı bu denli acıtabilirmiydi?Evet acıtırdı bunun en büyük kanıtıda telefonu tam yerine geri koyarken gelen mesajdı.

Bilinmeyen numara:Zekanı hafife aldım Lavinia ' kaybettim, zekamı hafife aldın Milena'yı kaybettin .Bu zekamı ikinci hafife alışındı kaybettiğinle ansızın yüzleştin. Y.

Mesaja cevap verip her şeyi öğrenebilirdim tabi Ateş hissetmiş gibi uyanmasaydı.Onun uyanmasıyla mecburen telefonu eski yerine koymuş sonra terasın camlarının yapılmasını fırsat bilerek salonda ki koltukta uyuma numarası yapmıştım.Burada yatmam onu memnun etmemişti beni kucağına alıp odama götürdüğünde bunu net bir şekilde anlamıştım.

Beni bir tüh gibi yatağın sağ tarafına yatırdıktan sonra yatağın diğer ucuna da kendisi yattı.Ben uyuma numarama inanması için nefesimi kontrol etmeye çalışırken bir anda kollarını belime sıkıca dolayıp beni kendine çekti .Sırtım göğsüne yaslandığında bana sıkıca sarılarak uykusuna devam etti .Kafamda belirsiz sorular varken düşünmeden duramıyordum .Y : Yankı olabilirmiydi ?Yaşıyordu ve Ateş'le ihtibat halindemiydi?Peki ya Deniz o bu işin neresindeydi?İhtimaller çoktu ama cevaplar basitti.Kabullenmediğim o cevaplar ap açık ortadayken artık kendimi aptal yerine koyamazdım. Ateş ve Yankı aynı savaşın farklı kurucularıydı.Deniz'i hayatıma Ateş bilerek sokmuştu ve bunu bile isteye yapmadığı bariz ortadaydı .Onu buna zorlayan biri vardı .Ve bu biri Yankı Mahi'nin ta kendisiydi.Elinde nasıl bir koz varsa Ateş'i köşeye sıkıştırmayı başarmıştı.

❄️

Saat öğlen iki suları salonda tüyleri ürpeten bir sessizlik hakim.Ahtopod sürüleri ,Milena ve Ateş koltuğun birer köşesine kurulmuş pür dikkat önlerindeki belgeleri inceliyorlar.Yaklaşık iki saat önce telaşlı bir şekilde gelmiş okulda yeni dokuz tane cinayet işlendiğini söylemişlerdi.Bunun üzerine Ateş sanki bu anı beklercesine olaya el atmıştı.

ÖLÜMLE SON DANS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin