14.Bölüm

1K 57 10
                                    

"Lisa'nın ağzından"🌻
Gözlerimi yavaşça araladım. Etrafa bakındığım ilk anda idrak edememiştim ama... Ama ben odamda değildim. Hızlıca ayağa kalkmaya çalıştığımdaysa başaramadım. Ellerimle duvara zincirliydim. Kızlar hala baygın bir şekilde yatıyordu. Nerede olduğuma dair en ufak bir fikrim yoktu ama burası bir bodrum katına benziyordu. Çok ağır bir kan kokusu vardı ve gerçekten dayanılması güçtü.
"Ahh L-lis-lisa"
Aniden sesin geldiği yere döndüğümde Jennie uniem in uyandığını gördüm. Gözümden bir damla yaş akarken Jennie uniem ise şaşgınca etrafa bakıyordu.
"Neredeyiz biz Lisa"
"En ufak bir fikrim yok uniem"
Jennie uneiem de ani bir hareketle ayağa kalkmaya çalıştı ama zincirler ona da engel oldu.
"Ahhhh"
"Ben o zincirler kırabilirsin diye düşünmüştüm"
"Normal şartlar altında evet kırmam gerekirdi fakat bunlar normal zincirler değil."
"Nasıl yani?"
Gözüm zincirlere  kaydı. Gayet normal, sıradan zincirlerdi işte...
"Bunlar güç yoğunluklu zincirler . Vampirler için tasarlanmış. Kana olan ihtiyacı arttırmak için. Bazı zamanlar ise kan ihtiyacını azaltmak için. Kan ihtiyacı fazlalaşırsa saldırganlaşırız ve odada bulunan insan için iyi olmaz."
Gözlerimiz aynı anda birbirine kenetlendi.
" Eğer kan ihtiyacı azaltılırsa vucudumuzun gücü azalır ve yorgunluktan ve açlıktan ölme noktasına geliriz. "
" Peki ama bu sizi daha saldırgan yapmaz mı? "
" Hayır Lisa tam tersine gücümüz azaldığı için zaten avlanacak enerjimiz kalmaz"
Jennie uniem ile gözlerimiz Jisoo unieme döndüğünde Rose'nin de kalktığını görmüştük.
"Herkes iyi mi?"
"Evet"
"Evet"
"Evet"
"Neden buradayız? En son ne olduğunu hatırlayamıyorum bile?"
"Ben de ne ara buraya getirildik hiçbir fikrim yok ve buradaki kan kokusu çok midemi bulandırıyordu."
Jennie uniem midesini tutarken diğer kızlarda git gide kötüleşmeye başlamıştı.
Kimsenin gelip gitmediği sessiz sakin birkaç saatin sonunda bodrum kapısı açıldı ve içeriye birkaç adam girdi.
" Vay vay vay demek yeni oyuncaklar sizsiniz"
"Oyuncak mı? Bakıyorum çok kibarsın."
Gözler ani bir şokla Jennie'ye dönerken adamsa sırıttı. Rose ile ben yakındık birbirimize. Kafamı onun göğsüne gömmüş gözlerimi kapatmıştım.
"Yooo gayet kibar olduğumu düşünüyorum Jennie Kim. Fakat birazdan çok da kibar olmayacağım."
Bu sefer de Jennie uniem sırıttı.
"Galiba bu odadaki insanların sıradan olmadığını biliyorsun değil mi?"
"Evet biliyorum o yüzden zaten güç yoğunluğu arttırılmış bu bodrumda güçleriniz hiçbir işe yaramaz"
Jennie uniemin yüzündeki gülümseme bir anda soldu. Adamınsa keyfi gayet yerindeydi.
"Şimdi oyuna başlama zamanı. Hıımmm.... Hangisinden başlasam?"
"Sarı saçlı şu kıza dokunma"
Tüm gözler bana dönerken bense kızlara bakıyordum.
"Tamam o zaman diğerlerini bizim odaya götürebiliriz."
Adamlar diğerlerinin kelepçelerini çözerken kızlar çığlık çığlığa bağırıyorlardı. Jennie uniem dışında. O ise bana bakıp gülümsüyordu. Bense göz yaşlarımın ıslattığı yüzümden ona gülümsedim. Rose'ye sıra geldiğinde onu kurtarabilecekmişim gibi elini uzattı bana. Bende onu tutabilirmişim gibi elimi ona uzattım ama... Bağlı olduğum zincirler  yüzünden hiçbir şey  yapamadım. Bende ağlıyor, bağırıyor, haykırıyordum. Ama nafileydi. Kızlar odadan çıkarıldıktan sonra her şey bitti. Kafamın içinde dönen acıyla kafamı yere koydum. Şu an tek istediğim bu kafamın Jungkook'un göğsünde olmasıydı. Sadece ona has o kokusunu içime çekmek istiyordum. Sürekli bağırıyordum. Bağırdıkça kafamın içinde dönen ağrı azalıyordu. Ağlamak da insana gerçekten yorgunluk getiriyordu. Gözlerim tam kapanırken içeri birkaç kişi girdi.
Hepsi içeriye gelen son adamın önünde eğildiler.
"Demek Lisa sensin. Jungkook'un beni karşısına aldığı kız ."
Bir şey demeden adama öylece bakakalmıştım. Demek büyük yönetici oydu.
"Kim olduğumu biliyorsun diye düşünüyorum?"
Kafamı sallamakla yetindim.
"K-kızlara ne yapıyorsunuz?"
"A onları dert etme. Sadece birkaç işkence. Canlarını çok acıtmayacak!"
Sinirle öne atıldım. Tabii zincirlerin izin verdiği kadarıyla.
"Yalan söyleme buradan götürüldüklerinden beri çığlık atıyorlar. Duymuyorum sanma. Bırak onları. Anlaşılan derdin benimle."
Sırıtarak yanıma çöktü. Ve çenemi tutarak yüzümü yüzüne doğru tuttu.
"Merak etme Lisa sende yakında onlara katılacaksın ama geri dönememek üzere. Senin gibi tehlikeli bir canavarın oğluma yaklaşmasına izin veremem. O da sadece seni ona benzediğin için seviyor."
Nefesim kesilmişti. O mu o da kimdi ki?
"K-kimden bahsediyorsun?"
"Jungkook'un ölen eski sevgilisi"
Kalakaldım. Vücudumda yükselen sıcaklık bir şeylerin başlangıcının olduğuna işaretti.
"Kralım geri çekilin"
"Neden?"
"Gözleri renk değiştiriyor."
Hızlıca bana döndü. Vücudumda yükselen ateşin burayı yerle bir edecek güçte olduğunu biliyordum. Kral korku dolu gözlerle bana bakakalırken bende gülümseyerek ona baktım.
"Her şey daha yeni başlıyor"
💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫
Jungkook'un ağzından💮
"Hangi cehenneme gittiler?"
Odada öylece kalakalırken RM hyung,Jimin ve V'de gelmişlerdi.
"Odada gaz kokusu var"
"Evet ama normal bir gaz değil. Bu vampilerleri anında bayılacak cinsten güç yoğunluklu gaz ve en çok da..."
"Kraliyet ailesinin kullandığı gaz türü"
V başıyla beni onaylarken gidilecek adres belliydi.
💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫
Oraya vardığımızda her şey için geç olmasında korkuyordum. Lisa iyi değildi. Hala güçlerini bilmiyor ve kontrol edemiyordu. Kraliyet katına vardığımızda büyük bir patlamayla geriye savrulduk. Kraliyet şatosunun tam ortasından koca bir delik açılmıştı. Ve... Bu delik tam bodrumdan geliyordu. Çocukluğumuzun geçtiği bu şatoyu avucumuzun içi gibi iyi biliyorduk. Delikten aşağıya indiğimizde de emin olduk. Burası "doğa üstü" varlıkların tutulduğu bodrum katıydı. Vampirlerin bile midesini bulandıran kan kokusu buraya hakimdi. Kat açılan delikle parçalanmıştı. Yan yana duran iki zindandan birinden çığlık sesleri yükseliyordu. Kapıyı kırmamızla içeride kan içinde olan kızları görmemiz bir oldu. Hepsi bizi görmeleriyle mutlu olsalar da her yerleri kan içindeydi ve acı içinde oldukları yüzlerinden okunuyordu.
"Jungkook biz kızlarla ilgileniriz. Sen Lisa'yı bul"
Zindandan ayrılırken Lisa'yı bulmak kolaydı. Kaldığı zindan yerle bir olmuştu. Odada hiçbir şey kalmamıştı. İçeri girdiğim an ayakta bana bakan Lisa'yı görmem bir oldu. Babam ve birkaç askerse baygın bir şekilden yerde  yatıyordu. Koşarak düşmek üzere olan Lisa'yı tutum. Yüzü ve kolları çiziklerle doluydu. Kan akmayan yeri yoktu. Kucağıma alır almaz kısık bir ses kulağıma ilişti;
"O kız kimdi Jungkook"

Selam🙋🏻‍♀️Yine ben 😜Neyse😌Umarım beğenerek okuyacağınız bir bölüm olur. Umarım çok saçmalamamışımdır. Kendinize iyi bakın sizi seviyorum ve yorumlarınızı bekliyorum. 😍💕💞🌺❤️

Vampire House/LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin